Ne translate Portuguese
1,365,302 parallel translation
Ne?
O quê?
Ailene ne kadar eğlendiğini söyle, Isaac.
Diz aos teus pais quão divertido isto tem sido, Isaac.
Ne yapıyorsun?
O que é que estás a fazer?
Bu ne?
O que é isto?
Gerçeği ne kadar istiyorsun, Dedektif?
Bem, quão desesperado está pela verdade, Detective?
Clementine'ın onlardan ne çaldığını bulmamız gerek.
Temos que encontrar aquilo que a Clementine lhes roubou.
- Ne?
- O quê?
Ne aradığımızı bile bilmiyoruz.
Nem sequer sabemos aquilo que estamos à procura.
Her ne ise, Reiden onu çok istiyor.
Bem, o que quer que seja, a "Reiden" quer isso muito.
Onlar ne?
O que é isso?
Ne demek istiyorsun?
O que é que estás a tentar dizer?
Bunu ne kadar hızlı test edebilirsin?
Quão rapidamente consegues testar isto?
Molası ne kadar?
Quanto tempo dura a pausa dele?
Ne yaptın?
O que é que tu fizeste?
Korkunç ikiliye ne oldu?
E o casal terrível?
İkinizin de haklı olduğunuzu... ispatlamak için o aleti bulmak... için ne gerekiyorsa yapacağınızı biliyordum.
Sabia que ambos estariam tão desesperados para provar que tinham razão que fariam o que fosse necessário para encontrar o dispositivo.
Yani Reiden ve Shepherdlar Melvatox-B'nin peşindeyse, o ne?
Então, se a "Reiden" e os "Shepherds" andavam atrás deste "Melvatox B", o que é?
Ne yaptıklarını bulmalı... ve onları durdurmalıyız.
Precisamos de descobrir aquilo que eles estão a fazer com ele e impedi-los.
Ne oluyor?
O que é que se passa?
Ne kadar heyecanlı, Peter!
Que emocionante, Peter!
Tıpkı aldığım karpuza ne yapacağımı bulamadığım gibi
Como o que fazer com aquela melancia que comprei.
Bu, ne kadar paralı olduğumu biliyorsun manasına gelir.
É assim que sabes que tenho dinheirinho.
Sen ne düşünüyorsun Peter?
O que achas, Peter?
Basebol fantazi kampını karımla beraber paylaştığım için ne mi düşünüyorum?
O que acho de partilhar o Fantasy Baseball Camp com a minha esposa?
E! Ne diyorsun?
Então, que me dizes?
Rupert! Bu yazdığım roman hakkında ne düşünüyorsun?
Rupert, o que achas desta fan fiction que escrevi?
Ne yaptığını sanıyorsun sen böyle?
Que raio pensas que estás a fazer?
Ya buna ne dersin.
Ou que tal isto?
Bir ne?
Um quê?
Burda oturup o psikopatın ne yapacağını görmek için beklemeyeceğim.
Não vou ficar aqui sentado a ver o que aquela maluca faz a seguir.
Lois. Ne!
- A Lois!
Peter! Ne bok yemeye çalışıyordun?
Peter, que diabo te deu?
Sence maça vaktinde yetişebilir miyim? Ne!
Acha que vou voltar a tempo para o jogo?
Ne biliyor musun?
E sabes que mais?
Az önce ne dedim ben, kesin sesinizi.
Que acabei de dizer? Calem-se!
Bu yarakotu gibi muhabbet te ne?
Ei, o que é isto, uma convenção de idiotas?
Ne kadar uzaklıkta acaba?
Isso é muito longe?
- Hemşire ne diyor?
- O que a enfermeira disse?
- Ne zaman bitecek? - Yarın.
Amanhã.
Bilmiyorum, ama ne gördüğümü biliyorum!
Não sei, mas eu sei o que vi!
- Ne oldu peki?
- E como foi?
Ne gördüğümü biliyorum tamam mı?
Eu sei o que vi, está bem?
Ve Lindsey Carol Atkinson adında bir hemşire olarak Diana Reid ile Millburn Hapishanesi'ne girip çıkmayı başardı.
E a Lindsey, fingindo ser uma enfermeira chamada Carol Atkinson, entrou e saiu com a Diana Reid da Prisão de Millburn.
- Farkı ne?
- Qual é a diferença?
- Ne lazım?
- O que precisas?
Jaime'nin Lindsey ile bağı ne?
Qual a ligação da Jamie com a Lindsey?
Belki onun ününe sahip olmak istedi, belki de ne yaptığını babasının bilmesini istedi.
Talvez ela quisesse a reputação dele ou que o pai soubesse o que andava a fazer.
Ters olan ne?
O que foi?
Ne?
- O quê?
Ne oldu?
O que aconteceu?
- Ne kadar yoğun?
- Ocupada quanto?
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320