Kapı çalıyor translate Portuguese
321 parallel translation
Kapı çalıyor hayatım.
Estão a tocar à campainha.
Hey, kapı çalıyor.
A campainha está a tocar.
Kapı çalıyor.
Batem na porta.
Hayatım, biraz bekle, galiba kapı çalıyor.
Querida, só um momento. Acho que está alguém à porta.
Kapı çalıyor. Biri geç kalmış.
- É a campainha.
Kapı çalıyor hayatım.
Está alguém à porta, doçura.
- Birisi kapı çalıyor.
- Alguém bateu. - Que é?
TV izliyorum ve kapı çalıyor.
Estou a ver televisão e a campainha toca.
Samantha! Kapı çalıyor.
Samantha, a campainha.
Kapı çalıyor. Luke gelmiş.
Não, o teu corpo é muito mais importante do que a minha diversão.
Al, kapı çalıyor. Aç o zaman.
Eu ter de dizer ao Al que tinha razão.
Kapı çalıyor.
- É a porta.
5 dakikada bir kapı çalıyor.
A porta toca de 5 em 5 minutos aqui.
Biri yanlış kapıyı çalıyor diyebilirim ya da hayatımın büyük romansı.
Bom, posso dizer que alguém se enganou na porta ou que é o grande romance da minha vida.
Ne pencereler açılıyor, ne kapılar kapanıyor, ve ne de musluklar çalışıyor.
E as janelas não se abrem e a porta não se fecha e os canos não funcionam.
- Will, birisi kapıyı çalıyor.
- Will, há alguém à porta.
Sokağın aşağısında stajyer kapıcı olarak çalışıyor.
É aprendiz de porteiro ao fundo da rua.
Herkes benim kapımı çalıyor.
Todos batem à minha porta.
Kapı çalıyor!
- O que queres? Tocaram à campainha.
Birisi kapıyı çalıyor.
Está alguém á porta.
- Bir... Biri kapıyı çalıyor.
- Alguém bateu à porta.
Kapı çalıyor.
Tocaram...
- Kapı çalıyor!
- Tocaram.
HENRI LANGLOIS'NIN FRANSIZ SİNEMATİĞİ'NE ADANMIŞTIR. # Bu gece, rüzgar kapımı çalıyor #
DEDICADO À CINEMATECA FRANCESA DE HENRI LANGLOIS
Onların her biri kapı ve pencereleri açmaya çalışıyor.
Estas coisas vão entrar pelas portas e janelas!
Birisi kapıyı çalıyor.
Estão a bater.
Lanet olası baş belası hâlâ kapıyı çalıyor.
Aquele filho da puta ainda está à porta?
Bu kadar karlı ve rüzgarlı havada, kim kapımı çalıyor?
Com tanta neve e tanto vento, batem à porta com que atrevimento? Idiota!
Birisi kapıyı çalıyor.
Alguém está batendo à porta.
Sanırım birisi kapıyı çalıyor.
Acho que tem alguém batendo à porta.
Emin değilim ama bana öyle geliyor ki şu anda birisi kapıyı çalıyor.
Não tenho certeza, mas tenho a impressão de que tem alguém batendo à porta neste preciso momento.
Koridorlarda yangın kapıları yok, ve su püskürtücüler çalışmıyor.
Há corredores sem portas anti-fogo e os extintores não funcionam!
Eskiden 100 metre arkaya koşup geri geliyorduk... ama şimdi kapıyı açıyoruz ve... genelde çalıştığı gibi çalışmıyor.
Tínhamos de andar 90 metros de um lado para o outro. Agora, basta abri-la e... Não funciona tão bem como é habitual.
Elinde, kapısının önünde korkmuş bir kadın var. BYSK için çalışıyor. Bazı belgelerin imha edildiğini söyledi.
Uma mulher amedrontada trabalha na CREEP... e diz que se rasgaram papéis, não sabemos quais, mas que o procurador-geral entra de gabardina na cabeça.
Aşkım, kapı zili çalıyor.
... Estão a tocar à campainha, querido.
Kapıyı çalıyorum, ama kimse açmıyor.
Toco e ninguém atende.
Ayak uydurmaya çalışıyorum ama bütün kapılar suratıma kapanıyor.
Eu tento me entrosar, e batem a porta na minha cara.
Uyan hadi, postacı kapıyı çalıyor...
Amigo... Acorda amigo, chegou o carteiro.
- Kadar kapıyı çalıyor. - Ben duymuyorum.
Por que não podes dizer :
Sonra daireye geri dönüp kapıyı çalıyor ve bekliyor.
Então vai ao apartamento e bate à porta.
Kapı çalınıyor. Şu kapıya kimse bakmıyacak mı acaba?
Porra, não vão todos a correr para abrir a porta.
Rıhtım kapıları çalışmıyor.
Portas da doca espacial estão inoperativas.
Bazen meteliksiz Afrikalılar kapımı çalıyor.
Às vezes, metemos tipos aqui sem um dólar.
- Fırsat kapıyı çalıyor demek.
- A oportunidade a bater à porta.
Biri kapıyı çalıyor!
Bateram à porta!
O akşam Mary Bailey için insanların kapısını çalıyor olacağım.
Eu vou andar porta a porta pela Mary Bailey.
Yani arabamı kullanıyorken, kafam işlerimle meşgulken... birden fırsat kapıyı çalıyor.
A vida é louca. Eis que passo por aqui, a tratar da minha vida, e surge uma oportunidade.
Ölümün kapısındayız, Harley ve şeytan kapıyı çalıyor.
Estamos às portas da morte, Harley, e o diabo está a bater.
Şu ibne kapıdan girmeye çalışıyor.
Quando aquele cabrão entrar aqui, eu mato-o, pá!
Kapıyı çalıyor.
Está a bater à porta.
Fırsat kapını çalıyor.
Bobby, a oportunidade chama-te.
çalıyor 59
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87