English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Ne halt

Ne halt translate Portuguese

4,727 parallel translation
Quentin Coles cinayetinin olası katili Oscar Schultz'u sorgulamak dururken, kahve içerek ne halt ediyorsun?
Porque é que estás a beber café, se devias estar a interrogar Óscar Schultz pelo assassínio de Quentin Coles?
O kim be Maired? Ne halt ediyorsun?
Mas que caralho, Mairead, o que estás a fazer?
Peanut. Ne halt ediyorsun?
Ei, Amendoim.
Ne halt yemeye beni uyandırıyorsun, dostum?
Ei, que porra estás a fazer, rapaz?
Hey! Sen ne halt ediyorsun?
O que raios está a fazer?
Rodney, ne halt ediyorsun?
Rodney, qual é o teu problema?
Sen ne halt yediğini sanıyorsun?
O que raios pensa que estava a fazer?
Ne halt ediyorsun?
- O que raio estás a fazer?
Onu bir yetimhaneden alıp eğitmediğini,.. ... akıl hocalığı ya da her ne halt ediyorsan onu yapmadığını söyle!
Diga-me que não a arrancou de um orfanato e a treinou ou torturou-a, ou seja lá o que for que faz.
Ne halt ediyorsun Hart?
Que diabos estás a fazer, Hart?
Ne halt ediyorsun?
Que raios estás a fazer?
Ve geri kalanınız da ne halt yiyorsunuz?
E os restantes, o que raios estão aqui a fazer?
Ne halt ediyorsun sen?
Mas que raios...
Ne halt yiyeceğiz Stewie?
Que diabo vamos fazer, Stewie?
Elijah ve Nik, New Orleans'a gitti. Artık ne haltın peşine düştülerse... Ben de sonunda özgürüm.
O Elijah e o Nik debandaram para Nova Orleães para perseguir sabe-se lá o quê e eu estou finalmente livre.
O burada ne halt ediyor?
O que raio faz ela aqui?
Sen ne halt ediyorsun?
O que raio estás a fazer?
Ne halt ediyor burada?
O que está a fazer aqui?
Ne halt ediyosun?
O que é que estás a fazer?
Ne halt ettiğini sanıyorsun?
Que raios achas que estás a fazer?
Rusya'da gerçekten ne halt yediğini ve geri dönmesine Dışişleri Bakanlığı'nın nasıl izin verdiğini merak ediyorum.
Pergunto-me o que de facto ele foi fazer à Russia e porque razão o Departamento de Estado o autorizou a regressar.
- Burada ne halt ediyorsun?
Que diabo fazes aqui?
Ne halt ediyorsun sen?
Que raios estás a fazer?
Ne halt edeceğiz peki?
Então, o que diabo é que nós vamos fazer?
- Ne halt ettiğini sanıyorsun?
Que raios pensas que estás a fazer?
Şirketi bir araya getirmekle son yedi yılda ne halt yediğimize dair bahane üretmekle çok meşguldüm.
Pois é, ando ocupado a reconstruir a nossa empresa. A inventar desculpas para o que temos feito... nos últimos 7 anos.
Ne halt ediyorsun?
Que estás a fazer?
Burada uyuyarak ne halt ediyorsun?
Que diabo estás a fazer a dormir aqui?
Siz ne halt ediyorsunuz burada?
Que caralho estão a fazer aqui?
- IRA burada ne halt ediyor?
O que é que uma integrante do IRA está a fazer aqui?
- Walt, ne halt ediyorsun?
- Walt, o que estás a fazer?
Ne halt etmeye çalışıyorsun?
O que está a fazer?
Peki, sen burada ne halt ediyorsun?
O que diabos está a fazer aqui?
Ne halt yiyorsunuz?
Que raio estão os dois a fazer?
Evet... Çoğunu konteynerlerden birine tıktık ama şimdi ne halt yiyeceğiz?
Temos a maioria num dos contentores, mas o que fazemos agora?
Ne halt yemeye benimle davan varken Pennsylvania'ya gittin?
O que raio estavas a fazer ao ires para a Pensilvânia - quando resolvias um caso comigo?
Burada ne halt ediyorsunuz?
Então, o que faz o senhor aqui?
Mesela ikinizin o evde ne halt etmeye çalışması gibi.
Como o que raio estava a fazer naquela casa em primeiro lugar.
Burada ne halt ediyor?
Que raios faz ele aqui?
Siz ikiniz ne halt ediyorsunuz?
Que raios estão a fazer?
Zarek her ne halt ettiyse hepsi senin yüzünden.
O que quer que o Zarek tenha feito... será culpa tua.
Jacob Nighthorse, toprağımda.. .. ne halt yapıyorsun?
Jacob "Nighthorse", o que fazes nas minhas terras?
Öyleyse ne halt etmeye koşuyordun?
Então porque raio estavas a correr?
Ailem burda ne halt ediyor?
O que está a minha família a fazer aqui?
Ne halt yedin sen?
Que raio és?
Ne halt yemeye çocuğu da yanında götürüyorsun?
Por que caralho levaste o rapaz contigo?
Arkada ne halt ediyordun öyle?
O que fazes outra vez aqui?
Tanrım. Ne halt ediyorsun, Dale?
O que estás a fazer, Dale?
- Ne halt ediyorsun?
O que raio andas a fazer?
Peki o adam orada ne halt ediyordu?
Casaram-se? !
Ne halt istersek yapabiliriz.
O salão é nosso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]