Görüyorum ki translate Portuguese
1,383 parallel translation
Görüyorum ki eski takımı yeniden toplamışsın.
Vejo que reuniste a equipa.
Görüyorum ki karını bulmuşsun.
Estou a ver que encontrou a sua esposa.
Görüyorum ki, gecenin zamani gelmis tarafi basladi.
Vejo que o melhor da noite começou.
Görüyorum ki siz bunu önceden planlamışsınız.
Pensaram muito nisto, vocês.
Görüyorum ki - - arkadaşlarım - - yükseliyorlar, ve ben üzülüyorum - -
Eu vejo... Os meus amigos estão... estão a subir na vida, e eu estou preocupado.
Görüyorum ki hala hayattasın.
Vejo que ainda estás vivo.
Görüyorum ki sana öğretecek çok şeyim var.
Estou a ver que tenho muito a ensinar-te a ti também.
Ama görüyorum ki, yalnız değilsin.
Não percebi que tinhas companhia.
Ve görüyorum ki sende etmişsin.
E vejo que o senhor também.
Ve görüyorum ki sende etmişsin.
E vejo que tu também.
- Pekala, görüyorum ki çok üretken bir gün geçirmişsin.
Bem, vejo que tiveste um dia muito produtivo.
Görüyorum ki, bir diğer icadımı bulmuşsun.
Vejo que encontrou outra das minhas invenções.
Hey, Shupe. Görüyorum ki koruyucu gözaltından çıkmışsın.
Ouça, Shupe, vejo que Ihe deixaram sair de custódia protetora.
Görüyorum ki, yellenme kuralından fazla faydalanmışsın.
Tens-te aproveitado da Política do Peido.
Görüyorum ki büyükelçi süitini vermişler.
Vejo que o colocaram na suite de embaixador.
Görüyorum ki bulmuşsun.
Vejo que te encontrou.
Görüyorum ki benim sana karşı hissettiklerimi sen bana karşı hiç hissetmeyeceksin ama gece bitmeden önce senden masum bir öpücük rica edebilir miyim?
Muito bem, Marge. Vejo que nunca sentirás por moi o que sinto por toi. Mas antes que a noite acabe posso pedir-te um beijo inocente na cara?
Skinner, Ivo Jima gazilerini okuluna getirirken biraz tereddüt ettim ama görüyorum ki korkum yersizmiş.
Skinner, receei trazer os veteranos de Iwo Jima à sua escola, mas vejo que os meus receios eram infundados.
Evet, görüyorum ki, ölmeye değecek birşey değil gibi.
Nao me parece importante o suficiente para morrer por isso.
Şunu söylemeliyim, şimdi daha açık görüyorum ki siz bu mücadeleye Ajan Mulder'dan daha hazırlıklıydınız.
É óbvio que estava melhor preparado para este desafio do que o agente Mulder teria estado.
Görüyorum ki, dostunu özlüyorsun.
Sei que sentes a falta do teu amigo.
- Hayır, sadece görüyorum ki, sen...
- Não, estou só a constatar que tu...
Ama şimdi görüyorum ki... tekrar kan dökülecek.
Mas eu agora vejo... que o sangue vai ser derramado novamente.
Görüyorum ki...
Projecto...
Görüyorum ki, Afrika bozkırlarından sonra Londra havası size yaramamış.
Depois da savana africana, o clima de Londres não está a animá-lo.
Görüyorum ki hükümet bugünlerde afetleri işe alıyor.
Vejo que o governo está a recrutar bem hoje em dia.
Görüyorum ki bazı şeyler de hiç değişmiyor.
E eu vejo que algumas coisas nunca mudam.
Görüyorum ki hedefimi öğrenmişsin. Ne yapıyorsun?
Ah, sabe da minha missão?
Görüyorum ki garson bu gece burada değil. Frank mı?
Parece que o empregado não está cá hoje.
Görüyorum ki, siz beyler küçük bir sınır eğlencesi yapıyorsunuz.
Vejo que os senhores estão a preparar-se para uma diversão, por aqui.
Görüyorum ki, DELOS sisteminin yakıtı azalmış.
Os sistemas do DELOS estão a ficar sem combustível.
Ama görüyorum ki, bu onun işlediği 4. suç.
Mas vejo que é o quarto delito dela.
Ama görüyorum ki meşgulsünüz.
Embora lhe vejo ocupado.
... başkanla alakalı gerçeklerden bahsediyorum, bir kez daha görüyorum ki, bu kararların ve güvenirliliğin soruşturması...
... falaram de factos e números toda a noite, Sr. Presidente. Mais uma vez, eu vejo isto como uma questão de julgamento e integridade.
- Görüyorum ki kitabını okuyorsun.
- Vejo que estás a ler o livro dele.
Görüyorum ki acı ve felaket haberleri getiren ışığa çıkmaktan korkan bir kâhin gibi gölgelere saklanmışsınız.
Vejo-o escondido aí nas sombras, como um profeta das desgraças com receio de encarar a luz.
- Görüyorum ki mesajımı almışsınız.
- Receberam a mensagem.
Şeyy, size biraz Handsome Cream satmaya çalışacaktım. Ama görüyorum ki siz çoktan mağazadan almışsınız.
Ia tentar vender-lhe um creme de beleza mas já vi que comprou a loja toda.
Görüyorum ki yine alışveriş yapmışız.
Está tudo bem. - Ok.
Ama görüyorum ki Emma yanımızda değil.
Percebi agora que não estamos.
Ve görüyorum ki, çoktan kral odasına yayılmışsınız.
Vejo que já mudou para a suite presidencial.
- Görüyorum ki biraz su almışsın.
- Vejo que compraste alguma água.
Şey, Görüyorum ki sen hala buradasın.
Ainda aqui estás. Ela está aqui ao lado.
- Görüyorum ki elleriyle konuşuyor.
- Vejo que ele fala com as mãos.
Ama şimdi görüyorum ki, benim gibilere de yardım ediyormuş.
Agora percebi que ele também ajuda as pessoas comuns como eu, Carl.
Yüce Tanrım, görüyorum ki işlerinde Marge kulunu vesile kılıyorsun. Sen her şeyin en iyisini bilen- -
Senhor, vejo que estás trabalhando através da minha esposa imperfeita, Marge, pois sois muito inteligente.
Gönderdiğin sinyalleri görüyorum. Tabii ki yolluyorum.
Claro que estou a enviar-lhe sinais.
Bir keşif görevinde bulunduğunuzu iddia ediyor olabilirsiniz. Oysa ki ben sizi düşüncesiz ve sorumsuz olarak görüyorum.
Você pode afirmar estar uma missão de exploração... eu entretanto considero-o negligente e irresponsável.
Kocam sizden o kadar söz etti ki sizi kız kardeşim gibi görüyorum.
A minha mulher. Os nossos maridos parecem irmãos.
Sonra koridorda çocukları görüyorum. Diyorum ki : " Koşmak yok.
E depois vejo pessoas no corredor, eu digo, " Hei.
o kadar küçük ki bu ışıkta zor görüyorum. "
Está tão pequeno que mal o consigo ver com esta luz. "