Gorüyorum translate Portuguese
17,177 parallel translation
Kev seni görüyorum!
Kev, eu vi-te!
Böylesine menfur bir hileyi de ilk kez görüyorum.
Nunca conheci ninguém tão batoteiro.
İyi yürekli ve sevgi dolu bir adam görüyorum.
Vejo um homem gentil e amoroso.
Onlara bakınca ne görüyorum biliyor musun?
Sabes o que vejo quando olho para ali?
Gördüklerini görüyorum.
Vejo o que tu vês.
Kan görüyorum.
Vejo sangue.
O rengi sende ilk kez görüyorum.
Nunca te tinha visto essa cor.
Onları hala görüyorum!
Eu ainda os consigo ver!
Ben kuru ot görüyorum.
E eu vejo estrume.
Rüya görüyorum.
Estou a sonhar.
Çok tehditkar duran 7 tane kişinin duran birkaç konteynırda olduğunu görüyorum.
Vejo sete tipos bem ameaçadores a guardar alguns contentores.
Ne yaptığını görüyorum.
Reconheço o que estás a fazer.
Ben hayal mi görüyorum?
Estou a alucinar?
Görüyorum.
Estou de olho nela.
Ben gayet net görüyorum.
Consigo ver como a luz do dia.
Hayır, görüyorum güç uğruna insanları öldürüyorsun.
Não, eu percebo. Está a matar pessoas para ganhar poderes.
Pike, seni görüyorum.
- Pike! Pike!
- Görüyorum.
- Zelador. - Estou a ver.
- Dünyanın iki saati var dedim ama şu anda doğrudan Star City'ye gelen bir Minuteman ICBM görüyorum.
- O mundo tem duas horas, mas estou a ver um míssil dirigido a Star City.
Thea'yı görüyorum.
Achei Thea.
Okurken parmağını oynattığını görüyorum.
Estou a ver que mexe o dedo enquanto lê.
Çabuk ol, sanırım şurada içinde 9 kişiden az insan olan bir taksi görüyorum.
Vamos, acho que estou a ver um táxi com menos de nove pessoas a bordo.
- Babamın yanında oturduğumu görüyorum!
Eu é que me sento ao lado do pai!
Onu tüm gün boyunca elleri pantolonunun içinde dolaştığını görüyorum. Ve o kadar şişman ve acibe ki kendimizi çok kötü hissettik.
Vemo-lo andar por aí com as mãos nos bolsos o dia todo, e ele é tão gordo e estranho, por isso sentimo-nos mal.
Görüyorum ki dövüşmeyi seviyorsun.
Vejo que gosta de lutar.
Görüyorum ki cömert birisin.
Estou a ver você é do tipo generoso.
- Her şeyi görüyorum.
Eu vejo tudo.
- Her şeyi görüyorum.
- És uma Primária.
Şu anda onu görüyorum.
Estou a vê-lo.
Üçlü görüyorum.
Estou a ver a triplicar.
Evet, elbette görüyorum.
- Claro, estou.
Öte yandan ben, her şeyi görüyorum.
Já eu, vejo tudo.
Kutsal Babamız, sizde İsa'nın yansımasını görüyorum ben.
Santo Padre... vejo o reflexo de Cristo no senhor.
Onda da İsa'nın yansımasını görüyorum.
Também vejo o reflexo de Cristo nele.
Vatikan Şehir Devleti'nin Hükümdarı,.. Tanrı'nın hizmetkârlarının hizmetkârı,.. Şüphe ve eleştirilerinize aldırmadığımı söylerken... bunun ışığında, insanın yanılabilir olmasının aksine... benim yanılmazlığımı vurgulamayı gerekli görüyorum.
Soberano do Estado da Cidade do Vaticano e Servo dos Servos de Deus, quero informá-los da minha total indiferença às vossas dúvidas e críticas, à luz das quais julgo necessário reiterar a minha infalibilidade, em contraste à vossa falibilidade humana ".
Ben Meryem'i görüyorum!
Eu vejo Maria!
Ben, öte yandan, iki medya olayı görüyorum.
Eu, por outro lado, vejo dois eventos mediáticos.
Buraya yaptığım ziyaretin anlamına dair bir yanlış anlama olduğunu görüyorum.
Parece ter havido um mal-entendido sobre o significado da minha visita a si.
- Görüyorum onu.
Estou a vê-lo.
Dünyayı görüyorum.
Bem, consegui ver o mundo.
Rabbimiz böyle buyurdu ve O'nun işini yapmaya hazırlanırken suretini karşımda görüyorum.
"Assim ordenou Nosso Senhor". E enquanto me preparo para fazer o teu trabalho, vejo o teu rosto ante mim.
Ellerinizle çalışmadığınızı görüyorum Peder.
Vejo que não trabalha com as mãos, padre.
Sana içki teklif etmek isterdim ama görüyorum ki kendin halletmişsin.
Eu oferecia-te uma bebida, mas vejo que já te serviste.
Etrafımızda her yer su. Dolaplar görüyorum ve... Amanın.
Vejo cacifos e meu...
- Yüzünü bu hâlde görüyorum çünkü.
Só para ver a tua cara assim.
Ben rolümü etrafımda başlayan tartışmada görüyorum.
Vejo o meu papel na controvérsia que se criou.
Hareket ediyorum ve beni izliyorlar benim hareketlerim vasıtasıyla hareket ettiklerini görüyorum.
Posso mover-me, eles podem observar-me e vejo que estão a mover-se através de mim e daquilo que faço.
Dikkatli ol, çok fazla krem görüyorum orada.
Cuidado. Tem muito creme.
"İşten kaytarma" yorumu görüyorum, ancak üstü çizilmiş.
Vejo um comentário pouco responsável, mas foi riscado.
Neler görüyorum böyle.
O que é que temos aqui?
Neler görüyorum.
Ora, ora, o que temos aqui?
görüyorum 679
görüyorum ki 81
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyorsunuz 374
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsunuz ya 100
görüyorum ki 81
görüyorsun 561
görüyor musun 747
görüyorsunuz 374
görüyor musunuz 176
görüyorsun ya 140
görüyormusun 34
görüyoruz 16
görüyorsunuz ya 100