English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Hoşuna gider

Hoşuna gider translate Portuguese

1,090 parallel translation
- Bir Albay olmak hoşuna gider mi?
Gostavas de ser coronel?
Çünkü kocandan bıktın Postumus'un dönmesi hoşuna gider.
Porque estais farta do empecilho do vosso marido e gostaríeis de ver Póstumo Agripa - nas graças do imperador, de novo!
Alçağın tekisin, hoşuna gider.
Sois um bastardo, irás gostar!
- Peki hoşuna gider miydi?
Queres andar?
Hoşuna gider mi, acaba?
Acho que ela vai gostar, não achas?
Tamam, eğer ayarlayabilirsem Tommy Doyle'la TV seyredersin. Bu hoşuna gider mi?
E se eu arranjasse maneira de veres TV com o Tommy Doyle, gostavas?
Yani... o şeyi yaparken beni seyretmek... hoşuna gider.
Refere-se a... mim, gosta de me ver... a fazê-lo.
Ama bundan çıkmak herkesin hoşuna gider sanırım.
Compreendo que dificultem a saída. Toda a gente quer sair.
Bilmiyorum... belki hoşuna gider.
Não sei... talvez gostes.
Hoşuna gider.
Vais gostar.
Eğer hoşuna gider gibi olursa, istekle yapacaktır. Tamam!
Ela fala como uma tempestade se estiver para aí virada.
Umarım gördüğün şey hoşuna gider.
E espero que estejas a gostar do que estás a ver
Bulacağım iş, yolları temizlemek, araba yıkamak olacak. Hoşuna gider mi?
Andar a limpar estradas ou a lavar carros é coisa que te atraia?
Şehirde dolaşmak hoşuna gider değil mi?
Adora passear pelo campo, não é?
Niye denemiyorsun? Belki hoşuna gider.
Por quê não experimenta?
- Öyle mi? Uzun saçlı..... mağara adamını elinde silahıyla dolaşırken görmek hoşuna gider miydi acaba? Kültürün bir gün kendini adam edeceği aklının ucundan bile geçmeden dolaşan..... mağara adamını görsen ne yapardın merak ediyorum doğrusu.
Gostavam de ver um Neandertal de cabelo comprido, com a sua arma primitiva na mão, a rastejar pelos arbustos, sem sonhar que um dia estaria extinto e que a cultura predominaria?
Eminim Bayan Henry'nin de hoşuna gider.
Estou certo que Mrs Henry gostará do passeio.
Kıçına tekme yemek hoşuna gider mi?
E se você levasse um pontapé no seu cu?
Bize hazırladığın sürprizin aynısı hoşuna gider diye düşündüm.
Achei que iria gostar da mesma surpresa que tinha para nós.
Sana hediye aldım. Giyecek yeni bir şey. Hoşuna gider belki.
Trouxe-te um presente, pensei que devias estar farta de usar roupa velha.
Her beş dakikada bir kusmak senin hoşuna gider mi Claude?
Gostas de vomitar de cinco em cinco minutos, Claude?
Hoşuna gider mi?
Gostavas?
Kadınlar gibi giyinmek hoşuna gider mi?
Gostas de te vestir de mulher?
Bir dene. Belki hoşuna gider.
És capaz de gostar.
Birisi gelip senin özel eşyalarını parçalasa hoşuna gider miydi?
Gostavas que alguém comesse as tuas coisas?
Bu hoşuna gider miydi?
Gostavas?
Hoşuna gider miydi?
Gostarias de ser raptada?
- Bu hoşuna gider mi?
- Gostarias?
Ayrıca, bu sefer ağzına veririm daha da çok hoşuna gider!
Receio que se te der um bom murro na boca, ainda gostes.
O zaman bu hoşuna gider.
Então vais gostar disto.
Sofia, hoşuna gider.
Grande rapariga. Pode fazê-lo com ela.
- Hoşuna gider mi?
- Sentes-te com vontade?
Bu jürinin hoşuna gider.
O júri gostará dessa.
Hiç arkadaşın yok, hoşuna gider dedik.
Não tens amigos, pensámos que ias gostar.
Çok hoşuna gider!
Coisas de loucos. Adorarias!
Hoşuna gider.
Gosta disso.
- Hayır, bu hoşuna gider.
- Não, ele ia gostar.
Hoşuna gider sanmıştım.
Pensei que gostarias.
Ben hoşuna gider diye düşünmüştüm.
Eu... Eu... pensei que gostasse.
Seninle tanışmak hoşuna gider.
Ele adorava conhecê-la.
Eminim onu görmek hoşuna gider.
De certeza que vais gostar de o ver.
Belki, belki. Ama bu hoşuna gider miydi?
Talvez, talvez... mas seria feliz?
Belki bu hoşuna gider...
Talvez gostasses disso, não é?
Hoşuna gider miydi dostum?
O que achas disso, amigo?
Biliyor musun, bugün senin ne yapmak hoşuna gider diye düşündüm?
Sabes o que eu pensei que ias gostar de fazer hoje?
- Eminim bunu duymak hoşuna gider.
- Ele deve gostar de ouvir isso.
Hoşuna gider, değil mi?
Era o que queria, não era?
Bunu değiştirmem hoşuna gider mi?
Queres que te mude isso?
Hoşuna gider.
Sim.
Bu hoşuna gider mi?
Queres?
Dinle, sana yarın pasta getireceğim. Bu hoşuna gider mi? Seni besleyeceğim.
Trago-te um bolo amanhã, queres?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]