English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kararını ver

Kararını ver translate Portuguese

507 parallel translation
Kararını ver hayatım. Yardım edin!
Decidam, queridos.
Kararını ver, feribot beklemez.
Decide-te, o ferry não espera.
Kararını ver artık, evet mi, hayır mı?
Pegar ou largar.
Kararını verebilmen için, oyuna tek başıma gitmek istiyorum, lütfen sadık maymununa şapkasını ver.
E agora que consegui descanso para a mente... Acho que vou ver a peça. Portanto, por favor dê o chapéu ao seu devotado macaco.
Kararını ver.
Decida-se.
River Sokağı 437'ye gelene kadar kararını ver!
Decide-te antes de chegarmos ao 437 da River Street!
Kararını ver, Demosthenes. Onu tanrı ilan et.
Resolva, Demóstenes, proclame-o deus.
Kararını ver.
Bom, decidam-se.
Kararını ver, Teeler.
Decida, Teeler!
Biz ayrılmadan önce kararını ver.
Decida depressa, antes que nos alcancem.
Kararını ver Jumbo.
Decida logo, Jumbo.
Oraya dikkatlice bak ve kararını ver ya da toplum kurallarını sadakatle uygulamada dikkatsizlik yapmayın.
Dêem uma boa olhadela e decidam se pretendem ou não seguir as regras da nossa sociedade.
Kararını ver.
Decide tu.
Kararını ver, sonra teklif et. Ben de kararımı vereyim.
Decida-se, depois convide-me, e depois eu decido-me.
Kararını ver, olur mu?
Decidam-se lá!
- Michelangelo, kararını ver.
- Miguel Ângelo, decida-se de uma vez por todas.
Çabucak kararını ver yoksa kalkıp gideceğim bak!
Decide-te senão vou fazer isto sozinha!
- Kararını ver.
- Decida-se.
Kararını ver.
Decide-te.
Wolfman burada olsaydı sana "Kafanı topla, kararını ver" derdi.
Se Wolfman estivesse aqui, diria : " "Ponha a cuca no lugar" ".
Kararını ver, ortak.
Decide-te, parceiro.
- Derse gir, bir dene, kararını ver. - Adaletli bir öneri.
Ok vais-te vestir, vais ter à sala depois e vês se queres ficar!
Hadi kararını ver mankafa.
Joga, idiota.
Kararını verince bana haber ver.
Quando decidires, dá uma apitadela.
Bay Smith'i satın almaya karar verdim ama bir an dönüp bir İran kedisine baktım.
Decidi comprar o Sr. Smith, mas virei-me por um instante para ver um gatinho persa.
Ve onunla evlenmeye karar verdiğinde... kızın babasını görmeye gider.
E se ele decidir que a quer como esposa.... vai ver o seu pai. Para quê? O que fazer com o pai?
Onları en kısa zamanda görmek için sabırsızlandığını biliyordum... Apartmandaki ofisine uğramaya karar verdim. oradaysa Resimleri o'na göstermek istiyordum.
Sabia que ele estava desejoso de as ver o mais breve possível... portanto decidi passar pelo apartamento dele... caso ele lá estivesse para as mostrar a ele.
Evde olup olmadığını öğrenmek için evini aramaya karar verdim.
Decidi ligar para ela para ver se ela estava em casa.
Sevgili Bay Flannagan : Geçmişinizi dikkatlice inceledim. Tekrar görüşebileceğim biri olmadığınıza karar verdim.
" Caro Sr. Flannagan... após examinar cuidadosamente seu passado... decidi que não é o tipo de homem que eu gostaria de ver novamente.
Kendi kararını kendin ver.
Tome a sua própria decisão.
Kararını ver.
Portanto decida-se!
Ne de bedenin düşüşünü gördükten sonra sergilediği davranışı... sizin kararınızı etkilememeli.
Nem o seu estranho comportamento depois de ver cair o corpo, tem alguma influencia sobre o veredicto.
Bunun da kararınızla bir ilgisi yoktur.
Isso nada tem a ver com o vosso veredicto.
Biz kadınlardan bir kaç kişi o kadını görmek için gitmeğe karar verdik.
Alguma mulheres decidiram ir ver essa garota.
Seni neyin ilgilendirdiğine karar verirken ilginç kıstasların var.
É estranha a tua escolha das coisas com que tens a ver.
Ürünü deneyip kararınızı öyle verin.
Prove a mercadoria, para ver.
İleri gidip bunun sonuçlarını görmeye karar verdim.
Decidi avançar no tempo e ver o resultado disto.
Gidin bakın bakalım arkadaşımız belki konuşmaya karar vermişdir.
Vao ver se o nosso amigo da com a lingua nos dentes.
Kendi kararını kendin ver.
Você mesmo poderá comprá-lo.
Biz de size kadını gösterelim. Bu karar vermenizi kolaylaştırır.
Deixamo-los ver a mulher, enquanto conversam.
Bunu satın almanın karınızın kararıyla ne ilgisi var ki?
Por que esta compra teria algo a ver com a decisão dela?
Konuşacak mısın karar ver.
Falas ou não?
Karar verdim, Demir Manyak bir kere daha bana gün ışığını heba ettiğimi söylerse... ağzının payını vereceğim.
Se ele me diz outra vez que estamos a desperdiçar a luz, vão ver o que lhe faço.
Kararını ver!
Decidam-se!
Sevgili Bianchi, karar hattın yöneticisi olan size kalıyor. Brod polisine hangi çözümü sunacağımızı siz söyleyeceksiniz.
Senhor Bianchi, corresponde ao senhor ver a solução que daremos à polícia em Brod.
Ama ulaşamadın, ve sonra da Bobby'nin mırıldanmasından yola çıkıp bu küçük gizli saklanma yerine gelmeye karar verdin, ha?
E não conseguiste e então decidiste vir até ao teu sitio secreto preferido e ver o que o Bobby tentava dizer-te?
Kararını bir an evvel ver, olur mu?
Decide-te rapidamente.
Kendi kararını kendin ver.
Decide-te. Mas aparece.
Tap'in "Eldiveni Kokla" isminde yeni bir albüm çıkaracağını, ve promosyon için Amerika turnesine çıkmayı planladığını duyduğumda, bir belgesel hazırlamak için uygun bir zaman olduğuna karar verdim, az sonra izleyeceğiniz bir rock belgeselidir.
Quando soube que os Tap iam lançar um novo álbum, "Smell The Glove"... e que planeavam a sua primeira digressão nos Estados Unidos desde há seis anos... para promover esse disco... é claro que aproveitei a ocasião... para fazer o documentário... ou "rockumentário" se preferirem... que vão ver agora.
- Alf'ın dediğine göre yeteri kadar alınca iki çeşit bagaj veriyormuşsunuz. Ve kararımı vermeden önce çeşitleri görmek istiyorum.
O Alf disse-me que eu podia escolher entre pele e cabedal, mas eu gostaria de as ver antes de escolher.
Buraya geldiğimden beri bu konular üzerinde düşünüyorum. Ancak misyon topraklarını kendi gözlerimle görene kadar son kararımı vermemem gerektiğini düşünüyorum.
Estes assuntos têm estado em primeiro lugar, na minha mente desde que cá cheguei, mas não penso poder tomar uma decisão final... sem ver pessoalmente os territórios da Missão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]