Mümkünse translate Portuguese
1,293 parallel translation
Cinque, mümkünse ayağa kalk, böylece herkes seni görsün.
Cinque, levante-se, por favor. Para que todos o vejam.
Baba, mümkünse seninle biraz konuşmalıyım.
Preciso de falar consigo um momento.
Dolayısıyla mümkünse o bölgeden uzak durun.
Se possível, evitem essa zona.
- Evet, mümkünse.
- Sim, por favor.
Ağır kar yağışı tahmin ediliyor. İnsanlara mümkünse evlerinde kalmalarını tavsiye ediyoruz.
Prevê-se uma queda de neve pesada e pedimos aos habitantes que fiquem em casa.
Merhaba, mümkünse herkesi buraya çıkar.
Olá! Põe toda a gente aqui, se conseguires.
( John Major )'Eğer çocukları orada, onlara tanıdık olan çevrede,'ailelerinin yanında,'ya da kendi dillerini konuşan insanlarla beraber tutmak mümkünse,'bu açıkça en iyi yol olur.'
'Se for possível, cuidar das crianças no local,'perto das suas famílias, com pessoas que falam a sua língua'e num ambiente relativamente familiar,'então essa é obviamente a melhor maneira.'
Ama eğer bir dil için bu mümkünse, o da Boşnakça.
- Se alguma língua o pode fazer com justiça, é o bosnio.
Bana anlatmanı ve mümkünse bir sandalyede oturmanı istiyorum.
Mas quero que sejas tu a cantar, Sentado numa cadeira, se possível.
- Eğer mümkünse. - Bir gün dirilebilmenin gerçek olacağına inanıyoruz.
Acreditamos que a ressurreição dos mortos será um dia possível.
- Tek umudumuz jürinin de Jack Billhpgs'ten bizim nefret ettiğimiz kadar nefret etmesi. Tabiî eğer bu mümkünse. - Barbara nerede?
Esperemos que o júri odeie o Jack Billings tanto como nós.
Ally, mümkünse senin... Ally, mümkünse senin ikinci avukat olmanı istiyorum.
Não há razão alguma para se sentir insegura.
Eğer mümkünse, fen projem kesinlikle ikinci olacak bu sene.
Se assim for, o meu projecto de ciências vai ficar definitivamente em segundo este ano.
Evet! Ve kravat takabilir misin mümkünse?
E podes levar gravata, por favor?
Mümkünse?
Será possível?
Eğer mümkünse, bu kanıtları kendim incelemek isteyecektim.
Gostaria de rever as evidências, se não se importa.
Eğer bu mümkünse, neden Goa'uld Heru-ur Klorel'i kovalarken bunu yapmadı?
Se isso fosse possível, porque e que o goa'uid Heru'ur nao o fez, ao perseguir Klorel?
Hower... etrafta duran biraz odun gördüm. Mümkünse onları toplar mısın?
Hower... eu vi alguma lenha por aí.
Şey, eğer ekmek ve peyniri berbat etmek mümkünse, muhtemelen ettim.
Bem, se for possível fazer asneira com pão e queijo, então provavelmente fá-lo-ei.
Mümkünse bu akşam.
Esta noite.
Acaba mümkünse.
Se não te importas...
Mümkünse, kızınla konuşmak istiyorum.
Se não se importa, gostaria de conversar com a sua filha.
Acaba mümkünse sana katıla...
Importas-te? Será que posso?
Mümkünse hayatlarını bağışlayın.
Poupem-lhes as vidas se puderem.
Hayır, ben almayım mümkünse.
- Não! Prefiro não fazê-lo.
- Evet. Ve mümkünse İngilizce, tamam mı?
- Sim, e em inglês, se não te importas.
Mümkünse sizi bu çan kulesine çıkarmak istiyorum.
Se puderes, gostaria que fosses para aquele campanário.
Ve mümkünse, o sırttaki adamları hallet! Tamam.
E, se possível, ponha-me esses homens lá na elevação e a avançar!
Eğer mümkünse, bir teklifim var.
Meu Deus. Se me permitem, tenho uma proposta.
Seni dışarı çıkartacaktım, mümkünse.
vou levar te a sair, se pode ser.
"Ve mümkünse'Happy Meal'olmayı istiyoruz."
"Queríamos ser um Happy Meal se for possível."
Mümkünse ameliyat izlemek istiyorlar.
Gostariam de ver uma operação, se possível.
Mümkünse milisaniye farkla.
Até os milissegundos, se possível.
- Mümkünse canlı.
- Vivo, de preferência.
İyi dinle, Jack amcana yeni ayakkabı lazım mümkünse içinde 1.80'lik iri kıyım bir adamla.
Prefiro passar tempo com gente imaginária que não conheço do que com este doce de homem, morto, que devotou a vida a nós.
Ve mümkünse... Pasadena'lı biriyle evlenmek istiyorum.
E, se for possível, gostava de casar com alguém que seja de Pasadena.
Bir şey daha, mümkünse cesaret satın al.
Outra nota : procurar testículos perdidos.
Ve mümkünse büyük bir şey.
Grande, mas possível.
Bunu anlıyorum. Ama eğer onu canlı ele geçirmek mümkünse...
Mas se o apanharmos vivo...
Mümkünse oraya tek parça gitmek istiyorum.
Gostaria de lá chegar inteiro, se for possível.
- Acaba mümkünse... - Geri çekilin.
Há algum modo de sabermos o que está a passar-se?
Mümkünse ben de İngilizce yazmayı öğrenmek istiyordum. Majesteleri Kral Mangkut'u memnun etmek için.
Quero também aprender a escrever inglês... para agradar Sua Majestade o Rei Mongkut.
Grace, mümkünse bu işi daha uygun bir yerde yapabilir misiniz?
Grace, não podes fazer isso num sítio mais privado?
- Hemen şimdi, eğer mümkünse.
- Agora mesmo, se puder. - Está bem.
Yok, Ama onu burada tutmanız mümkünse...
Não, mas se for possível, prefiro que fique.
"Bard çok zeki bir çocuk olmasına rağmen aniden öfkelenmesi izlenerek, mümkünse başka yöne aktarılmalıdır."
"Bard é uma criança muito inteligente... mas sua tendência a acessos de raiva deve ser monitorada... e redirecionada."
Mümkünse ne yapıp edip buraya gelmeye bak.
Tente regressar o mais rápido possível.
Mümkünse onu yine de görmek isterim.
Gostava de o ver.
Eğer mümkünse, bu sefer canlı olsun.
Vivo, se possível
Bu adam hakkında bulabildiğiniz her şeyi istiyorum. Birlikte çalıştığı herkesi sorgulayın. Mümkünse, çocukluğuna kadar gidip çişini yaptığı lazımlığı bile bulun.
Falem com todas as pessoas com quem ele já trabalhou e vão até ao local onde foi criado, se for preciso.
Bak, eğer mümkünse... benim günahlarımı kızıma ödetmeye kalkmayın.
Não julguem a minha filha pelo que faço.
mümkün 194
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkünatı yok 34
mümkündür 61
mümkün olabilir 18
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkünatı yok 34
mümkündür 61
mümkün olabilir 18