Herkes biliyor translate Portuguese
2,356 parallel translation
Ordunun arkadaşı olduğunu herkes biliyor ama ortada onu ilişkilendiren bir şey yok.
É sabido que é amigo da causa, mas nada o vincula.
Qing'in katil olduğunu herkes biliyor. Ama yasalardaki açık yüzünden serbest kaldı.
Toda a gente sabe que o Qing é um assassino, mas foi libertado por causa de um detalhe técnico jurídico.
Herkes biliyor.
Quem o conhece também sabe.
Seni tanımanın bir vatandaşlık görevi olduğunu herkes biliyor.
Toda a nação tem o dever de o conhecer.
Herkes biliyor.
Toda a gente sabia.
Herkes biliyor.
Toda a gente sabe.
- Herkes biliyor ahbap.
- Toda a gente já sabe..
Biliyorum. Herkes biliyor.
Eu sei, Etienne.
Bildiğini sanıyordum. Herkes biliyor. Peki.
Pensei que sabias, toda a gente sabe.
Bunu herkes biliyor zaten, Jared.
- Toda a gente sabe disso.
Şimdi ofisteki herkes biliyor ki benim problemimi çözen kişi sensin. Ve bu da senin önemli biri olduğunu gösteriyor.
Agora, todos saberão que resolveste o meu problema e que deves ser muito importante.
Fillmore oto yedek parçayı kimin temsil ettiğini herkes biliyor.
Todos sabem quem representa a Fillmore Autopeças.
Herkes biliyor.
Tu, de todos, deverias saber.
Ama zaten herkes biliyor.
Mas... todos já sabem.
- Benim dışımda herkes biliyor mu? - Öyle gibi.
Toda a gente sabia, menos eu?
- Herkes biliyor mu?
Sabem todos disso?
Bunu Herkes biliyor.
Toda a gente sabe isso.
Yapma Ducky, Susan'ın McGee'den hoşlandığını herkes biliyor.
Qual é, Ducky. Toda a gente sabe que a Susan gostou muito do McGee.
Biliyor işte, Eli. Herkes biliyor.
Porque sabe, Eli.
Herkes biliyor.
Todos sabemos o que lhes acontece.
Herkes senin yaptığını biliyor.
Toda a gente sabe que fizeste isso.
Herkes liseden nefret ettiğimi biliyor...
Toda a gente sabe que eu odiava o liceu.
- Herkes yazdan beri göğüslerinin büyüdüğünü biliyor.
- Toda a gente sabe que te cresceram melões durante o Verão.
Yani herkes Adam Handler, Jake Hendrickson Matt Price, ha bir de Prag'daki resim öğretmeninin arkasında yatan hikayeyi biliyor.
Toda a gente conhece as histórias do Adam Handler, do Jake Hendrickson, do Matt Price... - Do professor de Artes de Praga.
Herkes Millie'nin Baba Ayı'nın kilisesinin para kaynağı olduğunu biliyor.
Todo mundo sabe que a Millie sustenta a igreja do papai urso.
Amerika'daki herkes senin sayende soyadımızı biliyor Johnny.
Bem, todos na América conhecem o nome da família por tua causa, Johnny.
Tamam. Herkes görevini biliyor mu?
Sabem todos a sua parte da missão?
Tamam, belki maili yollayan sen değildin ama herkes, pis işlerini... Blair'e yaptırdığını biliyor.
Até podes não ter sido tu a enviar o e-mail, mas todos sabemos que a Blair faz o trabalho sujo por ti.
Yani şimdi sokaktaki herkes, benim mali problemlerim olduğunu biliyor mu?
Estás a dizer que toda a gente na rua sabe que eu ando com problemas financeiros?
"Herkes kelimenin kuş olduğunu biliyor" Peter, bunu kendim halletmek istiyorum.
Peter, eu quero fazer isto da minha maneira.
Hank Amcam, Marie Teyzem herkes senin yanlış bir şey yapmadığını biliyor.
O tio Hank, a tia Marie... toda a gente sabe que não fizeste nada de mal.
Hank amca onların bilinmeye değer insanlar olduklarını söyledi herkes Pablo Escobar'ın kim olduğunu biliyor ama onu yakalayanları kimse tanımıyor.
O tio Hank disse que valia a pena conhecê-los melhor porque todos sabem quem era o Pablo Escobar, mas ninguém conhece os homens que o apanharam.
New York'ta ondan başka herkes sizin işiniz olduğunu biliyor sanırım.
Mas no fim todos em NY menos ele, sabem que foste tu.
Herkes kendi bölgesinde kuş uçsa biliyor.
Todos cientes do seu próprio espaço.
Soruşturduğumuz herkes... -... ne yapacağımızı önceden biliyor oluyor.
Quem quer que estejamos a investigar, sabe o que estamos a fazer mesmo antes de o fazermos.
Bunu söylediğine sevindim çünkü herkes hücreni aradığımı biliyor.
Ainda bem que disse isso, porque todos sabem que revistei a sua cela.
Herkes görevini biliyor.
Todos sabem o que fazer.
- Herkes biliyor.
O rapaz da pizza diria
Herkes çok kötü dans ettiğimi biliyor.
Todos sabem que sou o pior dançarino.
Buradaki herkes, sizin İmparator'un ordusunda ne kadar şanlı bir general olduğunuzu biliyor.
Todos sabem que sois um famoso general do exército do imperador.
Herkes sırrımı biliyor ama kimsenin umrumda değil.
Todos sabem do meu segredo, mas ninguém se importa.
Herkes yaz boyu birlikte olduğum tek kişinin Pierre Balmain *'deki terzi olduğunu biliyor.
O único que me viu despida este Verão foi o alfaiate da Pierre Balmain.
Ya da... herkes hakkında her şeyi biliyor görünen biri var.
Há alguém que parece saber tudo sobre toda a gente.
Ne biliyor musun? Sende kalsın. Çünkü sen de tam tanıdığım herkes gibisin.
Poupa-me, porque gente como tu topo eu à légua.
Herkes biliyor dostum.
Toda a gente sabe.
Vegas'taki herkes, klasik araba koleksiyonunuzun olduğunu biliyor.
Em Las Vegas toda a gente sabe que tem uma colecção de carros clássicos.
Herkes sırrımı biliyor, julie.
Todos sabem o meu segredo, Julie.
"Herkes yapıyor, herkes bunun olduğunu biliyor kimse bu analistlere güvenmemeli" oldu.
"Todos fazem, todos sabem o que se passa, não se devia era confiar nos analistas."
- Herkes bunu biliyor.
Todos sabem disso.
Aslında herkes öyledir. Şimdi, bak. Ne eksik biliyor musun?
- Repara, vês o que falta?
Ve herkes bunu biliyor.
E todos sabem disso.
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum ama 99
biliyorum canım 32
biliyorum hayatım 20
biliyor musunuz 1377
biliyorsunuz ki 33
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorum bunu 16
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyorum ki 71
biliyorum efendim 52
biliyor musun al 19
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorum bunu 16