Kolayca translate Portuguese
3,338 parallel translation
Diğer çiftlerin, hayatın kolayca üstesinden geliyor gibi görünmelerinin sebebi ne acaba?
Porque é que a vida parece uma valsa para os outros casais?
Herkes evlerine dağılırsa bu işi kolayca bitirebiliriz.
Podemos ir para casa e acabar com isto facilmente.
Rutin kontrollerde kolayca gözden kaçabilir.
É fácil passar despercebido.
Dünyalı da kolayca ele geçirilmeli.
O terráqueo devia ser facilmente persuadido.
Kolayca değişebilecek kurallar değiller.
Regras que ela não pode ultrapassar fácilmente.
Söylesene Northman, tertemiz Türk mermer sütunlarından birinde asılı dururken seni oracıkta kolayca öldürebileceğim de halde bunu neden yapmadığımı düşündün mü hiç? Aslında hala merak ediyorum.
Quando estavas ali pendurado numa daquelas colunas turcas orgulhosamente pouco afiadas, paraste para pensar por que não te matei quando o podia ter feito tão facilmente?
Sadece ona bakarak bile kolayca...
- Eu podia decifrá-lo...
Sanırım o sıra bir dönüm noktasındaydık, ve kolayca dağılabilirdik. Ancak yapmadık, çünkü korkuyorduk O büyük olağanüstü güçlü ve değerli ticari marka
Creio que neste ponto, estávamos numa encruzilhada que poderia dividir-nos, e não acontecia porque tínhamos medo do desconhecido, sem a protecção daquela marca extraordinariamente preciosa e potente : os Pink Floyd.
Richard Bartlett'ı her kim öldürdüyse cesedi saat 6 : 00'dan sonra kimseye görünmeden buraya kolayca taşıyabilir.
Quem matou o Richard Bartlett podia facilmente trazer o corpo para aqui, antes das 6 horas sem ser visto.
İşiniz kesintiye uğramamalı, kolayca girip dikkat çekmeden... işinizi yapabileceğiniz bir yer lazım.
Vocês precisam de um estabelecimento onde entram, cozinham e permanecem anónimos.
Sen oraya giremezsin ama o kolayca girer.
Tu não conseguirás entrar, mas ela conseguirá facilmente.
Merak etme hemen bir blok ileriden kolayca taksi buluruz.
Não te preocupes, é fácil apanhar um táxi no próximo quarteirão.
Dünyada ki bütün metal detektörlerinden kolayca geçebilir.
Passarão em qualquer detector de metal do mundo.
Kolayca boyun eğmeyeceğim!
Não vou ficar quieto!
Aynı şekilde kolayca çıkarabilirim.
Posso mandar-te embora com a mesma facilidade.
Umarım sadece hazımsızlıktır ya da kolayca halledilebilecek bir şeydir.
Espero que seja apenas indigestão. Ou... Ou algo operável.
Sadece intihar girişimini sahnelemesine yardım etmesi için değil aynı zamanda kolayca komaya girmesine de yardım etmesi için bilgisi ve tecrübesi olan birinden destek alıyor.
Ela consegue ajuda de alguém com conhecimento e experiência não apenas para simular uma cena de suicídio, mas também o seu coma.
İnsan beyninin bu kadar kolayca manipule edilebilmesi harika.
É incrível o quanto fácil é manipular o cérebro humano.
Sen ve eşin bir şekilde yaşadınız o yüzden kolayca bulunamadın.
Você e a sua mulher estão a viver de uma maneira que não podiam ser facilmente encontrados.
Kolayca düşmez.
Não cairá facilmente!
Onu kolayca almanıza izin vermeyeceğim.
Não deixarei que o leve sem dar luta.
Kolayca da güvenmem.
Não confio facilmente.
Eğer bir şeylerden memnun değilsem bunun hakkında kolayca şarkı yazabilirim.
É muito fácil, se me sentir insatisfeito com algo, posso escrever sobre isso.
İnsanları bir böcek gibi kolayca öldürebilirsin.
Mata seres humanos tão facilmente quanto mata um insecto.
Sırtımdaki yara sayesinde sınırları zorlamanın bedelin kolayca hatırlıyorum.
- Tenho uma cicatriz nas costas que me lembra o preço de ir contra o relógio.
