Sen nasıl translate Portuguese
6,280 parallel translation
- Sen nasıl anlatırdın?
Como é que tu lhe explicavas?
Sen nasıl istersen patron.
Você é que manda, chefe.
- Sen nasıl...
- Como é que chegaste...
Sen nasıl istersen Brian.
Tudo o que tu quiseres, Brian.
- Sen nasıl çıktın yukarı yahu?
Como é que estás aí em cima?
Eğer hayat kötüyse, sen nasıl mutlu oldun?
Se a vida é tão má, como é que és tão feliz?
Sen köyüne dönsen nasıl olur?
Que tal voltares para a terrinha?
Sen nasıl dersen Mark.
Como queiras, Mark.
Sen nasıl...?
Como é que...?
Sen nasıl antreman yaptırıyorsun bilmiyorum ama...
Não sei como treinas, mas...
- Victor, sen nasıl...
- Victor, como é que...
- Butch sen nasıl yaralandın?
Butch, como conseguiu a sua cicatriz?
Sen nasıl geldin?
Como é que tu chegaste aqui?
Sen o tüfeği indirsen nasıl olur... ben de böylece vaktinin boşa gitmemesini sağlarım.
Que tal baixares essa espingarda e faço-te valer a pena.
Sen nasıl gördün?
Como é que a vias?
Korkunç uzaylılar anneni senden ayırsalar sen nasıl hissedersin?
Como é que te sentirias se uns horríveis extra-terrestres te levassem a tua mãe?
Sen nasıl bir şerefsizsin böyle Os?
Como podes ser tão estranho?
- Sen nasıl geçiniyorsun?
- E tu o que fazes?
Sen nasıl zengin oldun, ha?
Como é que és rico?
Güçlü bir kız olduğun için ben nasıl dayandıysam sen de öyle dayanacaksın ama sana pahalıya mâl olacak.
E suportarás isso, como eu, porque és forte, mas, virá com um enorme preço...
Kimse bunun nasıl bir şey olduğunu anlayamaz ama sen Kelly...
Ninguém entende isto, excepto tu, Kelly.
- Sen... nasıl...
- Como... como é que você...
Sen ve diğer tüm insanlar bu işin nasıl olduğunu anlamalısınız.
E o senhor, melhor que ninguém, deveria saber o que isso implica.
Sadece sen bunun yaşanmasını engelleyebilirsin. Nasıl?
Só tu podes impedir que isso ocorra.
Sen insanlara nasıl davranacağıyla ilgili öğüt veren ve çöllerde dolaşan biriyle sorun yaşar mısın?
Importas-te com alguém que vagueia pelo deserto a dizer às pessoas como devem comportar-se?
Nasıl oldu da biz ayrıldıktan daha iki hafta sonra sen nişanlandın?
Como é que ficaste noiva duas semanas depois?
Ben o arabayı haftalardır internetten araştırmışken sen o sert ve kasıntı hâllerinle olaya müdahele edip 70'lerde nasıl araba alındığının dersini vermek istedin bana!
Pesquisei na Internet aquele carro semanas a fio depois você apareceu com a sua magia de se armar em durão para me dar uma lição de como se comprava carros nos anos 70.
Francis'e yakınlaşıp arkadaş olman gerekiyordu, nasıl bir kral olduğunu öğrenecektin, en zayıf noktasını bana söyleyecektin. Ama duyduğuma göre, sen kraliçe ile arkadaş olmuşsun.
Era suposto teres travado amizade com o Francisco, teres descoberto que tipo de Rei ele é, quais os seus pontos fracos, mas, pelo que ouvi, tens-te aproximado da Rainha em vez disso.
Buraya gelirken, seni nasıl azarlayacağımı, nasıl... "Senin için kuralları çiğnemede bir sorun yok, çünkü sen seçilmiş kişisin." diyeceğimi düşünürken...
Ao vir para cá pensei em como te dizer, como é fácil para ti quebrar as regras porque és o escolhido...
Sen içeri nasıl gire- -
Espera, como é que... Como é que tu...
Sen bu işi nasıl başardın?
Como o conseguiste? !
Benim nasıl biri olduğumu yalnızca sen biliyorun anne.
Mãe, se ao menos soubesses onde me colocaram.
Sen kendini toparlasan nasıl olur?
E se te orientasses, pretinho?
Sen kendini nasıl hissederdin?
Estarias bem?
-... ve sen bunu nasıl kabul ettin anlayamıyorum.
E não sei porque tu aceitaste.
İsa, evlat, nasıl sen Bu lanetin detay çizmek?
Como foste escalado para essa missão?
Adlarını kayıtlardan bir şekilde saklamışlardı ama sen bulmayı başarmıştın. - Bunu nasıl yapmıştın?
Eles enterraram os nomes nos registos, mas tu conseguiste desencantá-los...
Sen? Karını işine dönmene nasıl ikna ettin?
Como convenceste a tua mulher a deixar-te voltar?
Nasıl bir narsist puştsun lan sen?
Tu és cá um narcisista!
Nasıl sevgilim sen?
Como vais, querido?
Bu teknolojiyi sen yaratmadın ama yine de bana nasıl kullanacağımı söyleyebileceğini farz ediyorsun.
Não criou esta tecnologia e, contudo, ousa dizer-me como usá-la.
Nasıl oldu da ben yaşlandım ama sen aynı kaldın.
Não sei como é que envelheci e tu não.
Ve eğer sen buradaki babaların herhangi birisinin kızlarının doğum gününü unutabileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun ve çıkıp onların kızlarına nasıl pastalar aldığını görebilirsin.
E se achas que esses pais faltam ao aniversário das filhas... então podes ir ver que tipo de bolo lhes compram.
Dostum, Gerçekten yardım etmek istiyorum, Fakat nasıl yardım edebilirim, Sen bana " bas git?
Eu quero mesmo ajudar mas, como poderei ajudar se tu disseste para me ir foder?
Sen bu görevi aldı nasıl bana açıklamak ister Ve akla gelebilecek her şekilde o kadar becerdin?
E fodeu-lo em todas as maneiras imagináveis?
Yani, sen onun hakkında nasıl hissettiğini biliyorum.
Então, eu sei como você se sentiu sobre ele.
Nasıl bir yaratıksın sen?
Que classe de tacanha és, por Deus?
- Sen yapmışsın gibi yapsam nasıl olur?
- E se parecer que o construíste? - Fecha os olhos.
Sen elimi tutmadan da nasıl koşulduğunu biliyorum.
Sei correr sem que me agarres na mão.
Terry, sadece sen ve ben, bunu nasıl düzeltiriz?
Só nós os dois, como é que vamos resolver isto?
Peki, sen bu işlere nasıl girdin?
Como é que entrou para este ramo? Adora esperma?
sen nasılsın 397
sen nasıl istersen 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
sen nasıl istersen 91
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221