Iki tane var translate Portuguese
1,707 parallel translation
Aslında iki tane var.
- Aliás, tenho duas.
Bekle bir dakika, onlardan iki tane var.
Espera um momento. Há duas delas.
Bu davadaysa, iki tane var ve ikisi de berbat.
Neste caso, temos duas... e as duas são péssimas.
Artık iki tane var.
Há duas de nós, agora.
Hayır. Evlerinde her şeyden iki tane var.
Não, têm tudo a dobrar.
Bizde iki tane var. Güzel.
- Calma, temos dois.
Aslında ben de iki tane var. Evet, her ikisi, Bu güzel.
- Eu até tenho duas.
Amritsar'dan Bayan Khanna'nın kuzeninin iki tane kızı var. Neden evlenmiyorsun?
Dia e noite, é sempre o mesmo.
İki tane annen var.
Tens duas mães.
Ya çocuklar ya. Ben bir de şu şeyi çok severim..... şu şey var ya, İstiklal'de yürüyen çocuk yok mu, iki tane birayı içiyordu benim gibi geziyordu. Teoman Teoman.
Malta, também gosto daquele tipo que anda na Praça Taksim.
Benim hayatta iki tane zaafım var.
Tenho dois pontos fracos.
İki madalyon var, iki tane.
Existem dois medalhões. Dois.
Yanımızda iki tane ateşli kız var. Benimki daha ateşli olanı.
A minha é a mais boazona.
Bu davada ; bir kafatası, iki kalça kemiği beş omur, çeşitli el kemikleri ve üç tane azıdişi var.
Neste caso, o crânio, dois fêmures, cinco vértebras, algumas falanges e três molares.
Ama sahte pasaport bulundurmaktan suçlayabiliriz çünkü kesinlikle iki kişi değilsiniz ama yine de iki tane resmi kimliğiniz var.
Mas podemos acusá-lo de posse de passaporte ilegal, porque de certeza que não é duas pessoas, e ainda assim tem duas identificações oficiais.
Tamam. Güvenli değil biliyorum ama iki tane hava yastığım var.
Eu sei isto não parece seguro, mas tenho airbags duplos.
Kapımda iki tane zincir ve bir de her şeye bununu sokan komşum var.
Tenho duas trancas e um vizinho bisbilhoteiro.
Ve iki iyi cadı var, bir tane değil.
E há duas bruxas boas, não uma.
İki tane kavruk herif var. Binanın ikinci katındalar. 300 metre ileride, saat 12 yönünde.
Dois cabeças de trapo, segundo andar do edifício, a 300 metros às 12.
Jumper hangarında değil, ama iki kat aşağısında bir tane var.
Não é directo para o hangar. Mas há um dois níveis abaixo.
İki tane daha mersinbalığı yakalaman için beş saniyen var.
Tens 5 segundos para apanhar mais dois esturjões.
Çıkmayı başarsak bile iki tane yaralımız var.
Mesmo que conseguíssemos passar, temos dois feridos.
Orada iki tane ceset var, dostum.
Nós temos dois corpos lá dentro.
Ne yazıkki şu an var olan teknoloji ile şimdiye kadar sadece iki tane başarılı vaka kaydedildi, o yüzden pek tavsiye etmiyorum.
Pode ser que a tua memória nunca seja restaurada por completo. Restaram vestígios de simulação. Ainda não temos tecnologia para fazer eliminações simex.
Evet, iki tane lüks araba var burada ama hiçbiri araba süren tipe benzemiyor.
Sim, mas não devem ser eles que conduzem.
Bir evimiz var, birbirimize sahibiz. Bize yeten bir işimiz var. Ve bizi.. dondurmadan daha çok seven iki tane güzel kızımız var.
Temos uma casa, temo-nos, temos trabalho que nos sustenta, e temos duas lindas meninas que gostam mais de nós do que de gelado.
Burada niye iki tane yığın var?
Porque estão ali dois montes?
İki tane var.
Temos dois.
Niçin iki tane kapısı var?
Por que ele tem duas portas trancadas?
İki tane esaslı sabıkası var.
Tem tipo dois assaltos.
- Arif, tam karşınızda iki tane bank var.
Arif, existem dois bancadas à sua frente.
- Evde onun gibi iki tane daha var.
Mais dois em casa tal como ele.
Sanırım, yüzyıllardır birbirleriyle savaşan iki tane uzaylı robot ırkı var ve en büyük savaşları için bizim gezegenimizi seçmişler.
Se fosse pra chutar, diria que duas raças de robôs aliens que batalham por séculos escolheram nosso planeta para sua batalha final.
Perry, iki tane birinci dereceden cinayet, iki polis memuruna saldırı, hırsızlık ve şartlı tahliye ihlali suçlamalarıyla karşı karşıyasın. - Silah bulundurmak da var.
Perry, estás a ser acusado de dois casos de assassinato em primeiro grau, assalto a dois agentes da polícia, arrombamento, violação da condicional... posse de arma escondida.
Beş tane iş yapılacak yer var, bir süpürgelik bitirilecek ve sadece iki döşemeci.
5 obras, 4 para iniciar, um rodape para acabar... e tenho so dois colocadores! so dois!
Ama tabii ki sağlamım, Zenith ve Quasar adında iki tane çocuğumuz var.
Mas sim, sou bom com a "raquete". Temos dois filhos maravilhosos, Zenith e Quasar.
İki tane topu var, George, iki patates kesesi.
Ele tem duas megalaranjas, George, duas bolsas de batatas.
Beşer tane var ve iki artıyor. O iki taneyi de ben alıyorum.
Há cinco para cada um... e dois a mais, vou comer estes dois.
Küvetimde yüzen iki tane adam var şu an.
Há dois mortos a boiar na minha banheira.
- İki tane kedim var.
- Tenho dois gatos, por isso...
Neden burada iki tane güç kaynağı var?
Porque trouxeste 2 transductores?
İki tane sokakta yaralı var.
Tenho dois feridos na rua.
- İki tane çocuğum var.
- Tenho duas crianças.
Benim iki tane yetişkin çocuğum var.
Tenho dois filhos crescidos.
Yeni pasaportun sahtesini yapmak çok kolay. Kopyalaman gereken bir iki tane vize damgası var.
Um passaporte novo é fácil de falsificar, tem poucos selos ou vistos para copiar.
İki tane N var.
Há dois "N".
- İki tane M var.
- Dois "M".
İki tane çocuğum var, kocam var, güzel bir evim.
Tenho dois filhos, um marido e uma casa linda.
Altı tane bar ve üç tane restaurant var ve iki tanesi daha katılmak istiyor.
Temos seis bares, três restaurantes e mais dois que nos querem lá.
Bende de iki tane bebek annesi var.
Eu tenho duas ex-mulheres.
- İki tane mi var?
- Isto tem ferramentas?
iki tane 162
iki tane al 16
iki tane daha 43
iki tane olsun 20
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
iki tane al 16
iki tane daha 43
iki tane olsun 20
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248