Ona bir şans ver translate Portuguese
175 parallel translation
- Ona bir şans ver.
- Não terá escolha.
- Ona bir şans ver.
- Deixa-o.
- Tony, ona bir şans ver.
- Tony, dá-lhe uma hipótese.
- Bir seferlik ona bir şans ver.
- Dá-lhe uma hipótese, só desta vez.
Ona bir şans ver.
Dá-lhe uma hipótese.
Sadece ona bir şans ver.
Dá-lhe uma oportunidade.
Ona bir şans ver!
Dá-lhe uma hipótese!
Flipper, buraya geleli daha beş dakika oldu. Ona bir şans ver.
- Flipper, dá-lhe uma chance.
Ona bir şans ver.
Dá-lhe a hipótese de lançar.
Silahları kuşanmadan önce ruhunu yüceltmesi, kalbini temizlemesi için ona bir şans ver.
Dê a ele uma chance de erguer seu espírito e limpar seu coração antes de você pegar em armas.
- Ona bir şans ver baba.
- Dá-lhe uma oportunidade, pai.
Hadi. Ona bir şans ver!
E é sempre bom poder-se escolher.
Ona bir şans ver tamam mı?
Dá-lhe uma hipótese.
Ona bir şans ver.
Dê-lhe uma hipótese.
Ona bir şans ver, Lucina.
Só... fale com ele.
Ona bir şans ver.
Dê a ela uma chance.
Hadi ama Will, ona bir şans ver.
Oh, meu Deus!
Ona bir şans ver.
Dá-lhe uma oportunidade.
Ona bir şans ver John.
Dê-lhe uma chance, John.
Ona bir şans ver tamam mı?
Dá-lhe uma oportunidade.
Ona bir şans ver. Bizimle iletişim kurmaya çalışmadığını ne biliyorsun?
Como é que sabe que ele não está a tentar comunicar algo?
- Ona bir şans ver.
- Dá-lhe uma oportunidade.
- Şimdi, ona bir şans ver.
Pensava que era uma piada.
- Ona bir şans ver dostum.
Dá-lhe uma hipótese meu!
Olan biteni çözmesi için ona bir şans ver.
Isso dá-lhe a hipótese de pensar sobre tudo.
Ona bir şans ver. Başaramazsa benimdir.
- Farei-o eu se não poder.
Oh, Lori, haydi, ona bir şans ver.
Oh, Lori, vamos lá, dá-lhe uma oportunidade.
Bunu kanıtlaması için ona bir şans ver.
lhe dê uma oportunidade de lhe demonstrar isso
Ona bir şans ver. Seni seviyor, sadece bunu gösterme biçimi değişik.
Ele gosta de ti, so que tem a sua própria maneira de demostra-lo.
Sadece ona bir şans ver.
Dá-lhe só uma oportunidade.
- Okuması için ona bir şans ver.
- Espera, espera. - Dá-lhe uma hipótese de ler isso.
Hey, Almeida hakkındaki endişelerini anlıyorum fakat benim için, lütfen ona bir şans ver.
Lee, compreendo a tua preocupação com o Almeida, mas, por mim, deixa-o em paz.
Hadi, ona bir şans ver.
Qual é? Vamos dar uma hipótese.
Ona bir şans daha ver, hatırım için.
Dê-lhe outra oportunidade, por mim.
Olabilir, ama istersen ona bir şans daha ver.
Em quem vou atirar, no Clay O'Mara?
Ona bir şans daha ver.
- Dê-lhe uma oportunidade.
Yani ona da bir şans ver.
Então, dá-lhe um opurtunidade.
Ona keşfetmesi için bir şans ver.
Dá-lhe uma hipótese para o descobrir.
Evlendiği zaman, eğer başka bir savaşı görme şansımız olursa, ona karısını getirecek herkese nasıl minnettar olacağını göreceğiz.
Quando estiver casado, se temos a sorte de viver, para ver outra guerra, lhe veremos agradecido com qualquer que lhe traga a sua mulher.
- Ona son bir şans ver. Son. - David...
Dá-lhe uma chance.
SADECE ONA BiR SANS VER. BiRAZ TANI.
Tenta conhecê-lo melhor.
Ona bir şans daha ver.
Dê-lhe outra oportunidade.
Ona, anlatması için bir şans ver.
Vamos dar-lhe uma oportunidade de falar.
Belki piyesi görürse bu onu yola getirir. Bir şans ver ona.
Talvez se vir o desfile, ela mude de ideias.
Ona bir şans ver.
Trata.
Ona bir şans daha ver.
Dê-lhe só mais uma oportunidade.
Becerip, beceremeyeceklerini görmek için kokpitteki bir gün yeter ona. - O şansı verdi.
Se um dia no cockpit chega para ver se servem ou não, ela é que sabe.
Ona fırlamalık yapması için bir şans ver.
Vamos dar-lhe cabedal.
Sadece ona bir şans ver.
É tudo o que te peço.
Ona başka bir şans ver, he?
- Deêm-lhe mais uma oportunidade.
Bir şans daha ver ona.
Dá-lhe outra oportunidade.
ona bir baksana 17
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bir bakın 27
ona benziyor 29
ona baksana 29
ona bakma 38
ona bak 134
ona bayılıyorum 21
ona borçluyum 18
ona bir şey olmaz 33
ona bir bak 81
ona bir bakın 27
ona benziyor 29
ona baksana 29
ona bakma 38
ona bak 134
ona bayılıyorum 21
ona borçluyum 18