Oglu translate Portuguese
8,832 parallel translation
- Oğlu polis merkezinde çalışıyor.
Porque o filho dele trabalha na polícia.
Cisco'yu oğlu gibi görüyormuş.
Ele gosta de Cisco como um filho.
Bay Brando'ya oğlu ile ilgili sorularım olacak.
Vamos fazer-lhe perguntas sobre o filho.
Ben sevgili oğlu oynadım... onlar da sevecen aileyi oynadı.
Eu fazia de filho querido e eles faziam de pais amorosos.
Marlon Brando'nun oğlu Christian kaçırıldı.
Christian, filho de Brando, foi raptado.
Marlon Brando'nun oğlu bu sabah cinayet ile suçlandı.
O filho de Marlon Brando foi esta manhã acusado de homicídio.
Oğlu için merhamet isteyen...
Tendo pedido clemência pelo filho,
I got para, o oğlu gelmedi.
O dinheiro que ganhei, não veio do filho, veio do pai, Collin Winthrop.
Barry, senin için istediklerim belki de bir babanın oğlu için istediği en güzel şeydir. Bir gün senin de bir baba olmandır.
Barry, o que espero para ti, talvez a melhor coisa que um pai pode esperar para o seu filho, é que um dia sejas pai.
Babasının oğlu.
O filho do meu pai.
"Tanner ve Oğlu : Kaçak Toplama." Ne düşünüyorsun?
"Tanner Filho Recuperação de Fugitivos." Que acham?
Yandaki yolcu oğlu Tyler Kent'miş.
O pendura era o filho dele, Tyler Kent.
Bana bir oğlu olduğunu söylemişti.
Ele disse-me que tinha um filho.
- Brandon'ın oğlu...
O filho do Brandon...
Oğlu da sevdi.
E o filho dele também.
- Kimin oğlu Bayan James?
Que filho, Sra. James?
Brandon'ın. Brandon'ın oğlu.
O filho do Brandon.
- Brandon'ın oğlu burada mıydı?
- O filho do Brandon esteve aqui?
Seth'in Branson'ın oğlu olduğunu söyledi.
Ela disse que o Seth é o filho do Brandon.
Çünkü Brandon James'in oğlu olabileceğini öğrendi.
Porque ela descobriu que podes ser o filho do Brandon James.
Ve katilin oğlu olduğuna çok kolay kandın.
E tu estavas tão convencida que tinha que ser o filho dele que andava a usar a faca...
Unuttunuz mu, Sam'in Oğlu emirlerini komşu köpeğinden aldığını söylüyordu.
O Filho de Sam disse que recebia ordens do cão do vizinho.
Öz oğlu üstünde barbarca deneyler yapan soğuk kanlı bir canavardı o.
Ela era um monstro desumano que fazia experiências cruéis no próprio filho.
Üçüncü sınıftaki oğlu Giddy'in hakkında.
Estou a ligar-lhe pelo filho dele, Giddy 3ª classe.
Adolf Karl Eichmann oğlu Adolf suçlandığınız ithamların ilkini okuyorum.
Adolf, filho de Adolf Karl Eichmann, é acusado aqui pelo primeiro delito.
Homurtu bağırmayı seviyor, ama derinlerde bir yerlerde Bambuş'u oğlu gibi seviyor.
O Resmungão gosta de gritar, mas bem lá no fundo ele adora o Zangão como um filho.
Tanrım, 10 yaşında Bobby adlı bir oğlu var.
E... nossa senhora, mãe de Bobby de 10 anos.
Şu an oğlu Bobby'nin hala tarikatta olduğunu düşünüyoruz.
Neste momento, acreditamos que o filho Bobby ainda está no grupo.
Sarah'nın oğlu nerede?
Onde está o filho da Sarah?
Oğlu ölmüş.
O filho dele morreu.
Oğlu, doğrusu.
Pelo seu filho, na verdade.
Kurbanın oğlu da burada.
O filho da vítima chegou.
Patronun oğlu olabilirsiniz ama burada, hâkim de jüri de benim.
Pode ser o filho do dono, mas, aqui, sou o juiz e o júri.
Eddie Warsaw'ın oğlu.
O filho do Eddie Warsaw...
Ben oğlu olduğum için soruyorduk.
A razão porque andamos à procura dela, é porque eu sou o seu filho.
Ben nasıl Burt Gummer'ın oğlu olabilirim?
Como é possível eu ser filho do Burt Gummer?
Biricik Oğlu'nu.
O seu único filho.
Ve bu iki oyuncu, Banks Lisesi'nin kaliteli oyun kurucusu Jeff Rutledge ve Woodlawn'un özbeöz oğlu Tony Nathan.
Entre esses dois, está o Jeff Rutledge, excelente quarterback do Liceu Banks, e o Tony Nathan, de Woodlawn.
Rus ajanlarının oğlu olacak, işini, arkadaşlarını, ailesini kaybedecek.
Será filho de espiões russos, perderá o emprego, os amigos, a família.
Mohinder'ın annesinin oğlu hakkındaki gerçeği öğrenmesi gerek.
A mãe do Mohinder precisa de saber a verdade sobre ele.
- Yabancı birine gidip, oğlu için kan örneği mi isteyeceğiz?
Vamos pedir a um estranho uma amostra de sangue do filho?
Bunlar da Napoli Kralı Ferrante ve piç oğlu Alfonso'nun eseri. Beni ancak şehrini korumak için savaşmam şartı altında bırakmışlardı.
E estes, estes são cortesia do Rei Ferrante de Nápoles e o filho bastardo dele, Alfonso... que só me soltou dos grilhões para que lutasse ao lado dele para defender a cidade dele!
Mualla'nın oğlu da uyuşturucudan içeri alınmış diyorlar.
Dizem que o filho da Mualla está preso.
Bekir'şn oğlu Rıza diye sor, anlatsınlar.
Sou o Riza, filho do Bekir.
Evliliği sorunluydu. Oğlu uyuşturucu kullanıyordu.
Problemas conjugais, um filho envolvido em drogas.
Oğlu Thomas isterseniz açıp bakabileceğinizi... -... söyledi.
O filho dele, Thomas, disse que se quiser começar a vê-las, por ele está tudo bem.
- Bu adam, bu "Tanrı'nın oğlu" ile yoldaşlık ediyor!
Ele é discípulo do "Filho de Deus"! Não sou!
- Bu adam, bu "Tanrı'nın Oğlu" ile yoldaşlık ediyor!
Este homem anda com o tal "Filho de Deus"! Não ando!
Seni oğlu gibi seviyor.
Ele ama-te como a um filho.
Avner'ın oğlu Joshua, artık kendini usta bir balıkçı sanıyor ama anca üç kere denize açılmıştır.
O filho do Avner, o Josué, acha que agora é um grande pescador, mas ainda só saiu com o barco três vezes.
Yüzbaşı'yı aramalısın. Tabitha Laird ve oğlu için koruma önlemleri ayarlasın.
Liga para o Capitão, para arranjar protecção para a Tabitha e o filho.
oğlum 2974
oglum 53
oğlumuz 33
oğlumu 20
oğlu 52
oğlum benim 18
oğlun 74
oğlum mu 22
oğlum nerede 64
oğlunu 17
oglum 53
oğlumuz 33
oğlumu 20
oğlu 52
oğlum benim 18
oğlun 74
oğlum mu 22
oğlum nerede 64
oğlunu 17