Ona dokunmadım translate Portuguese
239 parallel translation
Ona dokunmadım.
Não toquei em nada.
Ama ona dokunmadım bile.
Não o hei meio doido.
Ve daha ona dokunmadım bile.
- E nem sequer lhe toquei.
- Ona dokunmadım bile. - Elbette öyle.
- Nem sequer o toquei.
- Ona dokunmadım...
- Não lhe toquei.
Albay, yemin ederim ona dokunmadım.
Coronel, juro que não Ihe toquei.
- Ona dokunmadım bile.
Não fiz nada. - Não lhe toquei.
Yemin ederim ona dokunmadım.
Juro por Deus que não lhe toquei.
Ona dokunmadım çünkü iyi günümdeydim.
Não acabei com ele por piedade.
- Ben ona dokunmadım!
- Nem lhe toquei!
Demek istediğim, onu beş gündür görmüyorum. Ona dokunmadım, koklamadım.
Há cinco dias que não a vejo, que não lhe toco, que não a cheiro.
Ona dokunmadım bile.
- Eu nunca lhe toquei.
Ona dokunmadım bile, gerçekten.
- Não lhe toquei, a sério.
- Ona dokunmadım.
- Não lhe toquei.
Bu sefer ona dokunmadım bile.
Nem sequer lhe toquei!
Ona dokunmadım, araba yoldan çıktı.
Não lhe toquei, o carro caiu num penhasco.
İnan bana. Ona dokunmadım.
Acredita em mim.
Marge, yemin ederim ki ona dokunmadım.
Marge, juro que não lhe toquei.
- Yemin ederim ona dokunmadım Homer.
- Não lhe toquei, juro que nunca lhe toquei!
Yemin ederim ona dokunmadım. - İşte suyun Moe.
- Aqui está a água, Moe.
Ben ona dokunmadım bile, Mickey.
Eu nem lhe toquei, Mickey.
- Ona dokunmadım bile.
- Nem sequer lhe toquei.
Ona dokunmadım bile!
Não lhe toquei!
- Ona dokunmadım bile.
- Juro que não lhe toquei.
Bu nedir? Ona dokunmadım.
O que é isto?
Ona dokunmadım.
Eu não lhe toquei.
- Ona hiç dokunmadım.
- Eu não toquei nele.
Ona bir kere bile dokunmadım!
Nunca lhe toquei.
- Dokunmadım ki ona.
- Nem lhe toquei.
Ben... Ben daha önce ağzını açmadan ona hiç dokunmadım bile.
Não lhe toquei antes disso.
Haydi söyle bakalım! Ona hiç mi dokunmadın?
Diz-me, não lhe tocaste?
Ona asla dokunmadım ama dokunabilirdim.
Nunca lhe toquei, mas podia ter tocado.
- PCP, ben ona hiç dokunmadım.
Nunca lhe pus as mãos em cima!
Ona asla dokunmadım Müfettiş.
Não a roubei, inspector.
Ona dokunmadım bile.
- Não lhe toquei...
Peki. Ona şu ana kadar dokunmadığını varsayıyorum, tamam mı?
Tudo bem, mas tu nunca lhe tocaste, certo?
- Ona dokunmadım. Ben daha çocuğum.
Não toquei nela.
Ona hiç dokunmadım.
Eu nunca lhe toquei.
Ona hiç dokunmadım.
- Livra-te dela, Henry.
Hiç dokunmadım ona!
Eu não lhes mexi!
- Yemin ederim, dokunmadım ona.
Juro por Deus, nunca toquei na tua mulher!
Ona dokunmadığımı söyledim!
- Já disse, não lhe toquei!
Karşımda durup ona hiç dokunmadığını mı söyleyeceksin?
Vais dizer-me que nao lhe tocaste?
Ona hiç dokunmadım, o da bana hiç dokunmadı.
Nunca me encostei a ela nem ela a mim.
Roger hariç, ki bu arada, Prue Ona hiç dokunmadım.
Além do Roger... A quem, mais uma vez, Prue... eu nunca toquei.
Ona dokunmadım.
Não lhe toquei.
Sen kocasının bunca yıl onunla evli olup ona dokunmadığını mı sanıyorsun?
Acredita que ficariam casados tantos anos... sem fazer amor?
- Ona hiçbir zaman dokunmadım...
- Não toquei nela.
Yarım ateşler içinde. Ona dokunmadığında çıIdırıyor.
Metade de mim está em fogo, que fica doida quando não a toco.
Ona asla dokunmadım.
Nunca lhe toquei!
Ona asla dokunmadım. - Herhalde cüzzamlıydı!
Devia ser leproso!
ona da 19
ona dedim ki 73
ona de ki 62
ona dikkat edin 24
ona dokunma 127
ona dikkat et 105
ona dokunmayın 49
ona değil 30
ona dedim ki 73
ona de ki 62
ona dikkat edin 24
ona dokunma 127
ona dikkat et 105
ona dokunmayın 49
ona değil 30