Kaçtı mı translate Portuguese
4,218 parallel translation
- Kaçtı mı?
- Ele fugiu?
Şu pervaza ineceğiz, yere atlayacağız futbolcular gibi arabalarımıza koşacağız, kaçtık.
Vamos pelo peitoril, saltamos para o chão e corremos tipo atletas até aos carros.
Tam yakalayacaktım ki elimden kaçtı.
Ele escapou-se quando o estava quase a apanhar.
Ben de trenden kaçtım ve sonra tek hatırladığım kampınızda uyandığım oldu.
Então, fugi no comboio e só me lembro de acordar no vosso acampamento.
Beni asker yapmak istediler ama kaçtım.
Queriam fazer-me soldado, mas fugi.
Korkak gibi geceleyin kaçtığımı.
Fugiu a meio da noite como um covarde qualquer.
- Ben kaçtım. - Tamam.
- Vou sair.
Kaçtığımızda sığındığımız yerler.
Lugares para onde, queríamos fugir.
Okuldan kaçtığımız için nezarete atılmıştık.
Nós fomos presos por gazetearmos às aulas. Lembras-te disso?
Kaçtı mı?
Fugiu?
Tam açıklığa kavuşturamamıştım. Babasıyla kaçtığına dair kesin bir bilgin mi var? Yoksa biri sana öyle olduğunu mu söyledi?
Não tinha a certeza se sabias que ela tinha ido com o pai ou se alguém te disse que isso aconteceu.
" Karım Moskova'ya, sevgilisine kaçtı...
"A minha mulher fugiu para Moscovo com o seu amante."
Peki o zaman, ben kaçtım.
Pronto, vou-me embora.
Joffrey'nin köpeği kuyruğunu sıkıştırıp Karasu Savaşı'ndan kaçtı dediklerinde inanmamıştım.
Quando eu ouvi que o cão do Joffrey tinha fugido com o rabinho entre as pernas da Batalha da Baía da Água Negra, não acreditei.
Oradan çok hızlı bir şekilde kaçtım. Peşimde üç tane ceylan, beni kovalıyordu.
Então eu corro a muita velocidade tendo aquelas três gazelas a perseguirem-me.
Hiçbirşey demedi. Banyo penceresinden kaçtım.
Ah, não disse nada, eu saí pela janela da casa de banho.
Ben de kaçtım.
Eu fugi.
Ben kaçtım, sen Charlie'yi 2 kere vurdun.
Eu corri, tu atiraste duas vezes no Charlie.
Neyden kaçtığımı anlamadan, gücüm yettiği kadar koştum.
Corri o mais rápido que pude, sem nem sequer saber daquilo que estava a fugir.
- Cheng'in elindeydim ama kamyondan atlayıp kaçtım.
O Cheng raptou-me. Saltei do camião dele.
İki çocuğun bir Biyoadam'dan kaçtığına inanmamı mı bekliyorsun?
Duas crianças escaparam de um homem biónico. Esperas que acredite nisso?
Ben de kaçtım.
Por isso fugi.
- Tamam, ben Kevin olsaydım, eve gelip birisine çarpıp kaçtığımı itiraf etmek isterdim.
- Certo, se eu fosse o Kevin, quereria ir para casa e confessar um atropelamento e fuga.
- Kaçtım.
- Eu escapei.
- Kaçtın mı?
- Você escapou?
O lanet zaten sürmeyi biliyormuş, bu şekilde, onun böyle olduğunu anladım. Sen kaçtın?
Acabei por descobrir isso.
telefonu sen buldun. Bir telefon buldum. Ben kaçtım.
Encontrei um telemóvel.
Letha öldüğünde ve sana ihtiyacım olduğunda sikini bacaklarının arasına kıstırıp kancık gibi kaçtın sen.
Quando a Letha morreu, eu precisei de ti e tu meteste a pila entre as pernas e fugiste como o filho da mãe que és.
- Kaçtım.
Tenho de ir embora.
Sanırım biraz aşırıya kaçtım.
Entusiasmei-me um pouco.
Bu gettolardan daha önce kaçtım.
Já fugi dos guetos antes.
Her seferinde, yine kaçtım.
Todas as vezes, eu fugia outra vez.
Bak, hayatım boyunca şeytandan kaçtım, Ben.
Maggie. Tenho estado em fuga toda a minha vida, Ben.
Bu tam olarak buraya gelmeme neden olan, kaçtığım şey.
Foi exatamente para fugir a isto que vim para cá.
Christopher, şimdiden çorabım kaçtı.
- Christopher, já tenho as meias rasgadas.
Kaçtığım zaman bana üç ok sapladı.
Ela acertou-me com três flechas quando eu fugi.
Gizli silahımız kaçtı.
- A nossa arma secreta escapou.
Bu şehirden kaçtığım vakit senin öldüğünü düşünmüştüm.
Nos dias que se seguiram à minha fuga desta cidade, pensei que estavas morto.
Cevap verirsem yoldaki insanların niye senden kaçtığını anlatacak mısın?
Se responder, dir-me-á porque é que aquelas pessoas na estrada fugiram de si?
İşi yarım kaldı ve oda Robin'i alıp parka kaçtı.
Ele deve ter sido interrompido e fugiu para o parque com o Robin.
Victor Olson'dan bir tavşan daha mı kaçtı?
Outro coelho a fugir do Victor Olson?
Kaçtım, bana yardım etmen lazım, lütfen.
Escapei deles e preciso que tu me ajudes, por favor.
Tanrım, gözüme sabun kaçtı.
Oh, meu Deus! Tenho sabão nos olhos.
Kaçtın mı?
- Fugiste?
Çok korkmuştum, kaçtım.
Estava tão assustada, que comecei a correr.
Sanırım dişimin arasına Gece Yarısı Böğürtleni çekirdeği kaçtı.
Acho que tenho caroços de Bagas da Meia-Noite nos dentes.
Neyin var, boğazına kurbağa mı kaçtı?
Qual é o problema, tens um sapo na garganta?
resmi bir kafeden satın aldım, Ama o gece paraşüt eğitmeniyle kaçtı.
Comprei a pintura num café, mas nessa noite ela fugiu com o instrutor de parapente.
Her zaman kaçtım.
Sempre fujo...
- Kaçtım.
Eu corri até aqui.
Siz kaçtıktan sonra tutuklandım.
Fui preso, depois de vocês fugirem.