English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Onunla konuşmalıyım

Onunla konuşmalıyım translate Portuguese

543 parallel translation
Onunla konuşmalıyım, o kadar. Mutlaka konuşmalıyım.
Tenho de falar com ele, só isso, tenho de o fazer.
Corny, dinle, onu görmeliyim. Onunla konuşmalıyım.
Corny, tenho de o ver, de falar com ele.
Onunla konuşmalıyım. Acil.
Tenho de falar com ele, é urgente.
- Onunla konuşmalıyım.
- Tive uma conversa com ela.
Karımı görmeliyim, onunla konuşmalıyım.
Eu quero falar com a minha esposa.
Yanınızdaki genç onunla konuşmalıyım.
Aquele jovem que estava consigo, eu gostaria de falar com ele.
- Gel buraya! Onunla konuşmalıyım.
Não. venha cá.
Onunla konuşmalıyım.
Tenho de falar com ele.
- Onunla konuşmalıyım. - Biri polis çağırsın.
- Tenho de falar com aquele ali.
Harry'e söyle onunla konuşmalıyım.
Diga ao Harry que o quero ver.
Onunla konuşmalıyım.
Falarei com ele. O demonstrarei.
Onunla konuşmalıyım.
Quero falar com ele.
Hamar'ı çağır, Onunla konuşmalıyım.
Chame o Hamar, tenho de falar com ele.
- Hayır. - Onunla konuşmalıyım.
Tenho de falar com ele.
Onunla konuşmalıyım.
Vou cumprimentá-la.
- Ama onunla konuşmalıyım.
- Mas tenho de falar com ela.
- Onunla konuşmalıyım.
- Quero falar com ele.
Onunla konuşmalıyım ve sırada da bekleyemem.
Tenho de falar com ele, de esclarecer umas coisas e não posso esperar na fila.
- Acilen onunla konuşmalıyım.
Tenho de falar imediatamente com ele.
Onunla konuşmalıyım.
Quero falar com ela.
Solomon Bennet,... ya da diğer adıyla, Beauregard. Söyle ona, onunla konuşmalıyım.
Solomon Bennet, conhecido como Beauregard.
Onunla konuşmalıyım.
Tenho de lhe falar.
Onunla konuşmalıyım. John Lenn -
Tenho de falar com ele.
Ona bir şey söylemeden onunla konuşmalıyım.
Tenho de falar com ela antes que ela lhe diga alguma coisa.
Onunla konuşmalıyım.
Tenho de falar com a pequenina.
Onunla konuşmalıyım.
- Tenho de falar com ele.
Tamam. Bir daha aradığında onunla konuşmalıyım.
Da próxima vez que ligar, diga que preciso de falar com ele.
- Belki ben çıkıp onunla konuşmalıyım.
- É melhor ir lá falar com ele.
Onunla konuşmalıyım.
Preciso de falar com ela.
Onunla konuşmalıyım.
Tenho que falar com ele!
Bak, onunla konuşmalıyım.
- Tenho de falar com ele.
- Ama tanıştırılmanız gerekir. Adımı öğreninceye kadar onunla konuşmalıyım.
Tenho de lhe ensinar o meu nome.
Öğleden önce onunla konuşmalıyım.
Tenho de falar com ele antes do almoço.
Belki de gidip onunla konuşmalıyım.
Se calhar, é melhor eu ir falar com ele.
Onunla bu konuyu tekrar konuşmalıyım.
Precisamos falar com ele de novo.
- Sence gelip onunla konuşmalı mıyım?
Não acha que ao menos devia entrar e falar com ele?
Onun yüzünü bir kez daha görüp, onunla bir kez daha konuşmalıyım.
Tenho de ver a sua cara uma vez mais e voltar a falar com ela.
Fakat, onunla mutlaka konuşmalıyım.
- Mas tenho de falar com ele.
Anlıyorum ama mutlaka onunla konuşmalıyım.
Isso já eu vi. Escuta, é importante que eu fale com ele!
Gidip onunla konuşmalıyım.
Tenho queter uma conversa com ela.
Saçma, onunla konuşmalıyım.
Uma merda. Não preciso dos vossos conselhos ordeno que esperem aqui
Onunla tanışıp konuşmalıyım.
Devia encontrar-me com ela e falar com ela...
Onunla yalnız konuşmalıyım.
Preciso de falar com ele a sós.
Onunla konuşmalıyım!
- Tenho de falar com ele.
Onunla daha fazla konuşmalıyım.
Devias falar mais com ela.
Onunla şimdi konuşmalıyım! Acil!
Preciso de falar com ela agora!
- Nerede peki? Onunla konuşmalıyım.
- Onde é que ele está?
- Hayır, Onunla şimdi konuşmalıyım!
- Não, preciso de falar com ele agora!
Onunla hemen konuşmalıyım.
Gostaria de falar com ele agora mesmo.
Bir an evvel eve gidip sorunları hakkında onunla enine boyuna konuşmalıyım.
Tenho de ir para casa logo, e discutir os seus problemas a fundo.
Onunla derhal konuşmalıyım.
Tenho de falar já com ela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]