Bundan kolayca kurtulamayacaksın.
Não pode simplesmente fugir disso.
Tüm bu curcunada kolayca kaçmış.
Fácil fuga no meio do caos.
Müttefik Kuvvetler, kurtarılmanın ardından onları bu sayede, kolayca tespit etmişti.
Foi como foram identificados pelas forças aliadas.
Tümör kolayca nüksedebilir.
O tumor pode voltar facilmente.
Senin ve benim gibiler kolayca kapatamasın diye.
Para que as pessoas não os desligassem. Bem pensado.
Belki de Boone golemi kolayca serbest kalanları cezalandırmak için kullanıyordur.
Talvez o Boone esteja a criar o golem para castigar aqueles que teve de libertar com uma pena menor.
Değer verdiğin birini öyle kolayca başkasıyla değiştiremezsin.
Não se pode simplesmente substituir alguém que se ama por uma pessoa qualquer.
Kibar sözlerini takdir ediyorum...,... ve biliyorum ki bunlar senden kolayca çıkacak şeyler değil. Ama artık engellenmek istemiyorum.
Agradeço as palavras gentis, e sei que são difíceis vindo de ti, mas não quero estar presa a ti.
Aslında Kutup Ayısı bir köpeği kolayca öldürebilir.
O Urso de Gelo pode matar um cão com facilidade.
Böyle herkesin kolayca görebileceği bir yerde kestirmenin tehlikeli olduğunu düşünmüyor musun?
- Exactamente. Não achas um pouco... perigoso ficares aqui a "passar pelas brasas", a noite toda?
Bir anne kızını böyle kolayca bırakmaz.
Uma mãe não abandona uma filha tão facilmente.
Radyum hem sağlığa zararlıdır hem de kolayca bulunmanı sağlar.
Faz-te mal e é muito fácil de localizar.
Victoria'nın ufak kaçırılma hikayesini herkes kolayca yutmuş olsa da.
Embora a história do pequeno sequestro da Victoria tenha sido esquecido por todos.
Kendi hâlinde, kolayca pohpohlanabilecek biri.
Egocêntrica, fácil de agradar.
Kolayca âşık olan kıza gül.
Ri-te da rapariga que amou demasiado facilmente.
Pens ameliyatla alınarak hata kolayca telafi edilebilirdi. Ama bir hata daha yaptığınız için muhteşem kariyeriniz sona erecekti.
Um erro que teria sido facilmente rectificado, tirando o grampo, mas não sem ser repreendido pela terceira vez, e acabar com a sua prévia grande carreira.
Fakat Kleopatra kolayca durdurabilecek bir kadın değildi.
Mas Cleópatra não era uma mulher facilmente contível.
Sana benim yapamadığım bir şekilde kolayca ulaşabiliyor gibi.
Parece que ele é capaz de chegar até ti de maneiras que eu não consigo.
Birini bir kez kullanabilir sonra da kolayca atabilirdin.
Uma que usasses uma vez e depois te livrasses dela.
Benle ilgili doğrudan çok uzak şeyleri kolayca yazabilmiştin.
Podes escrever coisas más sobre mim de longe.
Ya da kolayca açıklanamayacak bir şey gördü.
Ou ele viu algo difícil de explicar.
Bizi kolayca öldürmesine izin vereceklerini mi sanıyordun?
Pensaste que eles a deixariam simplesmente matar-nos.
Sözlüklerinde'kolayca'diye bir kelimenin olduğunu bile sanmıyorum.
Não creio que "simplesmente" esteja no vocabulário deles.
Çok güzel ama kolayca izi sürülür.
Lindo, e facilmente rastreado.
Kolayca yoldan çıkabileceğimi söyleyecekler.
Vão dizer que escolhi o caminho mais fácil.
Hızlı ve kolayca.
Rápido e simples.
kolay gelsin 78
kolay 211
kolaydı 20
kolaydır 22
kolay iş 26
kolay para 20
kolay olmayacak 74
kolay mı 24
kolay oldu 39
kolay değil 104
kolay 211
kolaydı 20
kolaydır 22
kolay iş 26
kolay para 20
kolay olmayacak 74
kolay mı 24
kolay oldu 39
kolay değil 104