Suş translate Portuguese
5,642 parallel translation
- Sus tatlım.
- Calma, querida.
Bak, sadece sus ve sür!
Olha, cala-te e conduz!
Tamam sus. Düşündüğümüz kadar güçlüyse seni duyabilir.
Pronto, cala-te, se ela for tão poderosa como pensamos, pode ouvir-te.
Sus be palavracı. Sayım yapmaya çalışıyorum burada.
Calado, estou a tentar fazer uma contagem.
- Sus Carly.
- Calada, Carly.
- Asıl sen sus Jess!
- Cala-te tu, Jess.
- Ne olur sus Winston. - Plan mı?
- Cala-te, por favor, Winston.
Sus be.
Cala-te.
Selam, Sus Be.
Olá, Cala-te.
- Sus artık, yol boyunca bundan bahsettin, tuhaflaştın.
- Cala-te. Só falaste disso no caminho. Torna-se esquisito.
- Sus artık.
- Cala-te.
- Sus! Tanrılar bugün yanında değil.
Os deuses estão contra ti hoje.
- Ona zarar verme, lütfen. - Sus!
Silêncio!
Ben belki birilerini tavlarım ümidiyle yemek kursuna girmeyi kabul ediyorum. - Tess, sus!
Eu aceitar ter aulas de culinária à espera de alguma acção...
Hoşuna gitmeye mi başladım? Sus ya.
- Começas a gostar de mim?
Andy, sus.
Andy, cala-te.
Sus dedim.
Mandei-te calar a boca.
- Sus ya. - Gel, yerine oturabilirsin.
Toma, podes ficar com o teu lugar.
Emin misin? Sus.
- Tens a certeza?
- Sus bakayım.
- Silêncio, agora.
- Tamam, sus Crane.
- Deixa lá, Crane.
- Kaldık böyle, o yüzden sus.
Estamos presos, então pára de falar essas merdas.
Sürekli büyüyen bu şirket tektipliliğinden gücü çekip alalım. Sus, Nigel.
Retire o poder dessa corporação mono cultural.
Tamam, yine gereğinden fazla konuşmaya başladın, sus artık. - Tamam mı?
Invoco oficialmente a regra em que não podes falar mais, sim?
Tamam, sus.
Está bem!
Sus artık.
Cala essa boca.
Sus be Schmidt!
Cala-te, Schmidt.
- Sus da hayatını kurtarayım.
- Cale-se e deixe-me salvá-lo.
Sus! Bizi yalnız bırak.
Pára, tu não és eu.
Sus şimdi.
Silêncio.
Sus bir dakika.
- Joe... - Um momento.
Sus!
Silêncio!
- Sus, hiç konuşma.
Desculpa. - Não fales.
Bakıyorum hepiniz sus pus oldunuz.
Não tens nada a dizer agora. Como é possível?
Bay Miller : "Emin misiniz?" Bay Schmidt : "Sus Nick."
Sr Miller : "Mas tem a certeza?" Sr. Schmidt : "Cala-te, Nick."
Sus be.
Oh, cala-te.
Sus bence. Bu daha ağır şeyler hissettiriyor.
É melhor ficares calado, assim só fazes as coisas doerem mais.
- Sus artık.
- Preciso que se cale, pare de falar.
- Sus lan.
- Esteja calado.
- Tanrı aşkına, sus artık, Tommy.
Pelo amor de Deus, cala-te, Tommy.
- Sus be!
- Cala a boca!
- Lütfen sus artık.
Por favor, pára.
Sus.
Cala-te.
- Sus be.
A May mal parece ter trinta! - Cala-te.
- Sus.
- Porquê?
- Harold, sus, hemen.
Harold, pare, agora mesmo.
- Kendi iyiliğin için sus Lucas.
Quieto Lucas, se sabes o que é bom para ti.
Neden böyle... - Sus, konuşma.
- Não fiz nada.
Becky o şeyi nasıl yapıyordu hatırlasana... - Sus!
Eu acho que é uma coisa distorcida que cresceu sem amor.
Sus!
Pára.
- Sus.
- Cala-te.
susun lütfen 25
susun artık 25
sus lütfen 17
susar mısın 44
sus be 38
susadın mı 64
sussana 28
sus bakayım 20
susadınız mı 18
susamadım 28
susun artık 25
sus lütfen 17
susar mısın 44
sus be 38
susadın mı 64
sussana 28
sus bakayım 20
susadınız mı 18
susamadım 28