Iyi adamdır translate Portuguese
511 parallel translation
Evet, iyi adamdır.
Sim, é um tipo simpático.
Çok iyi adamdır.
Um homem muito culto.
Eğer üç kişi bir olup bir adamı dövüyorsa, O adam iyi adamdır.
- Somos nós! Se são precisos 3 homens para chicotear um homem, então é porque ele é melhor.
İyi adam, iyi adamdır.
Um homem bom é um homem bom.
Ama iyi adamdır.
Ele é decente.
Piskopos da iyi adamdır, belki sorun çıkarmaz.
O bispo é boa pessoa, talvez tudo corra bem.
Yine de iyi adamdır.
É da sua família?
Albert iyi adamdır.
É um homem com H grande.
- Binbaşı Tanner iyi adamdır.
Sim, ele é um bom homem, o major Tanner.
Ama iyi adamdır.
Mas ele é de confiança.
Birinci sınıf, iyi adamdır.
Bom homem.
Komşularının yükünü paylaşmayı bilen adam, iyi adamdır.
Abençoado o homem que partilha os fardos do vizinho.
Charlie iyi adamdır.
Ele é fixe.
Aslında iyi adamdır. Senin gibi yaşlı bir pislik değildir.
Não é como tu, sua ratazana nojenta.
- Hayır. Willy piyasadaki en iyi adamdır - ama oradan çıkamayacak.
O Willy é o melhor homem-cobra que há, mas ele não pode sair de lá.
İyi adamdır.
É bom tipo.
İnandığım pek fazla bir şey kalmadı ama arkadaşlığa inanmayı deneyeceğim. İyi adamdır. Çok iyi bir dost.
É um bom tipo, muito bom.
Edwardes'ı çok az tanırdım, pek de sevmezdim ama bir bakımdan iyi bir adamdı sanırım.
Conhecia o Edwardes vagamente, nunca gostei dele... mas era um bom homem, de certa maneira, suponho.
İyi adamdır.
Um tipo cinco estrelas.
İyi bir adamdır.
É um óptimo homem.
İyi adamdır.
É um bom homem.
Antonio saf basit ve iyi bir adamdır.
Antonio é um rapaz simples e bom.
"İyi giyinmiş adam, düşünülmüş adamdır."
Um homem bem vestido, é um homem de bom nome.
İyi adamdır.
É bom homem.
- Oh, çok iyi bir adamdır.
Marty? Este tipo é porreiro.
Çünkü o çok iyi bir adamdır Çünkü o çok iyi bir adamdır
Ele é um bom companheiro Ele é um bom companheiro
Çünkü o çok iyi bir adamdır
Ele é um bom companheiro
- Oh, Kimbrough iyi bir adamdır.
- Um tipo estupendo, o Sr. Kimbrough.
Kimsenin inkar edemeyeceği şey o çok iyi bir adamdır.
Porque ele é bom companheiro e ninguém o pode negar.
İyi bir adamdır.
Ele é um bom homem.
Belki Prometheus iyi bir adamdır.
Talvez Prometeu fosse uma boa pessoa.
Hukuk çevrelerinde iyi tanınan bir adamdır.
Taubman. Nome grande na advocacia. - Quando?
O çok iyi kalpli bir adamdır. Emilia'dan geliyor.
- Tenho parentes em Emilia.
O büyük ve iyi bir adamdır
Pois êle é um bom e grande homem.
Biraz itaatsiz biri ama iyi bir adamdır. Çavuş Palmer.
Um pouco insubordinado, mas um bom homem.
O iyi bir adamdır.
É um bom homem.
- İyi adamdır ama kendisi
- É um tipo incrível.
İyi bir adamdır.
Ele é bom homem.
İyi adamdır ama savaş gemisi görmesin.
Ele é muito simpático, mas não cheguem perto de navios de guerra.
Fakat, aslında çok iyi bir adamdır.
Mas, no fundo, é um bravo homem.
O iyi bir adamdır.
Ele é um bom homem.
İyi adamdır.
Não há problemas com ele.
Ona iyi bak. Önemli bir adamdır.
Não espalhe isso, cuide dele ele é um homem importante.
"Ama şansa bakın, iyi bir arkadaşım burada, komiktir, komik bir adamdır."
"Mas felizmente um amigo meu, um tipo com graça..."
İyi adamdır.
Com ele não há problema.
- O iyi bir adamdır.
É um bom homem.
İyi bir adamdır.
Um bom homem.
Çünkü o şen, iyi bir adamdır
Porque ele é um bom companheiro
Çünkü o şen iyi, bir adamdır
Porque ele é um bom companheiro
Bay Crick de çok iyi bir adamdır.
O Sr. Crick é um bom homem.
Kendisi ustabaşımız ve çok iyi bir adamdır.
É o chefe da nossa secçäo, muito boa pessoa.