Kocanız mı translate Portuguese
736 parallel translation
Bu adam kocanız mı?
Este homem é seu marido?
Kocanız mıydı?
Era o seu marido?
Kocanız mı?
O teu marido?
- Rudy kim? Kocanız mı?
- O Rudy é o seu marido?
Kocanız mı?
Seu marido?
Umarım kocanız ve siz rahat edersiniz.
Espero que a senhora e o seu marido se sintam confortáveis.
Söyler misiniz Bayan Blake, merakımı affedin lütfen... siz ve yaşlı kocanız neden ta buralara kadar geldiniz?
Sra. Blake, sem querer ser curioso... o que faz aqui com o seu marido?
Bayan Graham, kocanızı bir süreliğine alıkoyacağım.
Ms. Graham, eu vou tirar o seu marido.
- Albay... Kocanızı korumak durumundayım.
Tenho que proteger o seu marido.
Kocanız son zamanlarında karamsar ve sıkıntılı mıydı?
seu marido encontrava nervoso ou deprimido?
Kocanıza yardım etmek istiyorsanız, kafanızı kullanın.
Quer ajudar o seu marido, não quer? Então, use a cabeça.
- Nedeni neydi? Haddimi aşmak istemem, ama kocanız da söyleyecek, elimizde çok az bilgi var. Her şeyin yardımı dokunabilir.
Não quero ser indiscreto, mas o seu marido pode dizer-lhe que temos tão pouco com que trabalhar, que qualquer coisa pode ajudar.
Kocanız tüm bunları alacak parayı jüriyi kandırarak mı kazandı?
O seu marido ganhou-a a derrotar o júri?
İşin içine efendisini çok seven bu adamı da karıştırarak sonunda kocanıza ihanet etmeyi başarmış olmadınız mı acaba?
- Não teve sucesso no seu objectivo de levar este homem infeliz, que idolatrava a seu patrão que traísse a sua confiança e traísse esse patrão?
Evinizde ve kocanızın yatında... görevli olan, Sidney Broome adında bir adam var mıydı?
Havia um empregado em sua casa... e no iate do seu marido, chamado Sidney Broome?
Kocanızın boşanma davalarında tuttuğu dedektifin... Sidney Broome olduğunu söylesem şaşar mıydınız?
Ficaria surpreendida se eu lhe dissesse que o detective... contratado pelo seu marido em casos de divórcio era Sidney Broome?
Bayan Holland, Lord hazretlerimize, kendi kelimelerinizle anlatır mısınız... ölümünden önceki gece kocanızla yapmış olduğunuz konuşmanın konusu neydi?
Sra. Holland, quer contar a Suas Senhorias a conversa que teve com o seu marido antes da sua morte?
- Bayan Holland... Size bu sıkıntıyı yaşatacağım için özür dilerim... ancak Lord hazretlerimize kocanızın cesedini nasıl bulduğunuzu anlatır mısınız?
Peço desculpa por a sujeitar a esta provação, mas pode contar a Suas Senhorias como encontrou o corpo do seu marido?
Bayan Emery... kocanızın kendisini öldürmesi için bir neden var mıydı?
Sra. Emery, sabe de alguma razão para que o seu marido se suicidasse?
Kocanız farklı bir gazetecilik yarattı ve siz ona yardım ettiniz.
O seu marido modernizou o jornalismo, com a sua ajuda.
Adım David Bannion. Kocanızı biraz tanırdım.
Meu nome é David Bannion, conhecia seu marido de vista.
Kocanızın yokluğunda burada benim güvenli biri olmamamdan mı korktunuz?
Receou que não estivesse segura comigo enquanto o seu marido não viesse?
Kocanız bizi tanıştırdığında, adımı duyduğunuzda... "Şu yazar olan mı?" demiştiniz.
Quando o seu marido nos apresentou e ouviu o meu nome, disse : "O escritor?"
Siz Kraliçe olmadan, ya da kocanız Kral olmadan önce, onun işleri yürüsün diye yük hayvanı gibi çalıştım. Baş düşmanlarını ot ayıklar gibi ayıkladım, dostlarını cömertçe ödüllendirdim.
