English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Nefes alıyor

Nefes alıyor translate Portuguese

1,067 parallel translation
Nefes alıyor, yutkunuyor, kalbi atıyor.
Respira, engole, o coração bate.
- Hayır, nefes alıyor.
- Não, está a respirar.
Nefes alıyor!
Ele está a respirar.
Rüzgarlar yavaş nefes alıyor cennetin yıldızları parlıyor.
Quando os ventos sopram soltos... e as estrelas brilham...
Nefes alıyor.
Ainda respira.
Nefes alıyor muş.
Ele estava respirando.
- Olive'in yedeği ile oyunun bu kadar iyi olması inanılmaz bir şey. - Olive. - Her şey nefes alıyor ve yaşıyor.
É incrível a diferença que a substituta da Olive fez, deu nova vida á peça.
Nefes alıyor. Nefes alıyor.
Ele está a respirar.
Nefes alıyor mu?
Respira?
Hala nefes alıyor.
Ainda está a respirar.
Hala nefes alıyor.
Ainda respira.
- Nefes alıyor mu?
Está.
Eğer nefes alıyor diyorsanız pekâlâ nefes alıyor olabilir.
Se me diz que ele está a respirar... talvez assim seja.
Nefes alıyor.
Está a respirar.
Hayır, nefes alıyor!
- Não, respira. Respira. - Que posso fazer?
Nefes alıyor.
Respira.
Tanrım, bayım. Siz? Nefes alıyor musunuz?
Ainda respira?
- Nefes alıyor mu?
- Respira? - Mal.
Çok zor nefes alıyor.
- Está com dificuldades respiratórias.
Nefes alıyor.
Temos sons de respiração.
Nefes alıyor.
- Ela está a respirar.
- Nefes alıyor mu?
- Está a respirar?
Kendisi nefes alıyor zaten.
Ele está a respirar sozinho.
Daha iyi nefes alıyor değil mi?
Ela está respirando melhor, não é?
Nefes alıyor mu?
Ele está a respirar?
- Şimdi normal nefes alıyor.
- Já respira normalmente.
Ben... - Nefes alıyor mu?
Ela respira?
- Nefes alıyor, değil mi?
- Ele está a respirar, não está?
Bak! Hala nefes alıyor!
Olha... ainda respira.
Ben gülleyle yaşıyor gülleyle nefes alıyorum, Pre. Noel'den, Şükran Günü'nden. Paskalyadan yani alışageldiğim hayatıma engel olan her şeyden nefret ediyorum.
Eu odeio o Natal, a Acção de Graças e a Páscoa e tudo que interfira com a minha rotina.
- Hala nefes alıyor.
- Ele ainda está a respirar.
- Hala nefes alıyor.
- Ainda respira.
- İyi nefes alıyor gibi.
- Está a respirar melhor.
Nefes alıyor.
Ele está a respirar.
Nefes alıyor dedin, ama rengi mavileşti.
Diz que ele respira, mas ele está roxo.
- Nefes alıyor mu?
- Respira?
Evet, nefes alıyor.
Sim, respira.
Ve bağırırdım, "Birbirimizi anlıyor muyuz yoksa popondan nefes alıp alamadığını mı görmek istersin?" Ama sana bunu yapmama gerek yok Kane, çünkü biz dostuz, değil mi?
E depois, se ele não o fizesse suficientemente rápido, eu tirava minha arma fora do seu coldre assim mesmo e gritaria, "Nós temos um entendimento ou quer ver se consegue respirar pela parte de trás da sua testa?"
Nefes alırken mi ağrıyor?
Dói-te quando respiras?
Nefes alıyor!
Oficial caido! Está respirando.
Hala nefes mi alıyor?
Ainda respira!
Nefes alırken ağrıyor mu?
Dói-lhe quando inspira?
Nefes alıyor, değil mi?
Ela está a respirar, não está?
Nefes alırken acıyor.
Dói quando respiro.
- Hayır, hala nefes alıyor.
- Não, ainda respira.
Nefes alırken o kadar zorlanıyor ki.
Custa-lhe tanto respirar.
Sen ne zaman odaya girsen, nefes alıp, verişleri artıyor ve kulaklarının rengi kavuniçi bir renk alıyor.
Toda vez que você entra na sala, a respiração dele aumenta, as pupilas dilatam e a cor das orelhas torna-se claramente laranja.
Nefes alıyor mu?
Está a respirar?
807 verisini bir an önce silin! Hala nefes alıyor.
DEPRESSA!
Hâlâ nefes alıyor.
Não, ainda respira.
Hâlâ nefes alıyor.
Continua a respirar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]