English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Herşey

Herşey translate Portuguese

12,912 parallel translation
Herşey Tanrı'nın iradesiyledir.
Tudo é possível com Deus.
Ve neden herşey "onu sik, bunu sik, siktir" olmak zorunda?
E porque é que tens de ofender tudo?
Herşey hayal ettiğimiz gibi.
Tudo o que sempre sonhámos... está ao nosso alcance.
Kullanabileceğimiz herşey burada.
É tudo o que temos, utilizemos.
Ama hepsi bir araya bulanmaya başladı ve herşey boktan bir hale geldi.
mas elas estavam a começar a misturar-se e tudo estava a começar a ser uma porcaria.
Onların söylediği herşey sende saklı.
Sabes de tudo o que é dito lá.
Daniel Douglas cinayeti ile ilgili topladığımız herşey. - Sağol.
Tudo o que temos do assassínio do Daniel Douglas.
Herşeyden... herşey den çok.
Mais do que... qualquer coisa. Amo-te.
- Herşey yolunda mı?
- Está tudo bem?
Benden tüm içtenliği ile özür dileyen bir adam karşısında yaptıklarını tasvip etmesemde herşey bir yana ben onu aslında seviyorum.
Uma desculpa e um acerto de contas com um homem, que não devia perdoar, se esquecesse o facto de que o amo.
Çünkü çok iyi hatırlıyorum ki, seçimlerden sonra herşey farklı olacak demiştin. - James!
Lembro-me de me dizeres que ias ser diferente depois das eleições.
Herşey yolunda.
Está tudo bem.
Ajan Perkins, herşey yolunda mı?
Agente Perkins, está tudo bem?
Hepsini aldım... konum, seyahat dokümanları, herşey...
Localização, documentos de viagens.
Herşey. Neden girmiyoruz?
Porque não entramos?
Oradaydı ve bana bağırıyordu. Beni duvara çarptı herşey çok çabuk gelişti.
Ele estava a gritar e empurrou-me contra a parede, aconteceu tudo muito depressa.
meğerse yalancı olan ve aldatan senmişsin., herşey senin başının altından çıkıyormuş.
Quando afinal eras tu a infiel, e a culpada de tudo.
Yani herşey.
Em resumo, tudo.
Ama herşey farklıymış. O senin çocuğunmuş.
E no final, ele era teu.
Bu güç gezegenin geleceği. Bu herşey demek!
É poder e o futuro do planeta.
- Herşey yolunda.
- Está tudo bem.
Herşey mümkündür, Tweedle.
Qualquer coisa é possível, Tweedle.
Şuanki yaşadıklarımız, herşey geleceğimiz için.
Agora a nossa vida juntos é nosso futuro.
Söyle bana, herşey hayal ettiğin gibi mi?
Foi assim que imaginaste?
Herşey bir sebep uğruna gerçekleşir.
Tudo acontece por uma razão.
Burada olan herşey, benim hatam... lanet, şişeler, Jafar, bütün acıların...
Tudo o que aconteceu aqui é culpa minha. A maldição, as lâmpadas, o Jafar, o teu sofrimento.
Bir hapishanedeydim, ve bir tür prosedür imzaladım... ve bu benim bu yer hakkındaki... senin hakkındaki... herşey hakkındaki bilgimi sonsuza dek sildi.
Eu estava num asilo, e concordei com algo... um procedimento que apagaria a minha memória deste sítio... e a ti. Para sempre.
Yakında, istediğim herşey benim olacak, ve bu dünyada hiçbir insan... ya da başka hiçbir şey... beni durduramayacak.
Em breve, terei tudo o que sempre quis, e não há ninguém neste mundo... ou noutro, que me possa parar.
Ve herşey karardı.
E nós desmaiamos.
"herşey" derken ne demek istiyorsun?
O que é que quer dizer com "tudo"?
Herşey gerçekmiş gibi görünecek.
A realidade que será apresentada parecerá verdade.
♪ JG'de herşey gördüğünüz gibi ♪
Gostas do que vês Na JG!
Herşey yolunda mı?
Está tudo bem?
Julian'a karşı içinde tuttuğun herşey... gitti... Cara, bitti, tamam mı?
Cara, terminou, está bem?
Herşey normal, ama sonra değiller.
As coisas estão normais e de repente deixam de estar.
Söyleceğin herşey aleyhine delil olarak kullanılabilir.
Tudo aquilo que disseres pode e será usado contra ti.
O zaman herşey biterdi.
Estaria tudo acabado.
Herşey mi?
- Qualquer coisa?
Günün sonunda herşey döner dolaşır aileye gelir.
No final... tudo se resume... à família!
Herşey bittiğinde evimize dönmemizi bekleyenler için savaşacağız.
Lutamos para os que estao esperando por nos para voltar para casa quando esta tudo acabado.
Jafar'ın yaptığı herşey, eski haline döndü.
Tudo Jafar que foi desfeita.
Herşey içindi.
Foi por tudo.
Sadece herşey için teşekkür etmek istedim.
Eu so quero te agradecer por tudo.
Sahip olduğun herşey... Benim olacak.
Tudo aquilo que possuis... será meu.
Herşey yolunda, endişelemene gerek yok.
Tudo bem. Não te preocupes.
Söylediğim herşey için özür dilerim.
Sinto muito por tudo aquilo que disse.
Hayır, herşey yolunda.
Não, está tudo bem.
Herşey iyi olacak.
Vai ficar tudo bem.
Herşey bir oyun.
Tudo é.
Benim geçmiş sadece, sadece uzağa düştü ve ben ücretsiz... herşey sanki öyleydi. Bu kullanılan yol olarak? Denedim.
- Eu tentei.
Herşey bitti.
Terminou!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]