Iyi haberler translate Portuguese
1,376 parallel translation
- Çok iyi haberler.
- Boas notícias.
"İyi bir gün geçiriyorum. Catherine'den iyi haberler aldım." Ne demek istediğinden emin değilim.
- "Não está um mau dia e tenho boas notícias da Catherine", não tenho a certeza do que significa, pensava que tu soubesses.
Gerçekten iyi haberler var.
Boas noticias.
Sadece iyi haberler olduğunda gözükürdü zaten.
Somente vem quando tem boas notícias. Que passa, D?
- İş yerinden çok iyi haberler alıyorum, gelecek sene başında çok iyi mevkide bir açılma olacak.
Tenho tido muito boas informações acerca do seu trabalho e no início do próximo ano vai abrir uma excelente posição.
Harika haberlerim var, duyabileceğin en iyi haberler!
Tenho excelentes notícias! As melhores do mundo!
- Jess! Çok iyi haberler var.
Tenho boas notícias.
Umarım iyi haberler getirdiniz Steiner Temizliğe.
Espero que traga boas notícias sobre as lavandarias Steiner.
Bize daha iyi haberler ver Danny.
Dá-nos uma coisa boa, Danny.
- Bugün iyi haberler var mı Greg?
- Boas notícias hoje, Greg.
- Bana biraz iyi haberler verin, lütfen.
Então, porque é que não me dás boas notícias, por favor? Desculpa.
- Beni buraya koyamazsınız! Genellikle iyi haberlerin çabuk yayıldığı söylenir. Fakat tüm ev hanımlarının bildiği üzere, kötü haberler biraz daha hızlı ilerler.
Costuma dizer-se que o bem soa, mas qualquer dona de casa sabe que se o bem soa, o mal voa.
Oh. Şey, ona iyi haberler vermeye geldim.
Bem, eu vim dar-lhe algumas boas notícias.
Bekleme odası, iyi haberler bekleyen insanlarla doludur.
As salas de espera estão cheias de pessoas à espera de boas notícias.
- İyi haberler Bay Cole...
Boas notícias Sr. Cole.
Söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm Bayan Cole... Haberler pek iyi değil...
Lamento muito Sr.ª Cole, mas as notícias não são boas.
Korkarım haberler iyi değil bay Green.
Receio que não tenha boas noticias, Sr. Green.
Haberler iyi ha?
Boas notícias, não é?
Haberler iyi... Onu yakaladık, evlat.
Boas notícias apanhámo-lo, rapaz.
İyi haberler bu kadar.
Já foram as boas notícias.
İyi haberler.
Adivinhem!
Hey, Bialystock, Bloom, Liebkind haberler iyi!
Bialystock, Bloom, Liebkind, boas notícias.
İyi haberler var.
Tenho boas notícias.
Haberler iyi, arkadaşlar, biramı dökmedim.
Boas noticias, rapazes, não entornei a cerveja.
Kusura bakmayın ama haberler iyi değil.
- Lamento, as notícias não são boas.
Walter'ın doktorundan iyi haberler.
O médico do Walter...
- Haberler iyi değil.
Não tenho nenhumas.
İyi haberler henüz yeni başladı.
O seu estado é terrível e precisa disso. Diz-lhe que lamento.
İyi haberler duyarsan beni tekrar ara, tamam mı?
Ligue-me quando tiver algumas notícias boas, certo?
İyi haberler.
Boas novas.
Haberler iyi mi?
- Boas notícias?
Kardeşim.. Harika haberler duydum.. İyi gün.
Irmão, tenho excelentes notícias.
İyi haberler..
- Não sei... - Vê isto, excelentes notícias.
Bakış açınıza göre, iyi ya da kötü... -... ya da hem iyi hem kötü haberler.
Dependendo do ponto de vista, podem ser nem boas nem más, ou ambas boas ou ambas más...
Arvin, haberler iyi.
- Tenho boas notícias.
Haberler iyi Ajan Bristow. Kan tahlilleriniz negatif.
Tenho boas notícias.
- Haberler iyi, Francine.
- Tenho boas notícias, Francine.
Haberler iyi.
Boas notícias.
İyi haberler bakanım.
- Óptimas notícias, patrão!
- Haberler iyi. Geri döndüm.
- Óptimas notícias.
- Michael, haberler iyi.
Boas notícias.
Haberler iyi, evlat.
Tenho boas notícias, amigo.
Haberler hem iyi hem de kötü.
Boas notícias e más notícias.
Hey, haberler iyi.
Boas notícias! Há correspondência com um caso na Balística.
Haberler iyi!
Boas novas!
Hey hey. İyi haberler var.
Ei, ei... boas notícias.
İyi haberler versen harika olur.
Dá-me boas notícias. Ele está a falar?
- Selam. Haberler iyi Sana bir replik buldum.
Trago boas notícias.
İyi haberler getirdim.
Trago boas notícias.
Haberler iyi.
Tenho boas notícias.
İyi haberler de var.
Mas tenho boas notícias.