Kanıtın var mı translate Portuguese
546 parallel translation
Bu garip iddiayı destekleyecek kanıtın var mı?
Tens provas que atestem essa fantástica afirmação?
Şimdi arama emri için yeterli kanıtın var mı?
Já tens o suficiente para um mandado?
- Bunun için kanıtın var mı, evlat?
- Tem alguma prova disso, rapaz?
Kanıtın var mı?
Tem alguma prova?
Kanıtın var mı?
Que provas têm?
Kanıtın var mı? Köleler gördükleri-duydukları her şeyi ya kendi rızalarıyla, ya da işkence altında söyleyecekler.
Escravos que falarão de livre vontade ou sob tortura de coisas vistas e ouvidas.
- Kanıtın var mı?
- Há provas?
Kanıtın var mı, Knight.
- Prove isso, Knight.
- Kanıtın var mı?
- Tens provas?
Senin kanıtın var mı?
Não tens um pequena prova?
Bu bir fikir mi, yoksa bunu destekleyecek bir kanıtın var mı?
É a sua opinião, ou tem provas?
Onları tutmak için yeterli kanıtın var mı?
Tem provas suficientes para os deter, agente?
- Hiç kanıtın var mı?
- Tem provas disso?
- Kanıtın var mı?
- Tens provas disso?
- Kanıtın var mı?
- Que provas tens?
Kanıtınız var mı?
E qual é a sua prova?
Mary'i tanımazsınız. Kocasının aleyhinde asla konuşturmaz. Kanıt var mı?
Ela jamais daria ouvidos ao que dissessem dele... e nem sequer acreditaria!
- Dava için kanıtınız mı var?
- Tem provas disso?
evet, hiç bir şey için kanıtın yok, var mı?
Bem, não tens provas de nada, pois não?
Müfettiş, bilekteki kesiğin o bıçak yüzünden oluştuğunu düşünecek olursak, bunun bir kaza sonucu mu olduğunu yoksa kan lekelerini açıklamak için cinayetten sonra bilerek mi yapıldığını gösterecek bir kanıt var mı?
Inspector, presumindo que o corte no pulso tenha sido causado por esta faca, existe algo que demonstre que foi provocado por um acidente... ou feito deliberadamente depois do assassinato para produzir os vestígios?
Sizi, kendimi ve vekillerin 3'de 2'sini önümüzdeki 20 yıl boyunca parmaklıkların arkasında tutacak kadar dosyamda kanıtım var.
- Estou a ir. Tenho informações suficientes nos meu arquivos... sobre construção civil, contratos de estradas... projectos industriais... que colocariam você, o promotor e eu... e 2 / 3 da Câmara atrás das grades nos próximos 20 anos!
Sir Thomas'ın hakimlik yaparken rüşvet aldığına dair kanıtım var.
Tenho provas de que Sir Thomas, quando era juiz, aceitou subornos.
Kaptan'ın hayati tehlikesine dair kanıtınız var mı?
Tem provas de que a vida do Capitão está ameaçada?
Bugün burada yanımda size anlattıklarımın canlı kanıtı var.
Tenho a prova viva do que lhe digo.
Beni dinle, buraya sana benim devrimci kanıtlarımı göstermek için gelmedim ama sokaklarda kavga eden sürüyle beyaz öğrenci var, tıpkı senin varoşlarda yaptığın gibi, ve ayrıca yine sürüyle tatmin olmamış potansiyel devrimci beyaz var.
Não estou aqui para te mostrar minhas credenciais revolucionárias. Há muitos estudantes brancos a lutar nas ruas exactamente como vocês fazem nos guetos. E há muita gente branca insatisfeita, que é potencialmente revolucionária.
Bayan, kanıtınız var mı?
Tem alguma prova?
Hatta kanıtım da var, bir kadın bana New York'tan mektup yazmıştı.
Até tenho provas do que digo, uma mulher escreveu-me de Nova lorque.
Teğmen Pinson'ın imzası bile var. Bir kanıtınız var mı?
- O Pinson assinou mesmo o contrato.
Ulusal Demokratların Başkanını dinlediklerine dair bir kanıt var mı?
As escutas eram feitas ao presidente dos Democratas?
Ancak gerçek şudur ki,... bizler dünyadışı yaşamın ziyadesiyle varolduğunu düşünsek de,... şu anda var olduğuna dair hiçbir kanıtımız bulunmamaktadır.
Mas o simples facto de que possamos, considerar a inteligência extraterrestre provável não nos dá prova alguma até aqui, de que ela existe.
- Hiç kanıtınız var mı?
- Tem alguma prova?
Bay Krasny'nin sizden bir şeyler sakladığına dair kanıtınız var mı?
Tem alguma prova do näo cumprimento do Dr. Krasny?
Kanıtın var mı?
- Mentiu.
Bunları yaptığına dair kanıtınız var mı?
Tem provas que foi ele?
- Kanıtınız var mı?
- Calculo que tenham provas disso?
Kanıtınız var mı?
Tem alguma prova?
Cinayeti onun işlediğine dair kanıtınız var mı?
Conseguem provar que foi o Sakamura quem a assassinou?
Tanığınızın iddialarını destekleyecek kanıtınız var mı?
Sujeita-se à reclamação da testemunha?
- Başka bir kanıtınız mı var, Mademoiselle Mesnard?
- Tem provas, Mademoiselle Mesnard?
Reyga'nın öldürüldüğüne dair kanıt var mı?
Tem provas de que foi assassinado?
Eski bir uygarlık kanıtı olabilecek herhangi toprak faaliyeti veya anıt var mı tarayın.
Procure por monumentos que poderiam indicar uma civilização extinta.
- Bir sabotaj kanıtınız var mı? - Bilmiyorum.
- Tem provas de sabotagem?
- Kanıtınız var mı?
- Tem provas?
Herhangi bir kanıtınız var mı?
Tem alguma prova?
Suç ortağı olduğuna dair kanıtınız var mı?
Pode-nos indicar uma evidência ou a existência desse cúmplice?
Şu anda iyi bir kanıtımız var, bu fotonik oluşumlar proto yıldızının içinde yaşıyorlar- - zekaya sahip bir yaşam formu.
Vou relatar à Capitã o que me disses-te. De alguma forma, vamos conseguir perceber isto dentro em pouco.
Yabancıların bir şekilde gemimize geldiklerine dair bir kanıt var mı?
Houve alguma indicação de que o alienígena de alguma forma veio a bordo?
Yakaladığımız mantıklı bir durum olduğunu var sayıyorsun, ama daha bunun bir kanıtını göremedim.
Você está assumindo que há um padrão lógico neste labirinto em que estamos presos, mas até agora não vi nenhuma evidência disso.
Elimizde kanıtımız var, şu tuttuğunuz adamın en az bir cinayetle... bağlantılı olduğuna dair, Mellen adında bir adamı öldürmüş.
Temos provas de que o seu empregado cometeu, pelo menos, um homicídio. Um homem chamado Mellen.
Bunu destekleyecek kanıtınız var mı?
Tem algum dado para corroborar isso?
Ve onun öldürüldüğüne dair kanıtınız var mı?
E você tem evidências de que ela foi assassinada?