English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Idare ediyor

Idare ediyor translate Portuguese

387 parallel translation
Bu şovu kim idare ediyor?
Espere aí!
Dükkanı idare ediyor.
- Este é Beamish. Ele dirige o armazém.
Eski kocanın parasını o idare ediyor.
Ela cuida do dinheiro dele.
Rocky çocukları idare ediyor.
O Rocky sabe domar os miúdos, não é?
- Burayı kim idare ediyor?
- Quem é o dono disto?
Sanırım Danny bensiz gayet iyi idare ediyor, değil mi?
O Danny deu-se bem sem mim, não?
Annem nasıl idare ediyor?
Parabéns! Como é que a mãe está a lidar com isto?
Bak, gemiyi ne güzel idare ediyor.
Veja como ele governa o barco.
Bence bir kadının en zor işini yapıyor. Kurtları idare ediyor.
Tem a pior função de uma mulher.
Aron da idare ediyor mu?
O Aron também se vai arranjando?
- Nasıl idare ediyor?
- Sim. - Como se governa ela?
İdare ediyor işte, idare ediyor.
Bastante bem. Bastante bem.
007 durumu oldukça iyi idare ediyor.
Parece que 007 controla a situação.
Koğuşunu bir korsan gemisi gibi idare ediyor.
Gere isto como um barco de piratas.
Hayatım, tam 40 yıldır Joachim amca başımızda... ve her şeyi dengeleri gözeterek idare ediyor.
Há 40 anos que o tio Joachim está na direcção, sempre com equilíbrio e firmeza.
Vince Tıpkı kasabanın geri kalanı gibi seni de idare ediyor. Herkes bunun farkında.
Vince manda em si, como no resto da cidade e todos sabem isso.
Bu yeri yakında biz idare ediyor olabiliriz gibi.
Como fugirmos deste lugar, brevemente.
Kongre'yi kimler idare ediyor zannediyorsunuz?
Quem acha que controla o Congresso?
Hayır, dostlarım, Kongre'yi avukatlar idare ediyor.
Não, amigos, o Congresso está controlado por advogados.
İkimizi aynı anda idare ediyor!
Dois num saco-cama!
Bir yılda dokuz kadın ve muhtemelen dokuzunu da aynı anda idare ediyorı.
Pobre Shawn, a viver com nove mulheres num ano, possivelmente ao mesmo tempo.
Kontrol edemediğim bazı güçler beni idare ediyor.
Há forças que me movem e que não consigo controlar.
Ruhani bölgesini iyi idare ediyor ve iyi bir insan.
Dirige a melhor paróquia da arquidiocese e é um bom homem.
Para meselelerinde Francoise... inanılmaz iyi idare ediyor gerçekten.
Quando o assunto é dinheiro, a Françoise é ótima.
Hayır Nataşa, adi Fransız şarabı idare ediyor.
Não, Natasha. O perverso vinho francês serve.
Şu an kendisi bazı Rahibe Kardeşlerimizin kutsanma törenini idare ediyor. Bu yüzden lütfen biraz bekleyin.
Está a celebrar uma missa de bênção com algumas das nossas Irmãs, por isso, por favor, sejam pacientes.
Bud, durumu en iyi şekilde idare ediyor.
O Bud está a lidar com isto da melhor forma.
Burayı kim idare ediyor, Ed?
Quem é que está a apresentar, Ed?
Gazeteyi hala baban mı idare ediyor?
O teu pai ainda tem o seu jornal?
Grissom'ın adamlarını idare ediyor.
Chefia os homens de Grissom.
Duruşmayı sayın yargıç Larren L. Lyttle idare ediyor.
O Meritíssimo Larren L. Lyttle é o juiz.
Bak şu bebeği nasıl da idare ediyor!
Olha como ele guia este carro!
Arabaları Bully idare ediyor, değil mi?
O Bully trata de carros?
Şimdilik idare ediyoruz. Her gün et yiyemesek de idare ediyor, anlatabiliyor muyum.
Aqui a coisa, por agora aguenta-se, não comemos carne todos os dias, mas vai-se.
Evi çok iyi idare ediyor.
Presta um excelente serviço à casa.
40 yaşına gelmişsin, hala birileri seni idare ediyor ha?
- "Cuidaria dele"? Neste jornal, você envelhece até aos 40 anos e ainda tem de ser cuidado?
Şimdi bölge takımını o idare ediyor.
Agora é o manda-chuva dos bancos.
Bu projenin araştırma departmanını son 15 senedir kendisi idare ediyor.
Ele vem chefiando o departamento de pesquisas deste projeto nos últimos 15 anos.
Kendini akıllı zannediyor. Herkesi idare ediyor.
Julgas-te esperta e que conseguiste confundir todos.
- Bizimkiler bensiz de idare ediyor.
Os meus homens estão a sair-se bem sem mim.
Ben Arandisin Curzon'un eski sevgilisi olduğunu biliyordum seninki değil ama ben her ikisine idare ediyor olsaydım Birlikte senin gibi, iyi...
Eu sei que a Arandis é amante do Curzon e não sua, mas se vos tivesse encontrado juntas...
Pekala, Noah... Şu salı idare işi benim narin cildimi ziyadesiyle tahriş ediyor... Bu itibarla eğer sakıncası yoksa, ben kulubede kalacağım.
Bem, Noé... navegar com este barco foi um pouco difícil para mim e... se não se importa, vou para a minha cabine.
İdare ediyor!
Ela está bem.
- İdare ediyor.
- A aguentar-se.
İdare ediyor gibi görünüyorsun.
Você parece bem agora.
İdare ediyor.
- Estou farto.
- İdare ediyor.
- Funciona.
İdare ediyor musunuz?
Mais americanos deviam ser presos para verem como é. Com certeza serão.
Farkındayım, evlilikleri diğerlerininkine benzemiyor ama garip bir şekilde onlar bunu idare ediyor.
Podes tentar.
İdare ediyor.
Vai-se aguentando.
İdare ediyor.
Capitão?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]