Iyi adamdı translate Portuguese
1,454 parallel translation
Ben, iyi adamdır.
O Ben é um bom homem.
Richard iyi adamdır. Tamam bazen budalalık eder ve The Wizard Of ID karikatürlerine biraz fazla güler ama çocuğunu en az senin kadar da sever.
Por vezes pode ser um pouco néscio e ri-se demasiado com banda desenhada, mas adora aquele miúdo tanto quanto tu.
Valchek iyi adamdır.
- Bom homem, o Valchek.
O iyi bir adamdı!
Ele era um bom homem!
Karl iyi bir adamdır.
O Karl é um bom homem.
İyi bir adamdı.
Um tipo fixe.
1730'da Bay Chicken tarafından işgal edildi. İyi bir adamdı.
Em 1730 foi ocupada por um Sr. Galinha, um senhor simpático.
İyi bir adamdı.
Ele era um bom homem.
Eskiden iyi bir adamdım.
Eu era um rapaz simpático.
babam süper kahraman değildi... 90 lı yıllardaki kıyametten Dünyayı o kurtarmadı... asla baş edebilecek biride olmadı bay ukala, ama iyi bir adamdı... annem ve o boşandıktan sonra bile, daima doğru olanı yapmak istedi.
Meu pai não era um super herói, não... salvou o mundo no apocalipse de 2009... nunca se confrontou com o Capitão Freeze, mas era um homem bom... mesmo quando se divorciou, sempre tentou fazer o certo. Eu e meu irmão ficamos com a nossa mãe... e quando ela não podia pagar as contas sempre nos ajudou.
- İyi adamdır.
- Simpático.
- İyi bir adamdır.
- É um fulano engraçado.
Evet, İyi bir adamdı.
É, ele era um tipo porreiro.
Hey, Julio iyi bir adamdı.
Julio era um bom rapaz.
O çok iyi bir adamdır.
É um homem muito simpático.
Bana inanmalısınız bayan, Çavuş Roberts iyi bir adamdır.
Quero que entendam, senhora. O Sargento Roberts é um bom homem.
Jerry iyi bir adamdı.
Sim, o Jerry era um bom rapaz.
Oh, Mitchell Davison. Çok iyi bir adamdır.
- O Sr. Davidson, ele é boa pessoa.
Tabii, Ray'i tanırım, iyi bir adamdır.
- Conheço o Ray. É um bom homem.
- O çok iyi bir adamdır.
- Ele é um homem muito bom.
Müdür Pope iyi bir adamdır, ama onun anlamadığı şey şu, duruma sertçe el koyup, kontrolü ele almak gerekiyor.
O director é bom tipo, mas não compreende que é preciso agarrar o touro pelos cornos e tomar o controlo.
Kendilerine şef diyen Belçikalılar ve Keltlerle karşılaştırılınca iyi bir Romalı balıkçı asil bir adamdır.
Um bom peixeiro romano é um belo nobre, comparativamente a estes belgas e celtas que se auto-intitulam chefes.
Hatırladığım kadarıyla baban çok iyi bir adamdı.
O teu pai era impecável, se bem me lembro.
İyi bir adamdı ve hayatımın bir parçasıydı.Artık yok.Umarım huzur içinde ölmüş ve Hancock Park'taki o heybetli, altı yatak odalı, dört banyolu koloni tarzı evi elden çıkartmamıştır.
Ele era um bom homem fazia parte da minha vida e agora já não existe. Rezo para que tenha morrido em paz e tenha a casa Colonial de seis quartos e quatro casas de banho em Hancock Park...
- İyi adamdı.
- Ele era um bom rapaz.
İyi adamdı.
Era porreiro.
İyi adamdır.
É boa pessoa.
Evet, Maurice, ortağım, ve ben onunla bu sayede tanıştım--tanıştık. Maurice sayesinde. İyi bir adamdır aslında.
Sim, o Maurice, o meu sócio, e eu... conhecemo-la... conheço-a através do Maurice.
İyi olmaya çalışan bir adamdım
Sou um homem que tentou ser bom
Çavuşu Tunus'tan tanıyorum. İyi bir adamdır. Görevini iyi bilir.
Estive com o sargento na Tunísia e é um bom chefe.
Çok iyi bir adamdı.
Ele era um homem muito bom.
Çok korkunç bir yolculuktu ve bizi Medine'ye götürdüler sonra da bir tüccara sattılar, Mustafa diye birine. Çok iyi bir adamdı.
Foi terrível, nos levaram até o mercado... e nos venderam a um mercador, Mustafa... um bom homem.
O iyi bir adamdı.
Ele era um bom homem.
O da iyi bir adamdı.
Era também um bom homem.
"Dı". İyi bir adamdı.
Era uma boa pessoa.
Mutlu yıllar, kardeşim. O çok iyi bir adamdır.
Porque ele é um bom amigo, porque ele é um bom amigo...
O çok iyi bir adamdır. Bunu kim inkar edebilir ki. Erica?
- E ninguém o pode negar.
İyi bir adamdı.
- Decente.
- İyi adamdı.
- Era um bom homem.
O iyi bir adamdı.
- Era um bom homem.
Onun açısından pek akıllıca değildi ama iyi bir adamdı.
Não era muito esperto da parte dele, mas... era um bom tipo.
Evet, o iyi bir adamdı.
Sim. Ele era... Ele era um bom homem.
O iyi genç bir adamdı.
Era um bom jovem.
- Çok iyi bir adamdır.
Ele é um bom homem, mesmo!
İyi adamdı.
Tipo porreiro. Só um bocado...
İyi bir adamdı, değil mi, Phil?
Ele era um bom homem, não era Phil?
- İyi bir adamdır.
É um bom homem.
İyi adamdı.
Era um bom tipo.
İyi bir adamdır.
Ele é um bom homem.
İyi bir adamdır. Seni hâlâ eski günlerdeki gibi hatırlayan biri.
A um bom homem, alguém que se lembra de ti dos velhos tempos.
Yani o iyi bir adamdı.
Ele é um homem simpático.