Resim mi translate Portuguese
377 parallel translation
Bir resim mi çalındı?
Roubaram um quadro?
Resim mi yapıyor?
Ela pinta?
Resim mi istiyorsunuz, çocuklar?
Querem uma fotografia?
- Şimdi resim mi yapılır?
- Fique aí. - Não podes fazer isso agora!
Resim mi yapıyorsun?
Gostas de pintar?
Resim mi çekmek istiyorsunuz?
Querem tirar fotografias?
- Resim mi?
Fotos?
Bir resim mi?
Uma foto?
Resim mi? Ben mi?
Pintar?
- Resim mi yapıyorsun?
- Tu pintas?
- Resim mi yapacaksın? Daha iyisi.
- Vais pintar?
Resim mi çiziyorsun?
Estás a fazer um desenho?
Resim mi çizdin?
Fizeste um desenho?
- Resim mi?
- As gravuras?
Yoksa resim mi yapıyorsun?
Ou... talvez um quadro?
"Dave, resim hakkındaki sözlerim, ciddi değildim biliyorsun değil mi?"
"Dave, sabes que a intenção não era dizer aquilo sobre a foto, certo?"
Mükemmel bir resim, değil mi?
Fantástico, não é?
Kim? Siz mi? Resim sizde mi?
O quê, tem o quadro?
Bu resim kadar güzel değilim, değil mi?
Não sou tão linda como nesse retrato, sou querido? Claro que não.
Yoksa bu acılı hâlin bir resim gibi mi, cansız yüreksiz bir resim gibi?
Ou o que mostras é apenas um dissabor, um rosto e não um coração?
- Bu resim yeni mi?
- Aquele quadro é novo?
Ama beni resim yapmaya zorlayarak boğma hakkını verir mi ona bu?
Mas, porque é que ele deverá ter o direito de me fazer isto? Afogar-me em tinta por isso?
Tavanıma Raphael mi resim yapacak?
Para pintar o meu tecto?
Bu resim odasını... siz mi yarattınız?
Esta sala de estar... criou-a?
Resim hoşuna gitti mi?
Gosta do quadro?
Madalyondaki resim... - Sevgilin mi?
O retrato neste medalhão é o seu querido?
Bir kişinin taşıyamayacağı kadar resim vardı değil mi?
Seriam demasiados quadros para ser só uma pessoa a levá-los, não acha?
- Güzel resim! Sen mi çizdin?
- Que pintura agradável!
O da sonuçta bir resim değil mi? "
Não é também um quadro? "
Dövüşü kaybettim, ama bu iyi bir resim, değil mi?
Perdi, mas a fotografia ficou boa, não achas?
- Şimdi de resim mi çekeceksin?
Ai agora tiramos fotografias?
Resim çektin mi?
Queres uma fotografia?
Çok resim çektiniz mi? Bu sabah gönderdiğin adam işe yaramıyor.
O tipo que me arranjou não está a resultar.
Resim çekebildin mi Peter?
Tiraste fotografias, Peter?
Buraya birkaç resim asmamın sakıncası yoktur değil mi?
Não te importas que eu pendure aqui umas fotografias, pois não?
Çok resim çektin mi?
Tiras muitas fotografias, maricas.
Güzel bir resim, değil mi?
É uma fotografia bonita, não é?
Duvardaki şu resim Mussolini olabilir mi acaba?
Aquele retrato naquela parede não é, por acaso, Mussolini?
Neye benzediğini gösteren bir resim vermedim mi sana?
Não lhe dei uma fotografia dela?
Bu resim sayesinde bir sürü iş alacağız, değil mi?
Serviço Finucci. Já ganhamos muitos serviços por causa desta fotografia.
- Resim yaptım. - Öyle mi?
- Divertiu-se na escola?
Odaya girip resim çeken biri gibi mi?
Como alguém a caminhar através da sala, tirando fotografias?
- Teyze, resim çizelim mi?
- Tia, podemos desenhar?
Yani resim çizmedikleri zamanlarda, cinsel tacizci mi oluyorlar?
Quando não estão a fazer desenhos são tarados sexuais?
- Resim gibi değil mi?
- Não está bonito?
Yukarıdaki resim senin değil mi? Şu dairedeki.
Aquela pintura é tua, lá em cima no apartamento?
Şarkı mı söylüyorsun? Boş vakitlerinde mi resim yapıyorsun?
Pintas nos tempos livres?
Bir resim için çok fazla değil mi?
Tanta confusão só por uma fotografia.
Bir resim çekeyim mi?
Que tal uma foto?
Gözlerim kapalıyken mi resim yapmayı öğreneceğim?
Tenho que aprender a pintar com os olhos fechados?
Oldukça iyi resim çiziyor değil mi?
Ele faz cada filme, não faz?