Selam ver translate Portuguese
555 parallel translation
- Selam ver.
- Faz uma vénia.
Öne çık, selam ver
A vança e faz uma vénia
Selam ver
Faz uma vénia
Ve selam ver.
Continência!
Git onlara selam ver.
Vai recebê-los.
- Hadi Denise, beyefendiye selam ver. - Efendim.
Denise, diz adeus ao senhor.
Selam ver.
Continência!
Sağa ve sola selam ver.
Curva a cabeça para a direita, esquerda.
- Felix, Dink'e selam ver.
- Felix, diga olá à Dink.
Pekala asker, selam ver.
Muito bem, soldado, saúde-me.
Selam ver, dedim.
Eu disse, saúde-me.
Selam ver piç herif.
Saúde-me, seu miserável.
Sen başınla selam ver, ben reverans yapayım.
Primeiro, uma vénia.
Selam ver.
Tem maneiras.
Çok iyi Bryan. Selam ver bakalım.
Muito bem, Bryan.
Selam ver Bryan, çok başarılıydın.
Faz uma vénia, Bryan, estivestes lindamente.
Selam ver bakalım.
Uma vénia.
Selam ver!
Olhar para a direita!
Buraya gel ve selam ver.
Anda até aqui cumprimentar-me.
- Ona selam ver, ozaman gelir.
- Telefona-lhe.
Dolayısıyla ben burada... saf bir şekilde kitabımı okurken, yanımdan geçerken... dönüp bana selam veren ve büyük babasının köstekli saatine bakıp... zamanı tam olarak belirleyen bir bahçıvan da olmadı. Kısacası Mösyö Poirot bende tanığın T'si bile yok.
Enquanto eu estava lendo tranquilamente o meu livro, não cheguei a ver qualquer jardineiro, com relógio de bolso a registar a hora, assim, Monsieur Poirot, eu não tenho nenhum álibi.
Selam ver.
Faz uma vénia.
Selam ver.
Vénia.
Arkadaşlarına selam ver, bana da çikolatalı milkshake al.
Podes cumprimentá-los depois de me ires buscar um batido muito espesso.
Bu kez şapkalı olsun ve önce selam ver ki tam doğru olsun.
Faz com o chapéu e com a vénia, para saberes o que estás a fazer.
Önce selam ver.
Deixa-me ver a tua vénia.
Ona bir selam ver ve senin olsun.
Dizes-lhe olá e é tua.
Selam ver, küçük bayan.
Cumprimenta todos, pequena dama.
Ver selamını
Faz uma vénia
Selam Hildy, nasılsın?
Olá! - Alegro-me de te ver.
Carloni'yi görürsen, selamımı söyle.
Se ver Carloni, mande lembranças!
- Selam Franz. - Sonun da görüştüğümüze sevindim.
Estou encantado por te ver.
Selam François. Beni ne zaman bulacağını merak etmeye başlamıştım.
François, estava a ver quanto tempo demoravas a encontrar-nos.
Selam tatlım, aletimi görmek ister misin?
Olá jeitosa! Quer ver a minha broca?
- Selam. - Şu reklama bir bakayım.
- Quer ver os anúncios?
Selam. Bana sizinle konuşmam gerektiğini söylediler Bay Braxton.
Acabo de ver o implemento da familia no pasto.
- Selam Boomer. - Seni görmek güzel.
- Que bom ver-te aqui.
Selam Ben. Biz maçı seyrediyorduk.
Ben, nós estamos a ver um jogo de futebol.
Kuşu Leyla'ya ver, selamımı söyle.
Leve-o.
- Selam. - İyiyim.
Estás a ver, pai?
Selam, Johnny, seni... seni görmek çok güzel.
Olá, Johnny, é esquisito ver-te aqui.
Simon'a benden selam söyle. - Seni görmek çok güzel.
- Foi bom te ver.
Hey, selam dostum.
Olá, menino. Prazer em ver-te.
- Hayatım, merhaba. Neredeydin? - Selam Kate, geç kaldım çok özür dilerim...
Pronto, eu vou ver se consigo achar algumas migalhas no sofá.
- Selam Steve.
- Vou ver o combate.
Selam. Bana bir bira ver.
Quero uma cerveja.
Selam, Ed. Seni görmek güzel.
- Muito prazer em ver-te, Ed.
Selam ve oh'daki aksanı doğru anlamama izin ver?
Bem, deixa-me perceber isto. O acento é no "i" ou no "o"?
Selam şirin şey. Vaktin var mı? Senin için yok, yosma!
Só aguento isto porque ponho a TV pequena na almofada ao lado dela para eu poder ver Get Smart.
- Selam. Sizinle yürüyebilir miyim?
E não tem nada a ver com a tarefa do Comandante Riker?
Selam hoşaf surat, ver bir beşlik.
Olá, cara de boneco, cinco acima.
vern 90
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
versene 43
ver bana 123
veronika 32
vereceğim 68
verdim 70
verildi 28
vermeyeceğim 54
vereceksin 16
veririm 64
versene 43
ver bana 123
verir misin 17
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
veriyorum 68
vermiyorum 24
verdiler 18
ver onu bana 367
vereyim 16
veremem 78
vermem 64
verdin mi 17
vermedim 31
veriyorum 68
vermiyorum 24
verdiler 18
ver onu bana 367