Konuşur translate Portuguese
2,463 parallel translation
Acaba, John Luther özel hayatını sizinle konuşur mu?
O John Luther discute a vida privada dele, consigo?
Ben konuşur, sonra sana haber veririm.
Depois digo-te alguma coisa.
Konuşur musun?
Consegues falar?
- Onunla konuşur musun?
- Pode falar com ela? - O quê?
- Karısının öldüğünü biliyor muydun? - Sadece yarışlar hakkında konuşur.
- Sabia que a mulher dele morreu?
Benim için babanın bahisçisi ile konuşur musun?
Podias apresentar-me ao bookmaker do teu pai?
Ve buradan uzaklaşırken, seni nerelerde ihmal ettiğimi konuşur, yada araba plakası bingosu oynayabiliriz.
E enquanto formos embora para longe daqui, podemos falar das muitas maneiras em que te falhei. Ou podemos jogar ao bingo das matrículas.
O dönüşün hakkında konuşur, bense bunu gerçekleştiririm.
Ela fala sobre aceitar-te de volta, mas eu faço-o mesmo.
İnan bana ona gidersem, konuşur.
E acredite, que se lhe fizer uma visita, ela vai falar.
Azmaya başladığında, benimle almanca konuşur.
Quanto se excitava, falava comigo em alemão.
Çoğu kişi benimle daha saygılı konuşur.
A maioria das pessoas fala comigo com mais respeito.
Psişikler geleceği görür. Medyumlar hem geleceği görür hem ölülerle konuşur.
Psíquicos prevêm o futuro, médiuns podem prever o futuro e falar com os mortos.
Şimdi gider, Sunshine ile konuşur ve aramıza katılmasından ne kadar memnun olacağımızı söylerim.
Vou falar com a Sunshine. E mostrar como ela é bem-vinda.
Bu aralar çok konuşur oldun ve ben de işimi yapmaya devam etmeliyim.
Muita conversa, e eu prefiro continuar com o que estava a fazer.
Herkes konuşur.
Todos falam.
Rica ediyorum ortağınla mantıklı bir şekilde konuşur musun?
Sr. Callen, poderia por favor, pôr algum juízo no seu parceiro?
Kızla konuşur musun?
Podes falar com ela?
Bu renkler aracılığıyla sembolik bir dil konuşur.
Há uma linguagem simbólica através da própria cor.
O zaman biz de sörf tahtalarımıza çıkar, konuşur ve...
Então iremos só subir nas pranchas, conversar, e...
Umarım video, onlar adına konuşur.
Espero que o vídeo fale por eles.
Akşam yemeğinde konuşur muyuz?
Queres jantar comigo?
Onunla beraberce konuşur, işi çözeriz. Hayır, gerek yok.
- Podemos falar os dois com ela.
Bak, Ari çok konuşur ama birlikte çok şey yaptık.
O Ari fala muito, mas também fez muito por nós.
Kocasıyla bağlantı kurabilirim. Ve eğer ben yanında olursam seninle konuşur.
Eu consigo comunicar com o marido dela e só fala consigo se eu estiver lá.
Kocamla konuşur musunuz?
Pode falar com o meu marido?
Olmaz, New York sadece 50 dolar ve 100 dolarla konuşur, bilirsin
Sabes que Nova York só ouve notas de 50 e de 100.
Bilirsin, ağzı olan konuşur işte.
Mas sabes como as pessoas falam.
- Ne zaman bir şey gizlesen, konuşur gibi şarkı söylersin.
Só começas a cantarolar quando estás a esconder alguma coisa.
- Nate'e söylerim onlarla konuşur.
Vou enviar o Nate para falar com eles.
Ama Kalil öyle olacağını sanırsa Barstow'a gitmeden konuşur bence. Ama hiçbir mahkemede geçerli olmaz.
Mas se Kalil pensar que isso está a acontecer, bem, tenho a certeza que ele começará a falar antes de vocês chegarem a Barstow.
Bakalım bizimle konuşur mu?
Vamos ver se quer vir cá fora.
- Bay Black ile konuşur mu peki?
Pensas que ele falaria com o Sr. Black?
Görüyorsun Edgar burjuvanın teki. Devrim hakkında konuşur ama tek bildiği uluslararası hukuk çalışmaktır.
Sabes, Edgar é um burguês, fala sempre na revolução, mas só se preocupa em estudar direito internacional.
Genç bir kız aşk hayatıyla ilgili şeyleri babasıyla konuşur mu?
Uma adolescente que não fala sobre a sua vida amorosa com o pai?
Benimle konuşur musun lütfen?
Por favor, falas comigo?
Hazır olduğunda konuşur zaten.
- Não. Ela fala quando estiver pronta.
Güvende hissedecekseniz Sarah da gelir, sizi rahatlatır, sizinle konuşur.
Se vos faria sentir mais seguros, a Sarah podia... podia estar lá, a descontrair, a falar...
Genelde silahlar benimle konuşur.
As armas normalmente falam comigo.
Konuşmaya hazır olunca konuşur.
Vai falar quando estiver pronta para falar.
Eğer tek bir kelime dahi yazarsan haberinin kaynağını araştıran kişilerle konuşur ve her şeyi inkar ederim.
Bem, se imprimires uma única palavra, vou negar tudo ao verificador de factos.
İnsanlar konuşur.
- As pessoas falam.
Bugün, yarın konuşur.
Cedo ou tarde, ele vai falar.
Müdürüm, Hacı belki bana konuşur.
Senhor, pode ser que o Hadji fale comigo.
Benimle kim konuşur?
Quem é que haveria de falar comigo?
Gidip onunla konuşur ve birileri ölmeden önce Olivia'yı zapt etmesini söylerim.
Eu posso falar com ele para evitar que Olivia mate alguém.
- İnsanlar konuşur
Sabes, em um lugar pequeno como este, as pessoas falam.
Laguerta'yla konuşur musun diye- - Hay sıçayım!
- Exato. Fala com...
Rossi ve Reid, ailelerle konuşur musunuz?
Rossi e Reid, fazem as entrevistas às famílias?
Tabii, her şeyi konuşur, hallederiz.
Vamos dizer isso.
Konuşur mu ki?
Vai falar?
İnsanlar konuşur.
Podia haver boatos.
konuşuruz 96
konuşurum 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuyorum 38
konuşurum 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuş benimle 497
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16