English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Ses ver

Ses ver translate Portuguese

267 parallel translation
Ses ver! Eyvah!
Quem vem lá?
Senin sesin nasıl? Bana güzel anlaşılır ses ver.
Como esta a tua voz?
Ses ver, Liesl.
Muito bem. Dá-nos a nota, Liesl.
Ses ver!
Fala!
Harold, mikrofona ses ver.
Aumenta o microfone, Harold.
Liza, bizi duyabiliyorsan ses ver!
Liza, fale algo, se você pode nos ouvir!
Ses ver.
Dê-me um tom.
Şimdi bana ses ver.
Provemos.
Sadece bir ses ver.
Dá-me só um som.
Sen, ses ver!
Pois chama-os tu.
Kutsal koç ses ver ki seni duyabileyim. Komo Nango Djago gibi seslen!
Você, carneiro sagrado, grite como fazia Nango Djago.
Bala'nın kutsal hayvanı ses ver ki herkes seni duysun!
Oh, fera Bala, você, o macho ferreiro, grite como eu para que todos possam ouví-lo!
Hey Milhouse, ses ver.
Milhouse, põe mais alto.
- Ses ver - Bir, iki
Falem Um, dois
- Ses ver - Üç, dört
Falem Três, quatro
Carter, ses ver!
Carter, dá notícias!
Bir ses duymak istiyorum.
Quero ver claro e ouvir falar.
Onlarla sert bir ses tonuyla asla konuşulmamalı.
Então, estão todos ansiosos por vos ver. Já passou tanto tempo.
İçimden bir ses bu işte herkesten çok senin parmağın olduğunu söylüyor.
- Tu tens muito que ver com isto. - Oxalá tenhas razão.
O güzel dudakların uzamasını ve üflemesini görmek üstelik hiç bir ses çıkarmadan!
Ver essa boca linda a fazer beicinho e soprar sem soltar um único som!
İçimden bir ses, kimsenin uzunca bir zaman Garthe Knight'ı ortalarda görmeyeceğini söylüyor.
Tenho a sensação que ninguém vai ver o Garthe Knight por uns bons tempos.
Ses tonu, Hooks... bu yüzden çok önemlidir. Hooks, şuraya geç.
A voz dele ou dela, Hooks... têm muito a ver com isso...
Ben, ah, onları ateşe atardım,.. ... ve herkesin zıplamasını izlerdim, sonra patlar ve sanki silah sesi gibi bir ses çıkartırlardı.
Atirava-os para o lume e ficava a ver todos aos pulos, e eles estalavam e rebentavam como tiros.
Ve, MacGyver gibiler arada bir hala ses geliyor mu diye beyinlerini tıkırdatırlar. Evet, efendim.
Depois, há os MacGyvers, que têm de ser desafiados para ver se ainda estão sintonizados.
Bakalım nasıl ses çıkaracak.
Vou amplificar para ver como soa.
Bu kadar ses getiren çocuğu görmek istedim.
Queria ver o rapaz que se tornou numa sensação.
- Uçuş mühendisi, ses ver.
- Navegador, responda.
Ses ayarı alabilir miyim, lütfen?
Pode falar para ver o som, por favor?
Bir çeşit ses izi tanıma.
Um identificador de voz. Vou ver melhor.
Stanley rolünün ses denemesi için..... tişörtlerinizi çıkarın.
vamos ver que faz o papel de "stanley"... tirem as camisas.
Ver de buna ses ekleyeyim.
Deixa eu dublar essa merda.
Almak için eğilince... bir ses şöyle dedi : "Bunu Howard'a ver."
Baixei-me para a apanhar... e uma voz vinda do nada diz, "Dá-a ao Howard."
İçimden bir ses bu kez bu yaşlı çocuğa ciddi bir şans ver diyor.
Há algo em mim a dizer que lhe devo dar uma verdadeira hipótese. Elécas!
Ses geçirmez kabine girdikten sonra yarışmacılar... birbirlerini göremez, ve ben düğmeye basana kadar... hiçbir şey duymazlar. Şimdi sesi açıyorum.
Na cabine, nenhum concorrente pode ver o outro ou ouvir alguma coisa, até ligar o som, como vou fazer.
Ailene kötü davranmana ses çıkarmadım ama böylece oturup aç bir köpeği doyurmana seyirci kalamam!
Abusares da tua família é uma coisa... mas não fico parado a ver-te alimentar um cão esfomeado!
Yaklaşık 25 yıl kadar sonra, Almanya'da ses getiren bir film oldu.
Toda a gente foi ver o filme, porque o Muro desaparecera...
Hayır tatlım. İçimden bir ses konunun işle ilgili olmadığını söylüyor.
Não, algo me diz que não tem nada a ver com o trabalho.
Yani farklı bir yüze bakıyorum farklı bir ses işitiyorum ama bir şekilde halen sensin.
Estou a ver uma cara diferente, a ouvir uma voz diferente mas de alguma forma, ainda és tu.
Ve birilerinin de turbo asansör ve sentezleyici ses sistemlerine bakmasını istiyorum.
E peça para alguém para ver os receptores de voz do elevador. Comandante.
* Bir ses duyuyorum * - Bütün paranı bi de Yoo Hoo ver.
- Passa cá o dinheiro todo e um Yoo Hoo.
Ses kayıt cihazını ver bana.
Dá-me o gravador.
Ses efektini ver.
Ponham os sons.
O ses ne?
Temos de ver se fazemos uma fogueira.
Bir ses görüyorum. Hemen gideyim, şu çatlağa bakayım duyabilecek miyim Thisby'min yüzünü.
Ouço uma voz e corro para a fresta para ouvir e ver a cara da minha Tisbe.
Ama içimden bir ses, çok fazla kişinin... İçini göremediğini söylüyor, değil mi?
Mas tenho um pressentimento que não há muitos... que consigam ver esse interior, pois não?
Lşık geçirmez olduğu için Güneş'in içini ışıkla göremezsiniz. Ama ses vardı.
Com luz não se consegue ver lá dentro, porque é opaco.
Belki de görmek için kullandıkları yol budur. Geri yansıyan ses dalgaları ile...
Talvez seja a maneira como conseguem ver, com o reflexo do som.
Lütfen komutu işlemem koymam için ilk ses komutunu ver.
Primeiro diga o código de cancelamento do comando de voz.
Lütfen ikinci ses komutunu ver.
Diga o segundo código de cancelamento do comando de voz.
Evet, tabi. Erkek arkadasim ve ben sey yapiyorduk... oralarda bir ses duyduk, kontrol etmeye gitti, ama- - bu, 10 dk. kadar onceydi.
O meu namorado e eu viemos cá fazer-nos, ouvimos barulho e ele foi ver o que era, mas foi há uns bons dez minutos.
Bu durum muazzam derecede etkileyici bir görüntü olsa gerek. Sarayın avlusunda, 6000 ya da 7000 yeniçeriyi ya da diğer birlikleri, tek bir ses bile çıkarmadan görmek.
Devia ser uma visão tremendamente impressionante ver o pátio do palácio cheio com cerca de 6 mil ou 7 mil janízaros e outros funcionários e ninguém dizia uma palavra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]