Izin mi translate Portuguese
4,738 parallel translation
Cehennemin daha berbat bir yer olmasına izin mi vereceksin?
O quê, vais apenas deixar o inferno ir para o inferno?
İşini yapacak mısın Şerif yoksa senin yerine başkalarının yapmasına izin mi vereceksin?
Hey, chefe, vais fazer o teu trabalho, ou vais deixar as outras pessoas fazê-lo por ti?
Sevgisinin boşa gitmesine izin mi vereceksin?
Vai deixar o amor dele ser desperdiçado?
Adaşım olan o çocuğun zihnini, hiç tanımadığım bir yabancının şekillendirmesine izin mi vereceğim?
Eu ainda nem sequer conheci o meu homónimo, contudo uma estranha vai moldar a sua jovem e influenciável mente?
- Bunu yapmasına izin mi vereceksin?
Vais deixá-lo fazer isto?
Burada kalmalarına izin mi vereceksin?
Vais deixá-los ficar?
Castor'un sana ne yapmanı söylemesine izin mi veriyorsun?
Deixarás o Castor dizer-te aquilo que fazer agora?
O izin mi dedi?
Ele disse licença?
- Yani onu öldürmeme izin mi vereceksin?
Então, deixas-me matá-la?
Tüm erkeklerin ölmesine izin mi vereceksiniz?
Vão deixar que todos os homens morram?
Buradaki bütün İspanyol kızların beni taciz etmelerine izin mi vereyim?
Devo deixar que todas as latinas me chateiem?
Sessiz kalıp o tehlikeli kadının burada kalmasına izin mi vereceksin?
Ao permaneceres em silêncio, permites que esta mulher, claramente perigosa, permaneça cá.
Gerçek şeytanın deli olanı harcamasına izin mi vereceksin?
Deixou a maluca apanhar as culpas pela verdadeira malvada?
Cidden oraya gidip eroin almama izin mi vereceksin?
Vais simplesmente deixar-me comprar a droga?
Arkadaşın bunu kullanmana izin mi veriyor?
O teu amigo deixa-te usar isto?
Bana bu şekilde davranmasına izin mi vereceksin?
Ouviste? Vais deixar que me trate desta forma?
Tüm gün izin mi verdi yani?
Ele deu-te o resto do dia de folga?
Yakayı sıyırmasına izin mi vereceksin?
Vais deixá-lo fugir?
- Yakayı sıyırmasına izin mi vereceksin?
Vai deixá-lo safar-se?
Yüzümüze tükürmelerine izin mi vereceğiz?
Deixá-los cuspir na nossa cara?
Yeniden dost oluyoruz ve bir erkeğin aramıza girmesine izin mi veriyoruz? Yok öyle şey.
Voltamos a falar agora e um rapaz mete-se entre nós?
Kaçmalarına izin mi verdiniz?
Deixou-os fugirem?
Öylece gitmesine izin mi verdiniz? Başka seçeneğimiz yoktu!
- Não tínhamos outra escolha!
- Riaro'nun Nico'yu almasına izin mi verdin?
Deixaste o Riario apanhar o Nico?
Vega'nın kızı içeri gizlice giriyor, sen de gitmesine izin mi veriyorsun?
A filha da Vega invadiu esta casa, e, deixaste-a escapar?
Tekrar vurmasına izin mi vereceksin?
Vais deixar que te bata outra vez?
Gitmene izin mi verdiler?
Deixam-te sair?
Gitmesine izin vermeyeceksin, değil mi?
Não vais esquecer, pois não?
... zavallı, dipte biri olduğunu, kendine bile bakamadığını yalnız kalmak yerine herkesi çukura çekebileceğini ve etrafındaki herkesin ölmesine izin vereceğini söyledi mi?
Patético sugador que nem se quer consegue tomar conta dele próprio, que preferia afundar toda a gente pela lama do que estar sozinho, que deixava toda a gente à volta dele morrer!
Sana hiçbir şey olmasına asla izin vermeyeceğimi biliyorsun değil mi?
Sabes que nunca ia deixar nada acontecer-te, não é?
Sırf kızını görmene izin verdim diye mi?
- Porquê? Por te deixar veres a tua filha?
Çünkü benim akıl sağlığımı, gerçeklik hissimi sorgulamama izin verdiğin için mi?
Porque... deixaste-me questionar a minha sanidade, o meu sentido da realidade?
Yani Jack'in kendisini asmasına izin verelim mi diyorsun?
Quer dizer que devemos deixar que o Jack se prejudique?
Annem hapse girerse, babamım cenazesine katılmasına izin verirler mi?
Libertam a minha mãe da prisão, para ir ao funeral do meu pai?
Günahlarımı okumana izin vermemi mi istiyorsun?
- Pecados ou omissão? - Quer ler os meus pecados?
Başından beri bildiğin için gitmeme izin verdin, değil mi?
Foi por isso que me deixaste ir, porque... sempre soubeste. Não sabias?
- İzin mi aldın Chapman?
- Concederam-te uma licença, Chapman?
Bitki yetiştirmene izin vermedim diye mi?
Foi por não te deixar plantar erva?
Bizim hünerlerimiz üzerinden zafer kazanmasına izin verelim öyle mi?
- E deixá-lo ficar com os louros?
Çekip gitmesine izin mi vereceksiniz?
Vai deixá-lo ir embora assim?
Yani sen izin verdin, öyle mi?
Então, controlaste-te.
Depo'yu çalmana gerçekten izin vereceğimizi mi sandın?
Achas mesmo que vamos deixar que roubes o Depósito?
İzin mi?
- Uma licença?
Yani, gerçekten eve dönmene izin veriyorlar öyle mi?
Vão mesmo dar-te alta?
- İzin mi isteyeceksin?
- Pedir autorização?
Luca'yla senin, yabancı birisiyle ormana gitmenize izin vereceğimi mi sanıyorsun?
Achas que vou deixar o Luca e tu ir para os bosques com um estranho?
Beni kendinden uzaklaştırmana izin vermediğim için mi demek istiyorsun?
- Por não te deixar afastares-me?
Sence gerçekten de onun buna izin vereceğini mi sanıyordun?
Achas realmente que ele irá.. deixar isto passar?
Gerçekten de olan her şeyden sonra yaptığın şeyden sonra hâlâ belediye başkanı olmana izin verirler mi sanıyorsun?
Acreditas mesmo que... depois de tudo o que aconteceu, depois de tudo o que fizeste, te deixam continuar a ser Mayor?
Bir gencin hayatının kararını vermesine izin vermeden önce bir bekleme süresi olması gerekmez mi?
Não devia haver um tempo para ela pensar antes de tomar uma decisão tão importante?
- İzin mi?
Uma licença sem vencimento?