English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kazandın mı

Kazandın mı translate Portuguese

1,836 parallel translation
Kazandın mı?
Apanhaste alguns campeões?
Kazandın mı?
Ganhaste?
Sen hiç kazandın mı?
- Já o ganhaste?
Bana bunları satmam için altı hafta verin, kazandığımın % 5'ini size vereyim.
Dar-lhe-ei 5 % do preço de venda, se me der 6 semanas para lhe pagar.
Oyunda senin yatağını mı kazandım?
Ganhei a tua cama num jogo?
Eğer Crusoe geminin komutasını yeniden bana kazandırabilirse yeniden ticaret yapmaya başlarım.
Se o Crusoe conseguir restaurar o comando sobre o navio, posso voltar a negociar.
Bayan Hofer, patavatsızlığım için kusura bakmayın ama kocanızın ölümünden en çok şeyi siz kazandınız.
Eles preferem mimosas. James Andrew. Tenho a certeza que ele ouviu.
Bırak yansın! Belki de alevin temizleme gücü bu binayı, ve neredeyse kazandığımız yarışmaya ait anıları yok edebilir.
Deixa arder... talvez destrua o edifício e todas as recordações da quase-victoria com o poder limpador das chamas.
- Senin için aldım çünkü gerçekten, şampiyona kazandın.
Arranjei para ti porque realmente ganhaste o Grand Slam.
Dükkânın önündeki kaldırımda oturduk külahtaki dondurmamızı yiyorduk kim daha önce bitirecek diye yarış yaptık ben kazandım.
Sentámo-nos na esplanada da geladaria, comemos os gelados rapidamente para ver quem acabava primeiro. Eu ganhei.
Ona kazanmasında yardım ettin. Saygısını kazandın.
Tu ajudaste-o a vencer a presidência.
Uyumadam çalışmamın yanında kazandığım her bir kuruşu harcadığım tiyatroyu birisi kasten yok etmeye çalıştı.
Além de não poder dormir e colocar todo o meu dinheiro neste teatro, alguém deliberadamente tentou destruir o meu espectáculo.
- Hepsini falafel satarak mı kazandın?
Isto tudo a vender falafel?
Ters bir tepki oluşmadan insanlara güç kazandırmanın imkânsız olduğunu düşünmeye başladım.
Acho que é impossível dar capacidades sem ter efeitos secundários.
Eğer zeki olsaydı, sapığın kazandığı bir filmle karşımıza geçerdi.
Se ele fosse inteligente vinha como personagem de um filme em que o perseguidor vence.
Büyük ikramiyeyi kazandığınızı mı düşünüyorsunuz?
Acham que ganharam o jackpot?
Şampiyon olup altın kemeri kazandığın için gevşek davranacağını mı düşünüyorsun?
Achas que ganhares o cinto de campeão significa que podes relaxar?
Caddelerden kazandığın parayı mı aklıyor?
Tal como lavagem de dinheiro de rua? Não.
- Kazandınız mı?
Ganhaste?
- Bu bana zamanımın yarısını kazandırır.
- Ena, isso ia poupar-me muito tempo.
Birkaç yumruk kavgasını kazandım.
Sei dar uns socos.
Hey, Lance, pantolonun güzelmiş. "Pantatlon" yarışında mı kazandın?
Ei Lance calças, fixes, ganhaste-as na volta às "calças?"
Topu kaptın ve kafana göre attın ve düşürdüm, işte bu yüzden penta-pus oyununu ben kazandım, çok teşekkürler.
Só pegaste na bola e atiraste quando já estava a cair, isso não... E a derrubei, por isso eu é que ganhei o "pentapus", muito obrigado.
KITT'e bağışıklık kazandıramaz mısın?
- Podes usá-lo para imunizar o KITT?
Kazandın mı?
- Ganhaste?
Ben kazandığım zaman bunun bir tartışma olmadığını söylüyorsun.
Só dizes que não foi uma discussão quando venço.
Saatler geri alınınca.. .. fahişelikten zaman kazandım ve bu işte çalışmaya başladım.
A prostituição ficou mais complicada quando Bush implementou o horário de verão.
Evet, sanırım. Ben kazandım. Sen kazandın.
Acho que sim, já que ganhei.
Kazandığımda hayatımın çığlığını attım.
