English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Geç kaldı

Geç kaldı translate Portuguese

8,167 parallel translation
Çok geç kaldın.
Chegou demasiado tarde.
Neden bu kadar geç kaldılar?
Bem, o que fazem lá em cima até tão tarde?
Anne, oryantasyona geç kaldım.
Mãe, estou atrasada. É uma aula de orientação.
Aslında, geç kaldınız.
Por acaso, estão muito atrasadas.
Çok geç kaldınız!
Estão atrasados.
Beni alacaktı, geç kaldı.
Está atrasado para me vir buscar.
Nerederyse bir saat geç kaldım.
Quase deixava passar a hora.
Affedersin yine geç kaldım.
Desculpa. Outra vez atrasado.
Özür dilerim bugün geç kaldım.
Desculpa-me. Hoje atrasei-me.
Affedersin, geç kaldım dostum.
Desculpa o atraso, meu velho. Já não falta muito.
- 38 saniye geç kaldım sadece.
- 38 segundos.
Erken gelmenin birkaç, geç kalmanınsa tek bir derecesi vardır. Ve bu da "çok geç kaldın" dır.
Há vários níveis de adiantado, mas só um de atrasado : atrasado de mais.
- Yine geç kaldın Junior. - Junior mı?
- Outra vez atrasado, Júnior.
- Geç kaldık.
Estamos atrasados.
Hurst, biraz geç kaldın.
Respira. - Já é tarde. - Respira.
Geç kaldın!
Estás atrasado!
Geç kaldım.
Estou atrasada.
- Yapma, çok geç kaldın.
- Não podes. É tarde demais.
Sevgilim geç kaldın.
Estás atrasada.
Biliyorum, çünkü geç kaldın.
Eu sei, estás atrasado.
Sistem değişmezse, söz konusu şirketlerin kararları değişmeden böyle kalırsa, bunu anlamı, küçük bir yönetici ve hissedar grubu aynı mükafat ve ceza şablonuna tabi olarak aynı sistem üzerinde çalışıyor olacak ve burada ya da başka bir yerde, er ya da geç kaldırılması için savaş
Se o sistema nao muda, Ele esta sendo deixado intacto decisoes dessas empresas, o que significa que um pequeno grupo de executivos e acionistas Eles vao estar trabalhando no mesmo sistema, sujeitos ao mesmo padrao de recompensas e puniçoes, que, mais cedo ou mais tarde ele faz impor novamente, la ou em outro lugar, as mesmas condicoes em relacao ao qual eles estao lutando.
- Selam bebeğim. Geç kaldım kusura bakma.
- Olá querida, desculpa o atraso.
Çok geç kaldın.
Já vai tarde.
Son görüşmem. Biraz geç kaldım da.
Tive uma reunião que se prolongou.
Geç kaldığım için özür dilerim, efendim.
Desculpe o atraso, senhor.
Affedersiniz, geç kaldım.
Inspector, desculpe o atraso.
Bill niye böyle geç kaldı acaba?
Porque está o Bill a demorar tanto?
Geç kaldın Ashley. Bu hafta üçüncü oldu.
Estás atrasada, Ashley.
Çok geç kaldım.
Estou tão atrasada.
Geç kaldığım için özür dilerim.
Desculpa por vir tarde.
Okula geç kaldık.
Estamos atrasados para a escola.
Tahmin edeyim. Naomi ya geç kaldı ya da unuttu.
Deixa-me adivinhar, a Naomi atrasou-se ou esqueceu-se.
Çok geç kaldın.
Está tarde.
Geç kaldığım için üzgünüm.
Desculpem o atraso.
- Geç kaldığın zamanlarda evet.
Quando chegares uma hora atrasado, sim. Onde estiveste?
Çok geç kaldık.
Chegamos tarde.
Yine geç kaldım, o yüzden yeni bir saat.
Vim tarde outra vez, daí o novo relógio.
- Pardon, geç kaldım.
Desculpem o atraso.
- Anten sistemini kurmak için 4 ay geç kaldık.
- Estamos quatro meses atrasados.
- Efendim, biraz geç kaldım.
Senhor! Estou um pouco atrasado.
Geç kaldın.
Estás atrasado.
Çok geç kaldık!
Chegamos muito tarde.
Biraz geç kaldığım için üzgünüm.
Desculpa estar um pouco atrasado.
Merhaba, üzgünüm biraz geç kaldım.
Olá, desculpe estar um pouco atrasado.
Çok geç kaldınız.
Chegam muito tarde.
Geç kaldı ve yanında Nicky vardı.
Voz de...
- Geç kaldın.
- Estás atrasado.
- Çoktan işe geç kaldım.
- Estou atrasado para o trabalho.
- Günaydın. Geç mi kaldım?
Estou atrasada?
Pardon geç kaldım.
Estou atrasada. Olá!
Geç kaldın.
Tarde demais para si.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]