English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ T ] / Toplantı mı

Toplantı mı translate Portuguese

5,094 parallel translation
ve bunu açıklamak için bir toplantı mı ayarladı?
Ele convocou uma reunião, por isso?
Bak, Zoey, bugün basketbol antremanım, Sonrada oyuncularla toplantım var, Ve sonra kaptanlar toplantım. Daha sonra biraz daha antreman.
Zoey, tenho treino de manhã, reunião com jogadores, capitães e depois ainda mais treinos, isto tudo antes das aulas.
Umarım toplantı bitene kadar tutabilirim.
Só espero que consiga aguentar até a reunião acabar.
Hiç bu kadar popüler olmamıştım. Toplantıya kadar etrafta fazla dolaşmam.
Nunca fui tão popular na minha vida.
Bugün bu toplantım olduğunu biliyordun.
Sabias que tinha esta reunião, hoje.
Yönetimle toplantım var.
Tenho uma reunião com a administração.
Evet yılda iki kere, toplantılarında aletleri kullanmada yardım ediyorum.
Sim, eu ajudo-as a prepararem os seus seminários duas vezes por ano.
Sana öyle bir toplantı yapacağım ki.
Podes crer que serás bem actualizado.
Devam eden yayınımız süresince ilk Güneydoğu Asya Terörle Mücadele Konseyi toplantısı hazırlıkları sürüyor.
Como parte da nossa cobertura permanente, continuam os preparativos para a 1ª reunião do Conselho de Contra terrorismo da ANSA.
Kazandığım şey Binbaşı John Andre'nin evinde sosyal bir toplantıya davet.
O que eu ganhei foi um convite para um evento social em casa do Major John Andre.
Anladığım kadarıyla sabah toplantısında devriye ekiplerinin o tarafa uğramışsın.
Soube que passou hoje na reunião de patrulheiros. Sim.
Önemli bir toplantıya geç kaldım.
Estou atrasado para uma reunião importante.
Eğer izin verirsen, bir toplantım var.
Se me dás licença, tenho uma reunião.
- Affedersin, bir toplantım var.
Donna? Desculpa. Tenho uma reunião.
Bay Stern'e toplantı ayarlamak için aradığımı söyleyin.
Por favor, diga ao Sr. Stern que liguei para marcar uma reunião.
Toplantım.
A minha reunião.
Ee, toplantısı mı varmış?
Então, era uma reunião?
Et Deposunda bir toplantım var.
Tenho uma reunião no "Câmara Frigorífica".
Hayır. 10 dakika içinde personel toplantım var.
Não... Tenho uma reunião de pessoal daqui a dez minutos.
15 yaşında kurul toplantılarına mı katılacaklar?
As reuniões de conselho aos 15 anos?
- Şu an toplantıdayım.
Estou numa reunião. Chaz?
- Dedim ki, "Şu an toplantıdayım."
Disse que estou numa reunião.
Çünkü Holt'a sosyal yardım toplantısında yardım edeceğini söylediğinde bunu demiştin. O bu hafta sonu muydu?
Porque foi quando prometeste ao Holt que o ajudarias com a reunião para a divulgação à comunidade.
Şehirde bir toplantım var. Ama ondan sonra hep seninleyim.
Tenho uma reunião na cidade, mas depois disso sou todo teu.
Bu da beni o toplantıya geç kalmasaydım ne olurdu acaba diye düşünmeye sevk etti.
Isso deixou-me a pensar. O que teria acontecido se eu não tivesse chegado atrasado à reunião?
Bu ilk toplantın mı?
É o seu primeiro encontro?
Bunu yapmamalıydım. Anladım, onu görmedim ve toplantım da var.
Bem, eu não o vi e tenho uma reunião.
Saçmalık bu Harvey, toplantımız vardı.
Isso é mentira, Harvey. Tínhamos uma reunião.
Onlarla konuşmak istiyorsanız bir toplantı ayarlarım.
Se quer encontrar-se com eles, eu trato disso.
Bir toplantı için yoldaydım.
Eu estava a caminho de uma reunião.
- İki gündür toplantıda mı?
- Está em reunião há dois dias.
Evet, 8'de toplantım var.
Sim. Tenho uma reunião às 8 horas.
Kennedy aile toplantısından daha yalnız durumdayım.
Isto é mais solitário que uma reunião familiar dos Kennedy.
Her... herneyse... basın toplantısından sonra... gittikçe daha da paranoyaklaşmaya başladım.
De qualquer forma, depois da conferência de imprensa, comecei a ficar paranóico.
Mezunlar toplantısı nasıl diye sorardım ama ceset torbası her şeyi açıklıyor gibi.
Eu perguntaria como correu a reunião, mas, o cadáver algo que responde. Sim.
İkincisi toplantıdan erken ayrıldım çünkü otelden aradılar. Cuma gecesi gösterisi iptal olduğu için sahneye benim çıkmamı istediler.
E, em segundo lugar, só sai mais cedo da reunião porque o hotel ligou a dizer que o espectáculo de sexta-feira tinha sido cancelado e podiam-me encaixar.
Sabah erkenden toplantım var.
Tenho uma reunião de manhã bem cedo.
Bu toplantıda söylediği kişi olan kimse var mı acaba?
Alguém neste reencontro é na verdade quem diz?
Bu toplantı davetiyesini alana kadar. Bir erkek arkadaş gibi değil de bir savcı gibi düşünmeye başladım.
Até receber o convite deste reencontro e começar a pensar como procurador, em vez de namorado.
Toplantıya hazırlanmana yardım etmesi için George'a haber vereceğim.
E vou pedir ao George para lhe ligar, para se preparar.
Arkadaşım Christine Heldens bana bir toplantı ayarladı.
A minha amiga Christine Heldens marcou-me uma reunião.
Hiç şansım olmasaydı toplantı olmazdı bile.
Então, tenho uma hipótese.
Kendini evde bırakıp tüm bu bilgileri toplantıya götürüp canını sıkma, çünkü en iyi kısım sensin.
Não se preocupe com a informação e não deixe a sua personalidade em casa. A Norma é a melhor parte.
Yarına kurul toplantısını ayarlarım.
Vou marcar uma reunião de Conselho para amanhã.
Az önce Roger Allenford ile bir toplantımız vardı da.
Tive uma reunião com o Roger Allenford.
Toplantıların nasıl gidiyor, babacığım?
Como vão as reuniões, pai?
Artık toplantılara ihtiyacım yok.
Já não preciso das reuniões.
- Bu sabahki toplantısını kaçırmasıyla bir ilgisi var mı bunun?
Isto tem algo a ver com o motivo dele faltar à reunião de hoje?
- Birkaç dakikaya toplantım var.
Tenho uma reunião dentro de uns minutos.
Peki siz burada toplantı falan mı yapıyorsunuz?
- Vão ter uma reunião aqui?
Bu bir ortaklar toplantısı mı, yoksa şimdiye kadar duyduğum en sıkıcı radyo draması mı?
- Isto é uma reunião de sócios, ou o programa de rádio mais entediante que já ouvi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]