Ondan mı translate Portuguese
8,213 parallel translation
Yoksa mesleğinde bu kadar kötüsün de ondan mı?
Ou estás apenas muito mal no teu trabalho?
Bu fabrikadan ya da her neyse ondan mı bahsediyorsun?
Esta fábrica ou lá o que é?
- Koku ondan mı geliyor?
- Este cheiro é dele? - Sim.
Ondan gerçekten hoşlanmıştım.
Eu gostava mesmo dela.
Dinlemeyi bıraktım ondan sonra.
A partir daí, deixei de ouvir.
Hayır, ama ondan önce yanımıza gelirdi süt getirirdi.
Não, mas ela visitava-nos antes, dava-nos leite.
Çünkü ben uğradım,... kocam tarafından, ondan önce de çocukken.
Porque eu fui, por ele, e antes dele, quando era uma criança.
Hayır, ayrıca erkek arkadaşım değil ama ondan hoşlanıyorum ve beni tekrar yatağa atmasını istiyorum o yüzden herkes düzgün davransın.
Não e ele não é meu namorado. Mas gosto dele e gostava de fazer sexo com ele. Por isso portem-se bem.
O kadar yakın değiliz ama ondan ne zamandır haber almadım ve eşime derhal gitmemiz gerektiğini söyledim.
O Rudy sempre foi reservado, não somos muito próximos. Quando ele não disse nada no Natal, contei ao meu marido e viemos logo.
- Sizi ondan kurtaracağım.
- Eu vou vos curtir...
- Ondan alayım.
- Vou levar estes.
Biliyorum ondan gitmesini istedin ama umarım bunun için canını sıkmazsın.
Sei que querias que se fosse embora e espero que não fiques aborrecido.
Ondan sonra saklanmaya başladım.
Foi então que comecei a esconder isto.
Neden beni ondan uzak tuttuğunu anladım.
Percebo porque me afastaste dela.
Adamımız Salem, ondan az, üçten fazla diyor. Değişiyormuş.
O nosso homem, o Salem, diz que normalmente menos de dez e mais de três.
Sadece ondan başlama iznini almalıyım.
Eu só preciso para obter a aprovação dele.
Yani düşündüm ki onu sikerek nasıl geri alacağımı ya da en azından ondan sonrakini nasıl sikerek başkasından alacağımı öğrenirim.
Pensei que podia aprender a fodê-la para a ter de volta ou, pelo menos, aprender a foder a próxima e roubá-la a alguém.
Onun senden istediği bir şey, senin de ondan istediğin bir şey olduğunu unutmayalım.
Vamos lembrar-nos que ele tem algo que tu queres, tu tens algo que ele quer. Vá lá, meu.
Lazım da ondan amına koyayım. Hop.
Porque preciso de um pouco, é só por isso.
Nehirin içine düştü, ondan sonra ben silahı attım.
Ele caiu no rio. Atirei a arma depois dele.
Aynen. Ben de ondan hoşlandım.
Eu sei, também gostei dele.
Ondan daha büyük bir şöhretimin olması benim hatam mı?
É culpa minha se a minha reputação é bem maior que a dele?
Ondan da ne kurnazlık peşinde olup olmadığından da konuşmayalım.
Vamos falar de outra coisa, e não do que ele pode estar a aprontar.
Bak şimdi, ilk ateş ondan çıktı, tamam mı?
Ele é que começou, está bem?
Ama biz ondan önce, Güneş Mızrağı yakınlarında ineceğiz. Gece karanlığında Dorne kıyılarına kadar kürek çekeceğiz.
Nós desembarcaremos mais cedo, não longe de Lançasolar e remaremos até à costa de Dorne durante a noite.
Umarım ondan frengi filan kapmamışsındır.
Nсo sei como nсo pegou sьfilis.
Sadece otur ve bekle, gidip komşun Bayan Lee ile konuşacağım, ve ondan evde olduğuna dair kesin bilgi alacağım.
Mantenha-se ali sentado. e eu vou até ali falar com a sua vizinha Sra. Lee e obter um depoimento leal em como você estava em casa.
Sonunda ben de herkes gibi ondan kurtulmam gerektiğine inanmaya başlamıştım.
Finalmente, começava a acreditar, assim como todas as outras pessoas, que tinha de me ir embora.
Ondan sonra reng-i ruhsarım soldu.
O meu rosto era mais jovem na época.
Kendine üzülmen için 5 saniye vereceğim, ondan sonra oyunda başına ihtiyacım var.
Dou-lhe 5 segundos para ter pena de si e depois volte à realidade e de volta à ação.
Evet. Ondan Kore'de ayrılacaktım.
Se fosse, deixava-o na Coreia.
Yani ondan hoşlanmadın mı?
Então não gosta dele?
Başkası bulmadan ondan kurtulmamız da lazım ayrıca.
Temos de a destruir, - antes que alguém a encontre.
Ama yine de bencillik edip durdum. Sürekli ondan faydalandım.
Ainda assim, tenho sido egoísta, porque me tenho aproveitado dela.
- Tanrısını ondan uzaklaştırdım.
Eu retirei-lhe... o seu Deus.
-... ve ondan haber almadım. - Annesi nasıl öldü?
- Como é que a mãe dele morreu?
Ondan kurtulmamız lazım.
Vamo-nos livrar dele.
Ben ciddi ciddi her gün ondan idrar testi aldım.
Eu tive mesmo de lhe fazer testes à urina todos os dias.
Cidden, ondan korkardım.
A sério, eu tinha medo dela.
Tamam. Hayır. Ben ondan ayrıldım.
Não, eu acabei com ela.
Ondan hoşlandım.
Eu gosto dele.
İlaçları aldığım adam artık ondan alamayacağım.
Este remédio... O homem que o fornecia... Não vou poder arranjar mais.
Hayır, ondan haber almadım.
- Não. Não, não tenho notícias dele.
Ondan sonra s.çarım adamım.
E estou lixado, meu.
Tabii ondan sonra ben ölmedim de ki külfetli oldu zira doktor sandığımı çoktan atmıştı bile.
Claro, eu não morri, o que foi algo inconveniente... porque o capelão já se tinha livrado do meu baú.
Neden ondan kurtulduğunu anladım.
Percebo porque a deixou.
- Ondan hoşlanmadım.
- Não gosto dele.
Sanırım ben de ondan alacağım.
Acho que eu também.
Brad, hatırladın mı? Sana ondan bahsetmiştim.
O Brad, lembras-te de te ter falado dele?
Ondan hep hoşlanırdım?
Sempre gostei dela.
- Hayır, kanı ondan önce almıştım.
Não. - Eu recolhi a amostra antes disso.