Sam mi translate Portuguese
821 parallel translation
Sam mi?
O Sam?
Sam mi?
- Sam? - O segundo nome é Samantha.
Köpekçi Sam mi? Olmaz.
O corretor de apostas?
- Haydi gel ve Sam'le tanış. - Sam mi?
- Agora venha conhecer o Sam.
- Sam mi?
- O Sam?
Aslan Sam mi?
Sam, o Leão?
- Sam mi?
- Sam?
Sam mi o?
Este é o Sam?
O Sam mi?
Este é o Sam?
Şişman Sam mi? Sende resimlerinin olduğunu söylemiştin.
Disseste que tinhas fotos dele.
Miles'in karisina haber verdin mi Sam?
Deste a notícia à mulher do Miles, Sam?
Sam, onu sen mi öldürdün?
Sam, mataste-o?
- Burada kapida mi konusacagiz?
- Tem de ser cá fora no átrio, tem Sam?
- Tehlikede mi Sam?
- Ela está em perigo, Sam?
Biz de buna engel olacaktık, değil mi?
Começou aqui, não foi, Sam?
Ama, Sam. Bu her zaman istediğin nehir kıyısındaki evimiz, değil mi?
Este não é o nosso apartamento perto do rio que tanto querias?
Ölüm bizi ayırana dek sevgi, onur, değer ve itaati mi kastediyorsun?
Quer dizer amor, respeito, carinho e obediência... - até que a morte nos separe? - Sim, Sam.
- Evet, Sam. - Burada benimle mi yaşayacaksın? Beni uğurlayıp, eve gelmemi bekleyecek sen ve kızların neler yaptığını mı anlatacaksın?
Quer dizer que vais morar aqui comigo, dar-me um beijo de manhã... esperar-me voltar à noite, acender o meu cigarro, trazer os meus chinelos... e contar-me o que as crianças fizeram de dia?
- Sam sana söylemedi mi?
0 Sam nunca te disse?
- Sence öyle mi Sam?
Achas, Sam?
Ama Sam onu iyileştirdi. Öyle değil mi Sam?
Mas o Sam conseguiu curá-lo, não foi, Sam?
Bunu biliyordun öyle değil mi Sam? Bize ne olursa olsun bunu biliyordun değil mi?
Tu sabes isso, Sam, apesar de tudo, sabíamos.
Sam evde mi?
O Sam está?
Şam'ın nefis zevklerini mi?
Os doces prazeres de Damasco?
Sam, sen Jubal Troop'un arkadaşısın, değil mi?
Sam, és amigo do Jubal Troop, não és?
Biraz kilo vermişsin, değil mi Sam?
Perdeste peso, Sam, não foi?
Zevkin biraz değişmiş, değil mi Sam?
-'Espiar'? ! Mudaste de gostos, Sam.
Yüzüğünün taşı amma da büyükmüş Onu sen mi çıkarttın George?
Que linda pedra que tens aí, Sam. Tiraste-la lá da mina, George?
Beni mi görmek istedin, Sam?
- O que se passa?
- Seni alçak onu yanında getirmedin mi?
Sam, nem sequer a trouxe?
Sam, sence George orada onu kendi isteği dışında tutuyor olabilir mi?
Acha que George a tem ali contra sua vontade?
Sen, Sam ve George için, hiç mi hiç üzüntüye sebeb olmadın.
Você não causou problemas. Foram Sam e George.
Şu haline bak Sen hep kafasızın biriydin, değil mi Sam?
Olha para ti. Nunca foste muito esperto, pois não, Sam?
Doğru mu? Sam de bizimle birlikte gelebilir mi?
Podemos levar o Sam connosco?
Saul'un Şam'da ışığı görmesi gibi mi?
- Saúl em Damasco, certo?
Sam, bir şey mi var?
Sam, o Santer não está com eles.
- Onunla evlenmek mi istiyorsun, Sam?
Queres casar com ela, Sam?
Onu bulacağımızı düşünmüyorsun, değil mi, Sam.
Tu não acreditas que o vamos encontrar, pois não, Sam?
Bana "Sam" diye hitap etme demiştim sana yoksa demedim mi?
Já te disse para não me chamares Sam.
- Sam daha gelmedi mi?
- O Sam ainda não chegou?
Marcus o arkadaşların Sam Blake geldiğinde sana yardım edecekler mi?
Marcus... esses amigos vão ajudar-te quando Sam Blake chegar?
Sam Kung burada değil mi?
O Sam Kung não está aqui!
Yeni hikayen o yerlerden biriyle mi ilgili, Sam?
A tua história nova passa-se em algum desses sítios, Sam?
Sam, umarım bunu sorduğum için kızmazsın ama... hiç karının üstte olmasını düşünmedin mi?
Sam, espero que não se importe que eu te pergunte isso, mas... já pensou em sua mulher ficar em cima?
Şu Sam Kovics mi... veya, şey, şu Artie Rollins mi?
Do Sam Kovics ou do Artie Rollins?
Eminim Sam, değil mi?
Aposto que é o Sam, não é?
- Biz hep çok yakındık, değil mi?
Sam, sempre fomos amigos, não fomos?
Her şey senin için bir şaka, değil mi, Fletch? Her şey, Sam.
- Estás sempre no gozo, hã, Fletch?
Öyle mi söyledi?
O Sam disse isso?
Birbirimize çok anlatacaklarımız var doğru değil mi, Sam?
Temos que pôr-nos em dia, Sam.
Sam'i o maymunlara öldürttün, değil mi?
Mandou aqueles macacos matá-lo, não foi?