English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kanıtla

Kanıtla translate Portuguese

1,103 parallel translation
- Kanıtla.
- Explica-te.
Beni öldürmek için gelmedim diyorsun, şimdi kanıtla.
- Nem pensar. - Não está aqui para me matar?
Kanıtla.
Prova.
Kanıtla o zaman, kahrolası.
Mostre-a, maldito seja!
- O zaman kanıtla.
- Então, prova-o.
Eğer Larry'i gerçekten seviyorsan kanıtla ve bugün oğlunu geri al. Çüş!
Se ama realmente o Larry, prove-o, e tê-lo-á de volta ainda hoje.
Bu kanıtla, Leyton'u yaptığından vazgeçmesine ve birlikleri geri çektirmesine zorlayabilirsiniz.
Com isso, podem forçar o Leyton a mandar retirar as tropas.
O zaman kanıtla.
Então prove-o.
Eğer Ferengi değilsen, Kanıtla!
Se você não é um Ferengi, prove!
Bana olan inancını kanıtla, Antheus.
Prova a tua fé em mim, Anteus.
Bana onun herşeyin üstünde olduğunu kanıtla.
Prova a tua fé, acima de tudo.
- Öyleyse bana kanıtla, senin Zeyna olduğunu.
Prova-me, então, que és a Xena.
Hadi, orada içeride olduğunu biliyorum. Bunu kanıtla.
Vá, eu sei que estás aí, prova-o.
O zaman kanıtla göt kafa.
Então prova que és, peidolas!
Dediler ki, "Kanıtla şey olmadığı..."
E eles disseram, "Prove que você é..."
Dediler ki, "Kanıtla şey olmadığı..."
Eles disseram, "Prova que és..."
Ve uygun bir kanıtla ceza almasını sağlayabilir.
Com as provas certas, ele consegue garantir uma convicção.
- O zaman bul onu. Kanıtla.
- Então prova que o Barry errou.
Sadece tanığın, Tennessee'nin kanıtla ilgili yasalarından 612 nolu yasaya göre bu mektubu okumasına izin verilmesini istiyorum. Böylece hafızası tazelenmiş olur.
Só peço que a testemunha seja autorizada a ler a carta de acordo com o regulamento de modo a refrescar a sua memória.
Hey, bir suç mahallini elinde kanıtla terk edemez.
Ele não pode deixar a cena do crime e levar provas.
Kanıtla.
Prova-o.
Bunu kanıtla.
No bar.
Annene hata yaptığını kanıtla.
Prova-lhe que ela está enganada.
- Kanıtla o zaman.
- Então, prova-o.
Ve burası insanların jüri odasına dönüp "Kanıtla" dediği bir ülkedir.
É uma terra em que as pessoas constituem o júri e dizem : "Provem".
Suçu kanıtla.
Provem o crime.
Ve bunu ta ki biri çürütülemeyecek ve inkar edilemeyecek bir kanıtla karşılarına dikilene kadar da kabul etmeyeceklerdir.
E não o admitirão até que alguém os confronte com provas irrefutáveis.
Ve onlara Ajan Mulder hakkında yalan söylemeye hazır olduğum gibi onların karşısına kanıtla çıkmaya da hazırım.
E tal como estou pronta para lhes mentir acerca do agente Mulder, também estou pronta para os confrontar com provas.
Zeyna bunu Melager'ın yapmadığına dair kanıtla buraya doğru yolda!
A Xena vem a caminho com a prova de que o Meleager não o fez!
Birçok defa beni sevdiğini kanıtla dedin ve kanıtladım.
Estas sempre a pedir-me para te dar provas, "provas de que te amo."
Kanıtla!
Prove-o!
Tek istediğin... -... paraysa bunu kanıtla. Onları bırak.
Dizes que só queres o dinheiro, prova-o, libertando-os.
- Kanıtla! Seni öldürmeme yardım et.
Ajuda-me a matar-te.
Öyle olmadığını kanıtla.
Prova-me o contrário.
Silah koyup, düzmece kanıtla kurtaracağın bir polis değilim ben.
Não sou um polícia que precisa que inventes provas para se safar.
Bana bu yatakta aşkını kanıtla hayatım.
Dá-me provas de amor nesta cama tão grande.
E kanıtla o zaman olmadığını.
Prova que é lixo.
Yeni bir kanıtla mı? Çöp tenekesi mi?
Com que prova nova, a lata do lixo?
Kanıtla o zaman.
Então mostra-me.
- O zaman kanıtla.
Bem, então prove-o.
Öyleyle kanıtla.
Então prova-mo.
Kararının haklılığını kanıtla.
Justifica a tua decisão.
Hala fiziksel kanıtla bunu bağdaştırmakta zorlanıyorum.
Parece-me difícil conciliar os factos com as provas físicas.
Söylediklerinin doğru olduğunu kanıtla.
- Provas que validam aquilo que diz.
Kanıtla bunu.
Talvez tenhas que provar isso.
- Kanıtla.
- Prova!
Kanıtla, haydi!
Prova isso!
Kanıtla o zaman.
Prova-o.
- Warren, yanıldığımı kanıtla pes edeyim.
Sem dúvida.
- Kanıtla.
Eu juro.
Kanıtla.
- Prova.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]