Kocam mı translate Portuguese
1,679 parallel translation
Kocam mı?
O meu marido?
Kocam mı?
Meu marido?
Ne demek kocam? Babanın rızası olmadan mı?
Como podes casar-te sem testemunhas e sem a benção paterna?
Kocamı bulmalıyım.
Preciso de encontrar o meu marido.
Sizi kocam sandım da.
Achei que era o meu marido.
Ulaşana kadar eski kocamı aramaya devam eder misin? Tamam mı?
Continue a tentar apanhar o meu ex-marido, até conseguir.
O benim kocam, neye istersem zorlarım!
Forço o que bem entender.
Eski kocam başımın çaresine bakabileceğim gerçeğinden hoşlanmazdı.
Sabes, o meu ex-marido detestava o facto de me conseguir desenvencilhar sozinha.
Kocam on adım uzağımda ölüyor. Hepsi de senin suçun!
- O meu marido está a morrer a 5 metros daqui.
Korkarım çok bilmiş eski kocamın kalıntıları bunlar.
Acho que é influência do meu pretensioso ex-marido.
Bağcıklarımı hep ölmüş kocam çözerdi.
O meu falecido marido desapertava-me sempre os atacadores.
Kocamı mı?
O meu marido?
Öyle görünüyor ki, eski kocamın aşağılık avukatı istediklerini vermezsem hayatımı nasıl zehir edeceğini göstermeye çalışıyor.
A advogada reles do meu futuro ex-marido a tentar mostrar-me como a minha vida será má se não lhes der o que eles querem.
Kocamın şöhretine faydası olacaksa tabi. Teşekkürler. Ben de ona bir kitabımı adamayı düşünüyorum.
O dicionário de flores selvagens de Esmé.
- Elvis. Babana kocam üzerinde çıkardığı güzel iş için teşekkür etmek için uğramıştım.
- Vim agradecer ao seu pai, pelo excelente trabalho que fez com o meu marido.
Demek evlendiğim parlak götlü salkım, olan kocamı tanıyorsunuz.
Conhecem o idiota de traseiro depilado do meu marido.
Uzun çalışma saatlerine kızım tahammül etti, ama kocam edemedi.
A minha filha tolera o meu horário. O meu marido não conseguiu.
Biri bana yardım edebilir mi lütfen? Kocam bir tür şoka girdi. - Tamam, hangi oda?
Por favor, o meu marido entrou em choque.
Kocam güvenli değil diyor, bu yüzden kalacak başka bir yere ihtiyacımız var.
O meu marido diz que não é seguro. Por isso, temos de encontrar um sitio.
Benim hoşlandığım şeyler kocamın ilgisini çekmez.
O meu marido não tem os mesmos interesses que eu.
Ayrıca benim aptallığım, kocam hakkında böyle konuştuğum için beni bağışla, son olarak sakinleşmesi için ona yardım et.
Posso estar sendo estúpida, me perdoe por falar assim de meu marido. Finalmente ele se tocou.
Kocam prezervatif almaya gittiğinde... Banyoda mastürbasyon bile yaptım.
Até me esfreguei uma vez na casa de banho enquanto o meu marido foi comprar preservativos.
Ve Tanrım, sana şükürler olsun ki kocamı babalarını bize geri yolladın.
Senhor, queremos agradecer-Lhe por ter trazido o nosso marido e pai até nós.
Merhaba, adım Mariane Pearl ve sizi kocam kaybolduğu için aradım.
Olá, o meu nome é Mariane Pearl, e estou a ligar porque o meu marido está desaparecido.
Çocuklarım, kocam.
Os meus filhos, o meu marido.
Ve eğer bunu size verirsem, sonra kocam yeniden kumara başladığımı öğrenecek, ve çocuklarımı benden alacak.
Se atirares este telemóvel ao rio e perdermos os números todos, vou estrangular-te, Kevin, ouviste? - Porque vou eu atirá-lo ao rio?
Kocamın iyiliğini sorguladığım zamanlar oldu. Jay'i asla.
Houve alturas em que duvidei do lado bom do meu marido, mas nunca o do Jay.
Babama ait eski bir takım şeyleri istiyorlardı ve onlara vermeyecek olursam kocamı ve çocuklarımı öldüreceklerdi.
Disseram-me que queriam umas coisas antigas do meu pai e que se eu não as desse, eles iriam matar o meu marido e os meus filhos.
