Hiç görmedim translate Portuguese
4,262 parallel translation
Poocie ölmüş öleli, birinin peşinden böyle gidenini hiç görmedim.
Não vi tanto rabo por aqui desde que a última cadela morreu.
- Seni onunla hiç görmedim.
Nunca vos vi juntos.
İşin aslı, seni hiç görmedim.
Palavra de rancheiro que não te vi.
Bunu hiç görmedim.
Isto não devia estar...
Görüyorsun ya, ben bu kişiyle hiç karşılaşmadım ve bu kişiyi eylem yaparken hiç görmedim.
Nunca conheci esta pessoa e nunca a vi em ação.
Onu daha önce hiç görmedim.
Nunca vi isso antes.
Kuşkusuz, onu son zamanlarda neredeyse hiç görmedim.
Claro, mal o vejo ultimamente.
Samoushenka'yı aslında hiç görmedim,
Nunca vi a Samoushenka.
Bu kadını hiç görmedim. - Dünden önce.
Pois, nunca vi essa mulher... antes de ontem.
Onları hiç görmedim, hiç koklamadım bağırışlarını duymadım.
Nunca os vi, nunca os cheirei, nunca os ouvi a berrar.
- Yok hiç görmedim.
Não, eu não sei onde é que ele está.
Suratını hiç görmedim.
Sabes, eu não cheguei a ver-lhe a cara.
Çok uzun, yorucu yıllar yaşadım. -... ama boşa giden... onca zaman boyunca... adaletin böyle acımasızca yanlış yaptığını hiç görmedim. - Harika.
Já vivi... muitos e desgastantes anos...
Sanırım daha önce hiç görmedim.
Não tinha visto.
Şimdiye kadar seni nasıl hiç görmedim?
Como é que eu nunca o vi?
Ve seni kaçmaya çalışırken hiç görmedim.
E nunca te vi a tentares fugir.
- Hiç görmedim.
Nunca vi essa cara feia.
- Hiç görmedim.
Nunca o vi.
Biliyor musun, bunun kullanıldığını hiç görmedim.
Sabes que nunca o vi a ser usado.
Bu kadar büyük bir aksini ispat etme fırsatını masada bıraktığını hiç görmedim.
Eu nunca te vi deixar uma réplica tão grande na mesa.
İkisi de bana uyar. Warlow'un yerini söyleyemem çünkü onu hiç görmedim.
Não consigo dizer-te onde está o Warlow porque nunca pus os olhos em cima dele.
Okuldan sonra hiç görmedim.
Não desde que a escola terminou.
- Meeks'i hiç görmedim.
- Já não vejo o Meeks há...
Üzüm bağında bugün olanlar, Derek'in cildine olanları daha önce hiç görmedim.
Porque depois do que eu vi hoje, na vinha... o Derek, como ficou a pele dele.
- Hiç görmedim. Ginger'dan geri kalan çukuru doldurması lazım, leş gibi kokuyor.
Ele tem de tapar aquele buraco da Ginger, cheira muito mal lá.
Ben 15 yıldır buradayım. Hiç görmedim. Hiçbir yığın görmedim.
Estou aqui há 15 anos, e nunca vi nenhum monte de merda.
Evet, ailemi neredeyse hiç görmedim.
- Sim, mal via a minha família.
Elisa'yı bir daha hiç görmedim.
Nunca mais vi a Elisa.
Seni hayatımda hiç görmedim.
Eu nunca o vi antes na minha vida.
Hayatımda hiç doğum görmedim.
Eu nunca vi nada a nascer.
Hiç ışık görmedim.
Não há luzes.
Hiç bir şey görmedim ve içkiliydim.
Não vi nada e andei a beber.
Kendimi hiç öyle çok yakışıklı biri olarak görmedim.
Eu nunca me vi como aquele rapaz lindo, nota 20.
Hiç kimseyi görmedim.
Sabes, eu não vi nada, assim que...
Ben hiç açık görmedim.
Nunca o vi aberto.
Ben görmedim hiç. Buralarda bir yerdedir.
Não o vi desde que saímos.
Yemin ederim çocuklar, Paris'teki lağımda süründüğümden bu yana, hiç bu kadar berbat bir şey görmedim.
Juro-vos, rapazes, não vejo merda assim tão má desde que andei nos esgotos em Paris.
Ve evimizde hiç tavuk görmedim, annemi saymazsak.
E eu nunca vi galinhas na minha casa, sem contar com a minha mãe.
Bunu hiç görmedim.
- Nunca vi isso.
Onu daha önce hiç görmemiştim ve daha sonra da görmedim.
Nunca o vimos antes, nem depois.
Böyle bir şey görmedim hiç.
Nunca vi nada assim.
Böylesinin yanında hiç kadın görmedim!
Nunca vi mulher nenhuma com um!
Hiç. Görmedim galiba.
Não, acho que não.
Üstesinden gelinmiş ya da kabul edilmiş büyük bir yas görmedim hiç.
Não sei se a dor da perda um dia vai ser resolvida ou aceite.
Onu hiç dua ederken görmedim.
Eu nunca o vi rezar.
Daha önce hiç göl görmedim.
Nunca vi um lago.
Hiç gerçek kız memesi görmedim.
Nunca vi mamas de verdade.
Ama gerçek hayatta hiç meme görmedim.
Mas nunca vi mamas na vida real. - E tu?
Sen gerçekten üzgündün, ve ba... babam, onu hiç daha önce bu kadar sinirli görmedim.
Estava muito chateada e o meu pai... Nunca tinha visto o meu pai tão chateado.
Hep oğlanlarla takıldığını söyler ama onu hiç bir erkekle birlikte görmedim.
Ela diz que anda com esses gajos todos, mas nunca a vi com ninguém.
Daha önce hiç Jack'le senin gibi konuşan birini görmedim.
Eu nunca ouvi ninguém falar com Jack do jeito que você falou com Jack.