English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Hiç gerek yok

Hiç gerek yok translate Portuguese

1,515 parallel translation
Hiç gerek yok.
- Nada disso.
Rock Adasında, artık aramasına hiç gerek yok.
Na Ilha Rochosa, ela não precisa de sobras.
Buna hiç gerek yok.
Não ia ser bom, mesmo.
Buna hiç gerek yok, Bay Pepperidge.
Não me parece necessário.
Hiç gerek yok.
Não se preocupe com isso.
Hayır, hiç gerek yok.
Não, não é necessário.
Benim için bunu yapmana hiç gerek yok. Evine götürmemi ister misin?
Quer que eu a leve?
Rıfat, buna hiç gerek yok.
Oh, Rifat, não precisa.
Buna hiç gerek yok.
Não precisas.
Buna hiç gerek yok.
Isso não é necessário.
Şiddete hiç gerek yok.
Não é necessária a violência.
Biliyor musun hiç gerek yok.
- Tudo bem.
Hiç gerek yok.
Não é preciso.
- Hiç gerek yok, efendim.
- Não é necessário, Almirante.
- Yo, hiç gerek yok.
- Não estejas.
Çocuklar buna hiç gerek yok.
- Isso era escusado.
Yeni Bayan Philips'in bunu duymasına hiç gerek yok.
A nova Sra. Phillips não precisa de saber disto.
Hayır, hayır. Hiç gerek yok. Ama çok teşekkürler.
Não é preciso, estamos bem, mas obrigada!
Hayır, hiç gerek yok çünkü tam olarak ne söyleyeceğini biliyorum.
Não quer, porque sei exactamente o que vai dizer.
- Hayır, hiç gerek yok, böyle iyi.
Acho que estou bem.
Bunlar iyi insanlar, bunlara hiç gerek yok.
Eles são boas pessoas. Isto não é necessário.
Hey, hey, hey, hey. Buna hiç gerek yok.
Não há necessidade disso.
Buna hiç gerek yok.
Não é preciso isso.
Hiç gerek yok, nasılsa pişirmeyeceğim.
Para quê, se nunca farei?
Bütün gün düşüncelere dalıp gitti. Her gün banyo yapmaya hiç gerek yok. Değerli sıcak suyu ziyan etmek demek.
Ele não faz nada o dia inteiro, não precisa de tomar diariamente, é um desperdício de água quente.
Onlar tarafından aşağılanmanıza veya küçük görülmenize hiç gerek yok.
Não tem que ter medo, de ser golpeada ou cuspida por elas.
Abartmaya hiç gerek yok.
Não necessitamos de dramatização.
- Buna hiç gerek yok.
- Não precisas de ir tão longe.
Konuşmaya hiç gerek yok.
Não vale a pena falar nisso.
bu "hırlamalara" hiç gerek yok.
Não há razão de ficarem irritados.
Muziplik yapma. Buna hiç gerek yok.
Não queremos chatices.
Paniğe hiç gerek yok.
Não há razões para entrar em pânico.
- Bence bu nazik durumda buna hiç gerek yok, Roan.
Não acho que seja indicado devido à conjuntura actual, Roan.
Getireyim. - Hiç gerek yok.
Não é necessário.
Buna hiç gerek yok.
Não precisas de um lanchinho.
Hiç gerek yok. Onunla olduğun gibi tanışmanı istiyorum.
Não seria necessário, queria apresentá-lo exactamente como é.
- Aslında yanlış hatırlıyorum sanırım. - Tatlım buna hiç gerek yok...
Querida, não precisas de...
D'Haran birliklerinin bir ordu göndermelerine hiç gerek yok bir kaç gözyaşı ve büyük göğüsler yeterli oluyor.
Os D'Haran não precisam de enviar um exército. Basta apenas algumas lágrimas e um bom decote.
Onunla konuştunuz mu? Hiç gerek yok.
- Falou com ela?
Hiç bir şeyi kontrol etmeye gerek yok.
Não é preciso verificar nada.
Hiç bir şey bilmesine de gerek yok zaten.
E não deve saber nada.
Eğer evlenmeyeceksek, onun bir hiç için kırılmasına gerek yok.
Não há motivo para magoar os sentimentos dela se nem sequer nos vamos casar.
Ve bana herhangi bir şey söylerken hiç korkmana gerek yok.
E nunca deves temer em me dizer nada.
Gam mı çalışıyoruz? Uğraşma onlarla hiç, gerek yok.
Não te preocupes com isso, não vale a pena.
Oynamana gerek yok. - Oynamaya hiç niyetim yok.
Não tenho a intenção de participar.
- Yok yok, gerek yok hiç.
Não, não é preciso.
Hiç korkmana gerek yok. Tam dokunulmazlığın olacak.
Estás preocupado com os esqueletos no teu armário, mas tens imunidade completa.
Aslında hiç olmayan bir şeyi bitirmeye gerek yok.
De fato não é preciso terminar algo que nunca existiu.
Hayır, tamir etmenize hiç gerek yok.
Não interessa.
Dinle hiç korkmana gerek yok.
Agora, escuta. Não te preocupes.
Hiç kimsenin incinmesine gerek yok.
Ninguém precisa de sair magoado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]