English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kenara

Kenara translate Portuguese

8,137 parallel translation
Kendini korumayı bir kenara attın, takdir ediyorum.
Que se lixe a autoproteção. É admirável.
- Çöp gibi bir kenara atan mı?
Para as descartar?
- Kenara çek.
- Encoste.
- Kenara çekemem.
- Não posso encostar aqui.
- Kay kenara. Ben kullanacağım.
- Eu guio.
Oyuncak işe yaramadığı vakit bir kenara atılır.
Quando uma ferramenta sobrevive à sua utilidade, ela é descartada.
Fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp Haçlı Seferi'ne katılmaya ikna etmeliyiz.
Temos de convencê-los a deixar de lado as suas diferenças e participarem na Cruzada.
Bak, George Melton'u bir kenara koyuyorum. Başka birine saldırıdan suçlu bulunursan çok uzun süre hapiste kalırsın.
Olha, pondo de lado o George Melton por um momento, se alguma vez fores condenado por agressão a outra pessoa, irás voltar para a cadeia por muito tempo.
- T amca, sen delirmişsin. - Ve sen de kenara çek dedin?
E tu mandaste-me encostar?
Kenara falan çekme sakın.
Não deixes que te mandem parar.
Sayın Hakim, çizim meselesini şimdilik bir kenara bırakırsak sanık Bay Egan o odada Felipe Lobos'la açıkça birçok federal yasayı çiğnerken yakalandı.
Pondo de parte a questão do esboço por enquanto, o facto simples é que o arguido foi preso no quarto do hotel com o Felipe Lobos, violando várias leis federais.
Yani, tüm bunları bir kenara atmak...
- Descartar isso tudo...
Onu korumak için her şeyi bir kenara attın kamuflajlı hayatını bile bir kenara attın.
Abandonaste tudo para o proteger. Mesmo ao descartar a tua vida fictícia.
Son kez söylüyorum, onu Angie'nin yanında istemiyorum. Çekil kenara.
Pela última vez, não quero a Angie perto dela.
Olay çıkmadan evvel, maziyi bir kenara bırakıp geleceği tartışalım mı?
Antes que vire assunto doméstico, vamos falar do futuro?
Öyle direkt kenara çekilmezler.
- Eles não se afastam simplesmente.
Polisler bizi fren lambası patlak diye kenara çekti.
A bófia mandou-nos parar. Disse que o farol estava fundido.
Cinsel fantezilerini bir kenara bırakıp Profesör Dawes'e psikolojik açıdan bakarsak ne olur?
E se envolvêssemos a Professora Dawes para traçar um perfil psicológico com uma inclinação para fantasias sexuais?
Tüm geleceğini ve aileni Alvinle ilgili şeyden dolayı bi'kenara... atmayacaksın.
Não vais jogar fora a relação com a tua família e o teu futuro pelo que aconteceu ao Alvin.
Sözlerimi bir kenara yaz, asla kazanamayacaksın!
Ouve bem aquilo que te digo, nunca irás vencer!
Kenara çek!
Encosta! Encosta!
- Anal genişlemeyi bir kenara bırakalım da davamız hakkındaki düşüncen nedir?
Dilatação anal à parte, o que pensa do nosso caso?
- Anayasayı bir kenara atıyorsunuz!
- Está a rasgar a Constituição!
Sözlerimi bir kenara yaz.
Lembra-te das minhas palavras.
Sözlerimi bir kenara yaz!
Lembra-te das minhas palavras!
Kenara çekilin.
Afastem-se!
Kenara cekin, ama yaklasmayin.
Façam-na encostar, mas não se aproximem.
Ev kenara çok yakınmış.
Se fica próxima do precipício.
Dur, çekil kenara.
Espera. Deixa-me ver.
Kenara çekilerek başlayabilirsin.
Pode começar dando um passo para o lado.
Tabii, birileri kenara tırmanıp kendini yukarı çekmek isterse diye.
Acesso ao telhado? É, se alguém quiser subir ao parapeito e escalar.
Yani en sonunda hala Lucy'nin metaforlardan bahsetmeyi bir kenara bırakmasını böylelikle onu soyabilmeyi ve masama yaslamayı umut ediyorsam sadece,... tüm bunları bilmemin ne anlamı var ki?
O que significa saber isso se acabo a desejar que a Lucy deixasse de falar por metáforas para eu lhe poder tirar a roupa e deitá-la na minha secretária?
Ama öğrencilerini, onu hapisten çıkartmaya zorladığında bunun hepsini bir kenara attı.
Mas ele estragou isso ao fazer os alunos libertá-lo.
O seksen kilometrelik yolu bir kenara bırakmak ne iyi olacak. Öyledir.
Adoraria livrar-me da viagem de 80 km para o trabalho.
Kenara çek Dave.
Isto é completamente errado. Encosta, Dave.
Tanrı aşkına kenara çek!
Por amor de Deus, encosta!
Hayır, olmaz bu yolda arabayı kenara çekmek iyi bir fikir değil.
- Tem de parar o carro. Não é boa ideia parar nesta estrada.
Kusacağım. Kenara çekmelisin.
Não, eu vou vomitar.
- Hey Mickey yine kurallarından bahsedeceksen kenara çekip, birkaç muz al ki yutulurken de kusulurken de tadı aynı olan bir şey yiyeyim, oldu mu?
Ouve, Mikey. Se voltas a falar no teu código, temos de parar e comprar bananas, para comer algo que saiba ao mesmo a sair e a entrar, sim?
Mozelle tabelalarını gördüğünde, kenara çekmeni istiyorum.
Assim que começar a ver sinais para Mozelle, quero que encoste.
Ama beni kenara itecek kadar karşı koymayı becerebildin. - Ava...
Embora tenhas conseguido resistir o suficiente para me afastar.
İnsan avının ortasında en iyi adamlarımdan birini kenara çekmeyeceğim.
Não ponho de parte uma das minhas melhores agentes, em plena caça ao homem.
- Kenara çekil.
- Afasta-te.
Beni öldürebilmek için seni sen yapan her şeyi bir kenara ittin.
Abdicaste de tudo o que és, só para me poderes matar.
Şunu bir kenara koyayım da.
Tradução PT-PT por SoftCopi ( Original Queens Of The Lab ) Eu estava... a guardar isto.
Dünya mahvolmaya giderken bile insanlar bencilliklerini bir kenara atamıyorlar.
Até quando o mundo está a acabar as pessoas não esquecem os seus próprios interesses.
Kenara kay.
Vai para lá.
Çekil kenara.
Afasta-te.
O kaltağın beni kenara çekmesine göz yumamam.
Eu apresento. Não vou ser refém daquela lambisgoia.
İyi bir fikir de ondan. Artık kenara çekilip sana yol verme zamanım geldi.
Porque é boa ideia, e porque está na hora de eu me afastar e de tu mandares.
Kay kenara.
Deixa-me sentar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]