English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Hayır mı

Hayır mı translate Portuguese

49,841 parallel translation
Hayır mı? O zaman demek ki bir şey gördün.
Então viste algo.
Hayır mı?
Não?
- Hayır mı?
- Não?
Kızmıyorsun değil mi? Hayır mı?
Não estás a entender?
- Evet mi hayır mı?
- Sim ou não?
Kalktın mı? Kabus olduğunu söylemiştin. - Hayır, ben...
Disseste que foi um pesadelo.
Hayır anladım, anladım, sorun değil.
- Entendi, tudo bem. Senhor, nós não temos...
Hayır, hayır, hayır, hayır, haftaya değil, hemen şimdi lazım.
Semana que vem, não! Tem que ser agora.
ama önce bir saat beklemen lazım. biz gittiğimizde, sen çıkacaksın. - Hayır, Aç şunu!
Quando chegarmos à ilha, vocês devem esperar uma hora depois de sairmos, vocês podem ir.
Hayır bir otel odası tuttuk, sonra karım ve oğlumla gezmeye... Bay Riley, size yardım etmeye çalışıyorum. Ve sonra balıkçı...
Registramo-nos num hotel e então fomos dar um passeio...
Hayır, eski iş arkadaşım olan.
Não, o meu ex-colega.
Cevabım hayır.
A resposta é não.
- Hayır, demek istediğim anladın mı?
- Mas percebeste?
- Hayır, sanırım değildi.
- Pois, não foi.
Ama yine de cevabım hayır olur.
Mas mesmo assim teria de dizer que não.
Hayır, size yardım edemem.
Não posso ajudá-lo.
- Hayır, ben alırım.
- Não, eu posso fazer isso.
- Tanrım, hayır. Hayır.
- Credo, não.
- Hayır. Sen açtın sandım.
Pensei que tinhas sido tu.
Hayır, ben düğmeye basmadım.
Nem toquei no botão.
Yani hayır. Meth değil, ekstazi aldım.
Não eram metanfetaminas.
Hayır, yapamam dostum çünkü seni dinlemeyi bıraktım artık.
Não posso fazer isso, porque estou farto de te ouvir.
Hayır, seninle öyle konuşmamalıydım.
Não, não te devia ter falado naqueles modos.
Hayır, doktora gitmen lazım.
Não, tens que ir ao médico.
Hayır, anlatmadım.
Não, ainda não.
Hayır, sandım ki -
Não, pensei que era...
Olanları tekrar mı yaşayacak? Hayır.
Para quê passar outra vez por isso?
Hayır, ayrıldıktan sonra saçımızı boyamaya başladık.
Não, começamos a tingi-lo quando saímos.
Hayır tatlım. Düşündüğümüz üç isimden biriydi sadece.
Não, esse foi um dos três que falamos.
Bu kapılardan uzaklaşırsan, cevabın hayır, anladın mı?
Se te afastares destas portas, a tua resposta é não, compreendes?
John'un mesajını almadın mı? Hayır.
Não recebeste a mensagem do John?
- Rosie'nin kafası mı dönüyordu? - Hayır.
- A cabeça da Rose girou?
Korkarım ki hayır.
- Receio que não.
- Hayır, alamadım.
Não, eu não o consegui.
Hayır hayır, biz onu bulduk, biz onu bulduk tamam mı?
Não, não, nós encontramo-lo, nós encontramo-lo, certo?
Hayır, bulamadım.
Não, não consigo encontrá-lo.
Hayır onlar gözlüklerim, ihtiyacım var.
Não, esses são os meus óculos, eu preciso deles.
Hayır, haçım olmaz!
Não, não é a minha cruz!
Buna hayır demem komutanım.
Eu não diria que não, senhor.
- Seninle iletişim kurmaya çalıştı mı? - Hayır.
- Ele já o tentou contactar?
- Hayır, Amerikan araban var mı?
- Não, tem um carro americano?
Hayır, ikinci bir fikre ihtiyacım var.
- Não, preciso de uma segunda opinião.
- Hayır, tanımıyor.
- Não conhece.
Hayır, tam olarak 17 buçuk ama daha etkili olması için yuvarladım.
Na verdade, 17 e meio, mas arredondei para um efeito dramático.
Hayır, ben açıklayayım.
Eu explico melhor.
Hayır, iyidir, kapıda adamım var.
Ele está bem. Está um homem à porta.
Hayır, hayır ondan önce de karşılaştım.
Não, conheci-o antes disso.
Müdürün karısını vuracağım. Ne olur! Hayır!
- Vou matar a mulher do Governador.
- Hayır. İndirmesine yardım edebiliriz.
Podemos ajudá-la a aterrar.
Hayır, saldırmayacağım.
Não, não vou.
Hayır. Hayatını kurtardım.
Não, eu salvei-te a vida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]