Kocam da yok çocuğum da... erkek arkadaşım bile yok.
Sem marido, sem crianças... e sem namorado.
Son kocamın, en sevdiği yardım kuruluşuydu.
Era a obra de caridade favorita do meu falecido marido.
Korkarım ki, kocam bunu bir hakaret olarak görecektir.
Receio que o meu marido considere isso um insulto.
Kocamı seviyorum. Çocuklarımı seviyorum. Bunun onlarla bir ilgisi yok.
Eu amo o meu marido, eu amo os meus filhos, isto não tem nada a ver com eles.
Bu romantik ıvır zıvırlara 56 dolar harcadım ve kocam, kardeşiyle bir şeyler çalmak için dışarı çıkmak istiyor.
Eu gastei 46 dólares em novidades românticas e o meu marido quer sair para ir roubar com o irmão.
Onu tıp fakültesinde okutabilmek için kocamın sigorta parasını kullandım.
Usei o dinheiro do seguro do meu marido para ele ir estudar medicina.
Kızımı görmeme izin vermediler bu nedenle kocam beni vurdu.
Não me deixavam ver a minha filha e o meu marido matou-me.
- Evet. Seninki uğruna... kocam benim hayatımı riske atmamı emretti.
- Sim, o meu marido mandou-me arriscar a minha vida pela sua.
Kocamı bir daha arayayım.
Vou ver se apanho o meu marido.
- Yanındaki kocam. - Kocanız mı?
- O meu marido está ali com ele.
Evet, yalan söyledim, yanlıştı ama kocamın yardımıma ihtiyacı vardı.
Sim, eu menti, e foi errado, mas o meu marido precisava da minha ajuda.
Kocam döndüğünde ona büyük bir hata yaptığımı,
Quando o meu marido voltar, vou dizer-lhe que cometi um erro terrível,
Yani o Greeley denen adamın kocamı kaçırdığını mı söylüyorsunuz?
Quer dizer que o Greeley levou o meu marido?
" Sayın Yargıç, kocam beni döver, bayıltıncaya kadar tekmelerdi. Günün birinde, yanıma, üzerimdeki giysilerden başka bir şey almayarak evden çıktım.
Meritíssimo... o meu marido costumava bater-me... e pontapear-me até que tive a coragem de... fugir apenas com as roupas que tinha vestidas.
Herşey onların yüzünden oldu ; kızım ve kocam.
Perdi tudo por causa delas, a minha filha e o meu marido.
Kocamın söylemek istediği şey, sanırım, Eğer evliliğinizi test etmek istiyorsanız, Birlikte bir restoran açın.
Acho que o que o meu marido está a tentar dizer é que, se querem mesmo testar um casamento, abram um restaurante juntos.
Ya kocam ya da erkek arkadaşım ya da bebeğimin babası her kimse... yarın elinde bana ait olan... bir fotoğrafla ortaya çıkarsa, çok geç olacak, ve ben hayatımın geri kalanında yanlış yüzle dolaşacağım?
E o meu marido, namorado, ou seja lá quem fôr o pai deste bebé aparecer amanhã com uma foto como eu deveria parecer? Tarde demais e estarei presa a um rosto errado o resto da vida.
Kocam olarak mı patronum olarak mı konuşuyorsun?
Falas como meu marido ou como meu patrão?
Kocam sana yardım etmeyecek!
Meu marido não vai te ajudar.
Kocam bir çeşit eğitim kazasında mı öldü?
- O meu marido morreu durante um treino?
Bunun, sizin için çok zor bir durum olduğunun farkındayım, ama- - Doktor Bey, kocam hayatta kalamazsa, o odada yatan adam, aile adına elimde kalan son kişi olacak.
Doutor, se o meu marido não sobreviver... o homem que está deitado naquele quarto será a única família que me restará.
Kocam Joe ve ben velayete kararlaştırmaya çalışıyoruz. Olay şu ki, bir karakter referansına ihtiyacım var.
Eu e o meu marido estamos a disputar a guarda das crianças e eu preciso de uma referência de carácter.
Bizim arkadaş olduğumuz gerçeğini bir kenara bırakalım kocamın yeni doğurduğum bebeğe bakmama yardım edeceğini sanıyordum.
Não importa que supostamente sejamos amigos e que eu tenha acabado de ter uma bebé que tinha esperanças que o meu marido ajudasse a sustentar.