English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Görüşmek

Görüşmek translate Portuguese

6,237 parallel translation
- Alicia. Sanırım ortağınız sizinle görüşmek istiyor.
Acho que o seu sócio quer falar consigo.
Bay Lin sizinle görüşmek istiyor.
Mr. Lin precisa de falar contigo.
Görüşmek üzere.
Vemo-nos mais tarde.
Roarke görüşmek istiyor.
O Roarke... quer reunir-se.
- Görüşmek üzere.
- Vejo-te mais logo.
Görüşmek üzere.
Até logo.
Geldiğinde görüşmek üzere.
Então, vemo-nos nesse dia.
- Görüşmek üzere. - Tamam.
Até logo.
Sonra görüşmek üzere, tamam mı?
Até logo, está bem?
Juice'la yüz yüze görüşmek istiyorum.
Preciso de um frente a frente com o Juice.
Alex seninle görüşmek istiyor.
O Alex quer encontrar-se consigo.
Evimde sizinle görüşmek istiyorum.
Gostaria de falar consigo, em minha casa.
Görüşmek üzere, Bay Martin.
Vemo-nos por aí, Sr. Martin.
- Görüşmek üzere.
- Até depois.
Görüşmek üzere.
Até mais tarde.
Evimi yeniden dekore etmek için sizinle görüşmek istiyorum.
Sim. Eu ia adorar falar sobre a decoração da minha casa.
Donna, daha sonra görüşmek dileğiyle.
Donna, espero ver-te novamente.
Görüşmek için.
Para falar.
Sizinle görüşmek istiyor.
Imediatamente.
Çünkü attığın mesajlara göre, daha çok sen görüşmek istiyormuşsun da, o artık mesaj göndermeni istemiyormuş gibi görünüyor.
Porque parece que tu querias sair, mas ela queria que as mensagens parassem.
Generalle mi görüşmek istiyorsunuz?
Quer ver o General?
"Emlak ajanslarıyla görüşmek." Hayret bir şey.
Falar com agentes...
Seninle ve onunla en kısa sürede güvenli odada görüşmek istiyorum.
Preciso de ti, ele e eu na Sala de Segurança.
Bir sonraki hayatta görüşmek üzere efendim.
Nós também estamos a sair. Vejo-o na próxima vida, senhor.
Kaybolan öğrenciyle ilgili sizinle görüşmek istiyorum.
Queria falar sobre a aluna que está desaparecida. Sou jornalista.
Kari Vaara 2. sezonda görüşmek üzere.
WEB-DL sunrising
Görüşmek üzere. Arkadaşım.
Paz... amigo.
Ailesini görecek kişiyle şahsen görüşmek istedi.
Pediu para falar com alguém que fosse ver a família.
Brenner'la görüşmek istiyorsanız benim görüşmemi beklemelisiniz.
Quer falar com o Brenner, pode esperar até eu terminar.
Büyücüyle görüşmek isteyen çok fazla kişi var. Ama o sadece çırağı aracılığıyla konuşur.
Há muitos que desejam uma audiência com o feiticeiro... mas só fala através do seu aprendiz.
Efendim, oğlunuz sizinle görüşmek için ısrar etti.
Com licença, senhor. O meu filho insistiu em vê-lo.
Yang'la beraber adaylarla görüşmek için kıçımızı yırtmıştık. Şimdi her şeye yeniden mi başlayacağım?
Yang e eu matámo-nos a entrevistar pessoas, e agora tenho de recomeçar?
Yönetim Kurulu seninle görüşmek istiyor.
O Conselho gostava de ver-te.
- Neden ikinizle de görüşmek istediğimi merak ediyorsunuz sanırım.
Então, provavelmente, devem-se estar a perguntar - porque é que eu precisava de vos ver... - Não.
- Onunla görüşmek istiyorum.
- Quero uma reunião.
- Onunla görüşmek istediğini biliyorum.
- Eu sei que quer conhecê-la. - Mal posso esperar.
Samaritan bizimle görüşmek istiyorsa bence bunu yapmanın zamanı geldi.
Se o Samaritano quer um encontro, acho que está na hora disso.
Şimdi mürettebattan birini bulup ona Karasakal'la görüşmek istediğimizi söylemeliyiz. Sonuçta karşılığında para ödemek istediğimiz şeye sahip olan kişi o.
Muito bem, temos de abordar um tripulante para chegar à fala com o Barba Negra, porque tem algo na sua posse que estamos dispostos a comprar.
Avatar seninle görüşmek istiyor.
A Avatar está aqui para ver-te.
Robert Burnett'le görüşmek için bekliyoruz. Ve o da CEO.
Queremos uma audiência com Robert Burnett, e ele é o CEO.
Hayır, Chicago P.D. bize fatura bilgilerini gösterebilecek, biriyle görüşmek istiyoruz, lütfen.
Polícia de Chicago. Temos de falar com alguém, que possa ver a facturação. - Eu posso.
Hank Voight'le görüşmek için gelmiştim.
Estou aqui para me encontrar com o Hank Voight, por favor.
Görüşmek istiyor.
Quer um encontro.
- Bugün saat 2'de görüşmek istiyor.
- Ele quer uma reunião às 14h.
Evet, neden sizinle görüşmek istediğimi...
- Então... - Sim, está a pensar porque é que lhe pedi um encontro.
Ofiste görüşmek üzere.
Vejo você no escritório.
Seninle görüşmek istemiyorum.
Não quero ver-te agora.
Memur beyler sizinle görüşmek istiyor.
Estes agentes gostariam de falar consigo.
Prens Conde'nin kendini Protestan olarak tanımlamasından sonra, bizimle görüşmek isteyeceğini düşündük.
Quando soubemos que o Príncipe Conde se tinha declarado Protestante, achámos que gostaríeis de conhecer alguns dos vossos irmãos.
Hetty sizinle orada görüşmek istiyor.
A Hetty quer-vos aos dois lá.
29-01-2015 de 10. bölümde görüşmek üzere...
Adaptação para Português : zecacurto

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]