English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sesini duydum

Sesini duydum translate Portuguese

440 parallel translation
- Silah sesini duydum ve Coleman'ın adamın başında dikildiğini gördüm.
E vi o Coleman junto ao cadáver.
O buraya gelir gelmez kelepçelerin sesini duydum.
Ouvi-as assim que ele entrou.
Sesini duydum. Geliyor.
"Eu ouço-o chegar."
Az önce yukarıda sesini duydum.
Ouvi-o agora mesmo lá em cima.
Çöp kutusunda şıngırdayan o şişelerin sesini duydum.
Ouvia aquelas garrafas, e as via na lata do lixo.
Silah sesini duydum ve onun dışarı çıkıp, Packard'a binip, gittiğini gördüm.
Ouvi os tiros e vi-o correr para o Packard e arrancar.
Evet ama önce küçük çanın sesini duydum. Jeff'in eğerinde taşıdığı çıngırak.
Sim, mas primeiro ouví o sino que o Jeff traz na sela.
Arabasının sesini duydum.
Eu ouvi o carro dele.
Silah sesini duydum, pencereye geldiğimde Tom'ın tekrar ateş ettiğini gördüm.
Eu ouvi, e fui até à janela quando vi Tom disparar o segundo tiro.
Sonra Ned Jr.'un sesini duydum :
E então ouvi a voz de Ned Jr. :
Oturma odasının yanından geçerken, içerden mahkumun sesini duydum. Bayan French'le konuşuyordu.
Quando passei pela sala de estar, ouvi que o acusado estava lá, conversando com a Sra. French.
Onun sesini duydum, o kadar.
Ouvi a voz dele, foi só isso.
Sonra da makinenin sesini duydum.
E depois ouvi a máquina.
Christiane'ın sesini duydum.
Ouvi claramente a voz de Christiane.
Galiba araba sesini duydum.
Baixa o som, pareceu-me ouvir o carro.
Sesini duydum.
Eu ouvi-te.
Ve kutsal efendimizin sesini duydum.
E ouvi a voz do Nosso Senhor.
- Kapıdayken silah sesini duydum
Parei ao portão quando ouvi os tiros.
Tanrı'nın asil yaratıklarının her çeşit sesini duydum.
ouvi todas as vozes da mais nobre criatura do Deus.
- Spock'ın sesini duydum.
- Espere! - O que foi?
Zil sesini duydum.
Eu ouvi o sino.
Patlama sesini duydum. Ne olduğunu anlayamadım.
E eu digo, ouvi uma grande explosão, não percebi o que se estava a passar.
Ve lastik patlamadan önce silah sesini duydum.
O estalido foi antes do estoiro.
O olduğunu tahmin ettim, tam buradaydım ve sesini duydum.
Eu estava aqui... e ouvi vozes.
Şey, sanırım o zamandı, arabanın sesini duydum tepenin kenarına koştum ve Bayan Quested'i araca binerken gördüm.
Acho que foi nessa altura, que ouvi o carro... então, corri para a beirada e vi a Miss Quested entrar.
Ve uzun zaman önce, bir Noelde, Snake Nehri'nde at sürüyordum. Bağıran küçük bir çocuğun sesini duydum.
Até que um Natal, há muito tempo, cavalgava ao longo do Rio Snake, quando ouvi um menino a gritar por socorro.
Bu ses, bir an kırmızı derili yazlıkçının sesini duydum sandım.
Podia jurar que é a voz do veraneante gordo idiota.
Sanırım arabanın sesini duydum.
Não, acho que ouço a carruagem.
Ve annemin sesini duydum.
Ouvi a Mãe.
Genç bayan beni kovdu ama demin sesini duydum. Ben de tam, sizin dediğiniz gibi onu başlangıca götürecektim.
Bem, a jovem menina escapou-se... mas acabei de ouvi-la... por isso estava prestes a levá-la de volta ao príncipio... como me mandou.
- Motorunun sesini duydum ama.
- Ouvi-te levar a moto. - Mamã, tens de me ajudar.
Rüyamda annemi gördüm ve onun sesini duydum.
Vi a minha mãe nos meus sonhos... e ouvi a sua voz.
Hayır, ama beni kör eden ışığı gördüm ve sesini duydum.
Não, mas vi uma luz que me cegou e ouvi a voz dele.
Arabanın sesini duydum.
Eu ouvi o carro.
Sesini duydum!
Ouvi a tua voz!
- Sesini duydum!
- Ouvi a tua voz!
Ve banyodan gelen su sesini duydum.
Ouvi água a correr na casa de banho.
Sesini duydum geliyor lordum.
Aproxima-se. Escondamo-nos.
Sesini duydum ve yerden 2-2,5 metre yüksekte dumanları gördüm. O ağaçların altından.
Ouvi o disparo e vi fumo, a cerca de 2m acima do chão, ali por debaixo daquelas árvores.
Rupert, sesini duydum.
Pareceu-me ouvir a tua voz, Rupert...
Patlama sesini duydum ama ne olduğunu düşünmedim.
Ouvi um estrondo, mas não pensei que fosse nada.
Sonra silah sesini duydum.
Depois ouvi tiros.
Ve bir adamın sesini duydum.
E ouvi a voz de um homem.
Borunun sesini o zaman duydum.
Desta vez, ouvi a corneta.
" Sesini duydum, geliyor.
" Ouço-o chegando.
Silah sesini koridorun öbür ucundan duydum.
O tiro ouviu-se até ao fundo da sala.
Bay Yabancı akşam treni geliyor. Az önce şeyi duydum sesini.
Sr. Estrangeiro vem aí o comboio da noite.
Ben duydum Sezar'ın sesini, ama kızın duymadı.
Eu ouvi a voz de César, mas a tua filha não ouviu.
Sesini duydum.
E aqui, estou a ouvi-lo.
Dün gece de sesini de duydum.
Ouvi-a esta noite.
Sesini duvarların ardından duydum.
Eu ouvi através das paredes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]