O maior acontecimento da minha vida.
Zar zor kazandığımız paraların, saçma sapan kıyafetlere harcandığını görmek istemiyoruz.
Nós pegamos no nosso dinheiro que custou a ganhar, para te comprar roupas decentes que estejam de acordo com o código de vestuário.
Köpeği kızım için mi kazandın, baterist?
Ganhaste esse cão para dares à minha filha, baterista?
Ama unutmayın, kazandığım para yalnızca şahane yaşam tarzımı karşılamıyor, aynı zamanda çok pahalı avukatları da hizmetimde tutuyor.
Mas notem, o dinheiro que ganho, não paga só o meu estilo de vida fabuloso. Também mantém uns advogados muito caros em alerta.
Bakın Rönesans Fuarı'ndan ne kazandım!
Vejam o que ganhei na Feira Renascentista.
250.000 dolar mı kazandın?
- Uns 250 mil. Ganhaste 250 mil dólares?
Gerçekten hepsini kartları aklında tutarak mı kazandın?
Ganhaste mesmo este dinheiro a decorar as cartas?
Dövüş sınavını kazandım korumalığa terfi ettirildim.
Eu ganhei o concurso e fui promovido a guarda-costas real.
Demek istiyorum ki, sizin gibiler kazandığınız zaman anlamaz mısınız?
Quero dizer, a sua gente... Não sabe que venceu?
Ölü gibi görünen insanların resmini yapıyorum. Ve bu işten ne kadar kazandığımı duysanız, oturup ağlarsınız.
Pinto pessoas que parecem estar mortas, e choraria se soubesse quanto é que ganho ao fazê-lo.
Durun size zaman kazandırayım, çünkü aklınızdan geçenleri biliyorum.
Deixe-me poupar-lhe algum tempo, porque sei em que está a pensar.
Layla'ya kürtaj masrafını karşılayacağımı söyledim ve kabul etti, yarışmayı kazandığı takdirde tabii.
Disse à Layla que pagaria por um aborto, e ela concordou, desde que ganhasse o concurso.
"Bir maç mı kazandınız?" Tutumları böyleydi.
"Vocês ganharam um jogo?"
Kazanmamızın yolunun, kazandığımız bir özellik olduğunu sanıyorum. Savunma ile kazanırdık.
Estávamos a ganhar como era suposto, por defesa.
Bu yüzden kazandığım bütün kazı-kazan parasını arkadaşlarım için çılgın bir partiye harcayacağım!
É por isso que vou gastar o que sobra da raspadinha numa grande festa para os meus amigos!
Doktor, sevimli bir sarışın birkaç milyon dolar gösteriyor, Kazandığımızı alalım derim.
Dr.ª, uma loira gira parece com alguns milhões de dólares, eu digo que ficamos com ele.
Bununla oyuna hak kazandığını mı düşünüyorsun?
Achas que mereces jogos por isto?
Aman tanrım, sahiden kazandınız!
Meu Deus, ganhaste mesmo!
Onlara Jen'in ayın çalışanı ödülünü kazandığını söyleyince o kadar etkilendiler ki yardım etmek için her şeyi yapacaklarını ifade ettiler.
Disse-lhes que a Jen tinha sido o Empregado do Mês e eles ficaram tão impressionados, que quiseram fazer tudo o que podiam para ajudar.
Sanırım iddiayı sen kazandın.
Acho que ganhaste a aposta.
İşler plânladığım gibi gitmedi ama Lloyd'a insanların iyi olabileceği inancını yeniden kazandırdım.
Não foi como planeei, mas ajudei o Lloyd a recuperar a sua fé que as pessoas podem ser boas.
Jaime Roldos başkanlığa aday oldu ve esas amacı, söylediğine göre, eğer başkan olursa, Ekvator'un kaynaklarının, insanlarına yardım için kullanılacağıydı. Ve seçimleri kazandı!
Jaime Roldos era candidato e o seu maior objetivo, como presidente, seria assegurar que os recursos do Equador fossem para o povo.
Eklememe izin verin, bir yalanı geri alamasanız da umarım Tribune müvekkilimin itibarını geri kazandırmak için elinden geleni yapar.
Queria acrescentar que embora não se possa retirar uma mentira, espero que o Tribune se esforce por restaurar a reputação do meu cliente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]