Antes de serdes Rainha, sim, ou o vosso esposo Rei, já eu era a besta de carga em seus importantes tratos, o exterminador de seus adversários, quem premiava com liberalidade os seus amigos.
Bayan Lord, lütfen ilk kocanıza bakar mısınız?
- Olhe para o seu primeiro marido, por favor.
Kocanız daha küçükken onu dizimde oynatırdım.
Tive a seu marido em meus joelhos guando era criança.
Bakın, Bayan O'Connor başımız dertte olduğu için sizi arıyorum. Kocanızın yardım edebileceğini söylediler.
Sra. O'Connor estou a ligar porque estamos em sarilhos e disseram-me que o seu marido poderia ajudar.
Sanırım kocanızı bulduk.
- Creio termos achado o seu marido.
Korkarım, kocanızın mahkemeye çıkması gerekecek.
O seu marido terá que ser submetido a julgamento.
Kocanızın tüm savunmasının sizin sözlerinize dayandığının farkında mısınız?
Você compreende que toda a defesa do seu marido se baseia na palavra dele e na sua.
Peki nikah töreninde, kocanızı seveceğinize ve onurlandıracağınıza dair söz verdiğinizde bu da bir yalan mıydı?
E na cerimónia, quando jurou amar e respeitar o seu marido,
Kocanız, Bayan Longswıorth, bir çok çağdaş oyun yazarı ve yapımcı ile birlikte, biz eskilerin çok inandırıcı olmadığımıza inanmış görünüyorlar.
O seu marido, S.ra Longsworth, assim como muitos dramaturgos e produtores contemporâneos, parecem acreditar que os veteranos não são muito convincentes.
Kocanızı presin altına mı soktunuz?
Quer dizer que meteu o seu marido debaixo da prensa?
Kocanızın ölümünden dolayı en içten taziyelerimi sunarım, Bayan Hughes.
Os meus sentidos pêsames pela morte do seu marido, Sra. Hughes.
Kocanızın haberi var mıydı?
O seu marido sabia que ia?
O partide kocanız genç bir asteğmene yumruk atmadı mı?
Nessa festa, o seu marido não bateu num jovem segundo-tenente?
Kısa süre sonra, verandada... kocanız duvara çarpmanıza neden olacak kadar sert bir tokat atmadı mı size?
Pouco depois, na varanda, o seu marido não lhe deu uma bofetada tal que a fez cair contra a parede?
Kocanız, tüm seyahatimizde bizimle mi olacak? Anlayamadım?
O professor Goetaborg vai-nos acompanhar durante toda a viagem?
Birçok asker tanıdım, Bayan Fremont savaş muhabiri ve kocanız gibi fotografçılar da tanıdım.
Conheci muitos soldados, Sra. Fremont, e correspondentes de guerra... e fotógrafos, como o seu marido.
Kocanızın bir itirazı olmaz mı?
Seu marido não tem que dar sua opinião?
"Kocan ve çocukların ortak kaybımızın..."
" Teu marido e filhas estão contigo
Bakalım. "Kocanız, Bay Raymond Taber size karşı acımasızca mı, davranıyordu?"
Vamos lá ver. "É verdade que o seu marido, Mr Raymond Taber a tratou de forma cruel?"
Kocanız var mı?
Tem marido?
Kocanızın hiçbir şeyi yok. Çok yorgun ve hiç iyi beslenmiyor kızım!
O seu marido não sofre de nada, está apenas exausto.
- Kocanız Milano'da mı?
- O seu marido está em Milão?
Kocanızın mı, kendinizin mi?
Em nome do teu esposo, ou do teu?
Eloise, Kocanız ve karım çok samimi küçük bir sohbet içinde görünüyorlar
Eloise, seu marido e minha mulher estão tendo uma conversa muito íntima.
Evliliği onayladığınızı ama kocanızın onaylamadığını mı söyleyeceksiniz?
Vai me dizer que está disposta a aceitar o casamento, mas o seu marido, não? É isso?
Kocanız burada araba kullanır mıydı?
O seu marido guiava carro aqui?
- Onu tanımıyordum ama kocanız için üzüldüm Bayan Stoner.
- Eu näo o conhecia mas lamento pelo seu marido, Mrs. Stoner.
Kocanızın yanına mı gidiyorsunuz?
Tenciona ir ter com o seu marido?