Kapı sıkışmış translate Portuguese
137 parallel translation
Kapı sıkışmış, nemden dir.
A porta está outra vez empenada, é da humidade.
Kapı sıkışmış.
As portas não abrem.
Bence kapı sıkışmış.
Na minha opinião, a porta está avariada.
Kapı sıkışmış.
A porta está encravada.
Kapı sıkışmış.
A porta parece estar bloqueada.
Bir kapı sıkışmış, açılmasını istiyorum.
A porta está encravada. Quero-a aberta.
Kapı sıkışmış.
A porta está encravada. Altera para manual.
Tamam, kapıyı açacağım ama kapı sıkışmış.
Está bem, eu deixo-te entrar, mas a porta está encravada.
Kapı sıkışmış. Bir saniye.
Um momento, a porta encrava.
Kapı sıkışmış.
A porta está presa.
Kapı sıkışmış.
A porta não abre.
Yapamıyorum. Kapı sıkışmış.
Está encravada, tens de sair pela frente.
Çünkü bu kapı sıkışmış.
Bloqueado. É o problema com aquele sector.
Kapı sıkışmış.
A porta não cede!
Richie, kapı sıkışmış. İçeri giremiyorum!
Richie, a porta está encravada.
Mavna tekneye çarpınca, kapı sıkışmış.
O deque superior foi atingido e a porta está bloqueada.
- Kapı sıkışmış. - Aç.
- A estrutura da porta está vergada.
Kapı sıkışmış!
A porta está emperrada.
Pilot, bu kapı sıkışmış.
Pilot, a porta está travada.
Kapı sıkışmış!
A porta está presa!
- Kapı sıkışmış olmalı.
- A porta deve estar perra.
- Yapamıyorum! Kapı sıkışmış.
A porta está encravada.
Kapı sıkışmış!
A porta está encravada!
- Atla! - Kapı sıkışmış.
A porta encravou.
Vantilatörüm kapıya sıkışmış da.
A ventoinha ficou presa na porta.
Kapıya sıkışmış vantilatör.
A ventoinha presa na porta.
- camı kırıp, kapıyı açmaya çalışmış olmalı
Calculamos que ele partiu o vidro e abriu a porta.
Kapı mandalı sıkışmışa benziyor.
O trinco está travado.
Bu kapı mandalı... sıkışmışa benziyor.
O trinco, parece estar travado.
Ancak arabanın kapısı sıkışmıştı, araba ağırlığının etkisi yüzünden.
Mas a porta do carro estava presa com o peso do carro, estão a ver?
Kapı sıkışmıştı.
Estava encravada, e eu empurrava com força.
Kapı buydu. Sıkışmıştı.
Foi esta porta.
Seni dört-beş çocuğunla birlikte tek kapılı bir Maserati'ye sıkışmış halde düşünüyorum da.
Não consegues por quatro ou cinco carneiros na bagageira do Maserati.
Kapım sıkışmış.
A minha porta está emperrada.
Ön taraftaki bir kapıyı denedim ama sanırım çarpışmadan dolayı sıkışmış.
Há uma porta, mas ficou encravada com a colisão.
Lord Melchett'in korkunç kapı çalmasıyla uyandığımda midilliler ile ilgili korkunç bir rüya görüp, yatağın altına sıkışmıştım.
Estava eu na caminha, a ter um esplêndido sonho com cavalicoques, quando Lorde Melchett me acordou com um estardalhaço.
O kapı yine sıkışmış, az kalsın kafamı uçuruyordu.
- A porta quase me cortava a perna!
Başka biri de kapıya sıkışmış.
Alguém "marrou" na porta e foi-se.
Kapı donup sıkışmış.
A porta está selada pelo gelo!
Yanlış kapıya yöneldiğin kısmı anlatsana. Ah Tanrım. O an'ı unutamıyorum..
Já me tinha esquecido disso.
- Kapıya sıkışmış olmalı.
Pode ter ficado sem ele quando tentava escapar.
Gömleği kapıya sıkışmıştı ve adamı kurtarmaya çalışıyordu.
Tentava abrir a porta com um cabide.
Ama bu kapı sıkışmış.
Bem, está bloqueado. Não vai...
Kapıya bir şey sıkışmış.
Há qualquer coisa a emperrar a calha.
En sevdiğim kısmı telefon rehberindeki gibi. Kapısının önündeki tabelada şöyle diyor :
A minha parte favorita é como na lista telefónica há um letreiro á porta que diz :
Kapısı sıkışmış!
Essa porta está presa!
Kapılar sıkışmış.
- Que tipo de problema? Estão empenadas, não sei.
Ama o kapıya sıkışmış olabilir misin?
Sabe essa porta ai?
Hayır Dylan, hangar kapıları sıkışmış.
Não, Dylan, as portas do hangar estão encravadas
Kapı sıkışmış.
Aqui, Tyr
Konuşmanın hangi kısmından semender gözünün beni dava etmeye çalışan kadın üzerinde işe yarayacağı sanısına kapıldın?
Por falar nisso, achas que olho de salamandra resultaria na mulher que me está a tentar processar?
sıkışmış 85
kapı çalıyor 27
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı açıktı 87
kapı çalıyor 27
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı açıktı 87