Geç kalıyorum translate Portuguese
500 parallel translation
Geç kalıyorum.
- Bem, está a ficar tarde.
Hep geç kalıyorum, unutuyorum.
Estou sempre atrasado, sempre a esquecer-me.
Ben araziye geç kalıyorum.
Estou atrasado no campo.
Belki de öyle yapmalıyım ama... geç kalıyorum.
Talvez eu pudesse, mas... agora está a ficar tarde...
- Temsile geç kalıyorum!
- Chegarei tarde à minha actuação.
Okula geç kalıyorum.
Estou atrasado para a aula.
- Acele edelim, geç kalıyorum.
- Vamos embora, estou atrasado.
Geç kalıyorum!
Vou chegar tarde!
Pekala, sınıfa geç kalıyorum.
Bem, estou atrasado para a aula.
Geç kalıyorum.
Estou atrasado.
- Geç kalıyorum.
Tenho de ir.
Sınava geç kalıyorum.
Venha comigo.
Richard geç kalıyorum.
Richard, estou atrasada.
- Geç kalıyorum.
- Não posso. Já estou atrasado.
- Geç kalıyorum.
- Estou atrasada.
Geç kalıyorum.
Cheguei hora e meia atrasado àquela coisa.
Stüdyoya geç kalıyorum.
Estou atrasado para o programa.
Geç kalıyorum, defol! Kaltak!
Estou a ficar atrasada para o trabalho!
- Çıkmak zorundayım. Geç kalıyorum.
- Tenho de sair, estou atrasado.
Geç kalıyorum.
– Estou atrasado.
Geç kalıyorum. İşe yetişmem lazım.
Tenho que ir trabalhar.
Dans sınıfıma geç kalıyorum.
Vou-me atrasar para a minha aula de dança.
Yapamayacağım. Geç kalıyorum.
Não posso, estou atrasado.
Geç kalıyorum.
Mas vou chegar atrasado.
Geç kalıyorum.
Tenho vindo muito tarde.
İşe geç kalıyorum. Bana bir iyilik yapar mısın?
Não é isso.
Geç kalıyorum Axel.
Estou atrasado, Axel.
Geç kalıyorum.
Estou atrasada.
- Görüşmeye geç kalıyorum.
- Vou me atrasar para a entrevista.
Bu durumda koro çalışmasına geç kalıyorum.
Eu estou atrasada para o ensaio do coral.
Geç kalıyorum.
Vou chegar atrasado.
Hadi işe geç kalıyorum.
Andem lá, estou atrasado.
Yanında sadece azıcık tartar sosu veriyorsunuz ve bende hep geç kalıyorum.
Nós só tínhamos direito a uma pequena porção de molho, e nunca era suficiente.
Geç kalıyorum, sadece kahve için vaktim vardı.
Estou atrasado, só tenho tempo para o café.
Eyvah, geç kalıyorum.
Estou atrasadíssimo!
İki saatlik yolum var, yarışa geç kalıyorum.
Vou levar 2 horas de caminho. Estou atrasada. Tenho que ir ao hipódromo.
Gitmem gerekiyor. Geç kalıyorum.
Bom, tenho que ir, já é tarde.
Gel Watson, geç kalıyorum.
Vou atrasar-me!
- Devamlı geç kalıyorum.
- Sempre atrasado. Sempre atrasado!
Bugünlerde her yere geç kalıyorum.
Nos tempos que correm atraso-me para tudo
Geç kalıyorum.
Já é tarde.
Geç kalıyorum.
Já estou mais que atrasada.
Selam anne. Yine geç kalıyorum.
Atrasado de novo, e como estás tu?
Anne, işe geç kalıyorum. Seni daha sonra ararım, olur mu?
Mãe, estou atrasado, mas prometo, que vou ligar.
Geç kalıyorum.
Já estou atrasado.
Mutsuz Aileler Seminerine geç kalıyorum.
Estou atrasado para o meu Seminário sobre Familia Disfuncional.
Sadece biraz geç kalıyorum o kadar.
Estou a ficar um pouco atrasado.
Geç kalıyorum.
Já vou atrasado.
- Liste çok uzun. Geç, kalıyorum.
- É uma lista enorme, receio.
Hep yemeğe geç kalıyorsun dersiniz. Altıya kadar çalışıyorum, yetişemiyorum.
Dizem que cheguei atrasado, e sabem que largo o serviço às 18 hs!
Okula geç kalıyorum.
É por isso que já comprei óculos à Marisol.
kalıyorum 109
geç kaldığım için özür dilerim 34
geç kaldım 322
geç kaldın 297
geç kalma 88
geç kaldı 43
geç kalacağım 36
geç kalmayın 19
geç kaldık 134
geç kalıyoruz 101
geç kaldığım için özür dilerim 34
geç kaldım 322
geç kaldın 297
geç kalma 88
geç kaldı 43
geç kalacağım 36
geç kalmayın 19
geç kaldık 134
geç kalıyoruz 101