Hoşuna gidecek translate Portuguese
680 parallel translation
Demek asılmam hoşuna gidecek.
Voce quer que me enforquem.
Bu işte sen de olacaksın, ve hoşuna gidecek.
Vais entrar nisto, e vais gostar.
Çok hoşuna gidecek.
Vais adorar.
Eminim hoşuna gidecek!
De certeza que vais gostar!
Hoşuna gidecek.
Vai gostar dele.
Pastalar çok hoşuna gidecek. Laura.
Sim, vais gostar destes biscoitos.
Yanlardan çok aldın ama onun hoşuna gidecek bir şeyim var.
Tiraste demais dos lados, mas eu tenho aqui uma coisa que ela vai adorar.
Çok hoşuna gidecek.
Acho que vou tentar o par.
Babanın çok hoşuna gidecek.
O teu pai vai adorar.
Bir süreliğine, Bu hoşuna gidecek.
Terás muito prazer.
Arizona'da yaşamak hoşuna gidecek mi, Howie?
Howie, acha que vai gostar de viver no Arizona?
Hollywood hoşuna gidecek mi bir bakmak istiyormuş.
Decidiu ver se gostava de Hollywood.
Onun hoşuna gidecek ve sen bir salaksın.
Ele ficará muito feliz, seu idiota.
Bana yardım et sana hoşuna gidecek bazı şeyler getirdim, Bay Bonney.
Ajudou-me, por isso trouxe-lhe algo com que consolar-se, Mr. Bonney.
Sanırım hoşuna gidecek.
Vai gostar deste.
O tepeler çok hoşuna gidecek.
Ele vai adorar estar nas montanhas.
Babanın çok hoşuna gidecek değil mi!
O papá vai ficar muito contente.
Onun hoşuna gidecek.
Ele vai adorar isto.
Hediyen hoşuna gidecek.
Vais gostar do presente.
Hoşuna gidecek.
Vai gostar.
Eminim hoşuna gidecek.
Ele vai gostar.
- Bu İmparator'un çok hoşuna gidecek.
- O Imperador ficará agradecido.
Silahlardan o kadar memnun oldu ki, bize iyilik yapmak hoşuna gidecek.
Está tão feliz que vai comemorar por uma semana, e adorava fazer-nos um favor.
Hoşuna gidecek.
Tome e diga-me o que acha.
Genelde senin hoşuna gidecek bir yaşam sürmüyorum.
Pouca coisa nela se pode explicar numa maneira que teria a tua aprovação.
Hoşuna gidecek gibi görünmediğine göre, yoksun gibi görünüyor.
Como ele não não quer vir, parece que você está de fora.
Direktörün hoşuna gidecek.
O governador deve estar encantado.
Umarım hoşuna gidecek bir şey örnek olarak... Nasıl denir? Yeni anlayışımızın bir sembolü olarak.
Uma surpresa que espero muito te agradará e será duma nova compreensão uma verdadeira compreensão entre dois amigos.
Bu hoşuna gidecek.
Vai gostar disto.
Çok hoşuna gidecek.
Eu apresento-te. "
Bak bakalım bu hoşuna gidecek mi?
Toma, vê se gostas disto!
Hoşuna gidecek. İyiyimdir, hadi.
Verás, vais gostar.
Hoşuna gidecek mi bakalım.
Quero ver se gostas.
Göreceksin, ev hoşuna gidecek. Çok güzel bir ev. Orada, bu gördüklerinin hiçbirini görmeden 100 sene yaşabilirsin.
Vais ver que gostas da casa.
Birlikte geçirdiğimiz zaman her kadının hoşuna gidecek bir maceraydı.
Viver consigo foi uma aventura que qualquer mulher saborearia toda a vida.
Bu defa hoşuna gidecek.
Desta vez, vai gostar.
Onların hoşuna gidecek nelerimiz var?
Que é que nós temos que os pretos adoram?
Jack'ın hoşuna gidecek bir şey yapalım.
Vamos fazer a vontade ao Jack.
Bu, çok hoşuna gidecek, Boxey.
Vais adorar isto, Boxey.
Hoşuna gidecek, göreceksin.
- Será bom, você vai ver.
Hoşuna gidecek, göreceksin.
Vai gostar, verá...
Ama... ah... senin de hoşuna gidecek mi acaba?
- Será que eles também se divertirão?
Bu adamların hoşuna gidecek bir şey bulmalıyız. Hem de çabuk!
Temos de descobrir uma coisa de que esta gente goste, e rápido!
Oraya çıkıp başka bir tane daha söylersen onların daha çok hoşuna gidecek, tatlım.
Vão adorar-te ainda mais se cantares outra.
Evet, benim için o serserileri izlemek hoşuna gidecek.
Vais gostar de descobrir a caça para o dono.
Çok hoşuna gidecek.
Vais senti-la, com certeza.
- Ve bu hoşuna mı gidecek?
- E irá gostar disso?
Onu öldürmek hoşuna mı gidecek?
Vai gostar desta morte?
İnan hoşuna gidecek.
Espera.
Evet. Sefilce detayları duymak hoşuna mı gidecek?
- Queres ouvir os detalhes sórdidos?
Ve Beadle ögretmenin parfümü çok hosuna gidecek!
E finalmente vão ver o quanto cheira bem a Menina Beadle.