Uyanığım translate Portuguese
499 parallel translation
Sevgilim... Gerçekte demek istediğim ; sen burada olmadığın için karanlıkta uyanığım ve ağlıyorum.
O que na verdade, quero dizer-te... é que estarei desperta na escuridão e chorarei tua ausência.
Uyanığım ve kalkmak istiyorum Nanine.
Estou acordada e quero levantar-me, Nanine.
Evet, uyanığım.
Sim, estou acordado.
Saatlerdir uyanığım ve çalışıyorum. Hem de senin için.
Há horas que estou acordada trabalhando, posso acrescentar, para ti.
Uyansana. Uyanığım zaten.
Para quê a gritaria?
- Ben uyanığım.
- Estou eu.
Hala daha çok uyanığım madam. Ve her şey kontrolüm altında.
Estou muito vivo, senhora, e em controlo.
Uyanığım, Leary.
Já estou acordado, Leary.
Parmak uçlarına basarak geliyor ama ben uyanığım!
Ele entra sorrateiro, pensando que estou a dormir.
Hala uyanığım.
Ainda estou acordada.
Evet. Uyanığım.
Estou acordado.
- Hayır, gayet uyanığım.
- Eu estou muito desperto.
Uyanığım, uyanığım...
Estou levantado, estou levantado...
Ama gözlerim açık, öyleyse uyanığım... ama uyuduğumu hayal ediyorum.
Mas tenho os olhos abertos, o que significa que talvez esteja acordado, a sonhar que estou a dormir.
Evet, uyanığım.
Estou acordado.
- Artık uyanığım.
- Agora não tenho sono.
Uyanığım.
Estou acordado.
Uyanığım.
Acorde.
Uyanığım.
- Já acordei!
Uyanığım.
- Já acordei sim.
- Ben uyanığım.
- Eu estou acordado.
Bakın. Neredeyse altmış saattir uyanığım.
Ouça, estou acordada há quase 60 horas.
Uyanığım, yıllardır ilk kez uyanığım.
Estou desperto, desperto pela primeira vez em anos.
- Güzel. - Tümüyle uyanığım.
- Bem acordada.
uyanığım, uyanığım!
Já acordei, já acordei! Que queres?
Uyanığım, kabul. Ama bu beni bir canavar yapmaz.
Astuto, está bem, mas isso não faz de mim um monstro.
Uyanığım.
- Eu estou acordado.
Hayır, daima uyanığım.
Não, eu estou sempre acordado.
Uyanığım.
Não faz mal. Estou acordada.
- Uyanığım.
- Estou.
Ayrıldığında uyanıktım, oradan eminim. Gittiğini gördüm.
Mas estava acordada quando se foi embora esta manhã.
Yarın yarın burdaki uyanışımızın son gecesi, ama ben ayrılsam da sizler yaptığım işi devam ettireceksiniz.
Amanhã é a última noite do nosso reavivamento aqui, mas quando eu partir, continuarão o meu trabalho.
Muazzam muhteşem ve merhametli majesteleri ey kainatın efendisi, uysalların koruyucusu ey burnunu karıştırmaya layık olmadığımız ey dışkısı kısıtlanmamış bir zevk olan ve ey tavus kuşlarının gürültülü çiftleşmeleri bizi gece boyunca uyanık tutan.
Ó majestade magnificente e piedosa, mestre do universo, protector dos sofredores, cujo nariz não somos dignos de limpar. Vós, cujas belas fezes são deveres prazenteiras. Vós, cujos pavões nos mantêm acordados até altas horas da noite com o seu acasalamento ruidoso.
Tanıdığım en uyanık tip.
Ouça, ele é um dos gajos mais astutos que já conheci.
Şimdi de uyanıp, yemyeşil, soluk bir suratla, neler yaptığına mı bakıyor?
E acorda agora, tão verde e pálida, pelo que desejou tão livremente?
Uykularım huzursuz rüyalarla uyanıklığım özlemle dolu.
O meu sono está repleto de sonhos inquietos. A minha vigilia...
Dostlarım iş yardım programındaki bu tip kötülüklerden sakınmanın... en etkin yolu... Amerikan halkının kendisindeki sonsuz uyanıklığıdır.
O recurso mais efectivo para prevenir tais desgraças... neste programa de assistência... será a constante vigilância do povo americano.
Avazım çıktığı kadar çığlık atarak uyanırım.
É o meu problema. É constrangedor.
Benim anlayamadığım, Eddie Kane... Mallory'yi vurduktan sonra değiştirtdiğim kilide uyan anahtarı... nereden buldu.
Não consigo perceber, como é que o Eddie Kane tinha uma chave para uma fechadura que foi colocada por minha iniciativa no dia depois dele matar o Mallory.
Ben kanunlara uyan bir vatandaşım. Yaptığım şey kanunlara aykırı değil.
Sou um cidadão honesto, com uma conduta honesta.
Uyanığım!
- Estava acordado.
Doktor, senin bütün cesaretine ve uyanıklığına ihtiyaç duyacağım.
Como?
Tamamen uyanığım.
Estou bem acordada.
Uyanık kaldığım her an korktuğum şey.
O meu pior pesadelo.
Benim uyanıklık edecek kadar iyi olmadığımı söyledi.
Apostou em como eu não era suficientemente bom para a assediar.
Nihayet bunu anladım. Her üç gün uyanık kaldığımda, 24 saat kazanıyorum.
É que percebi que por cada três dias que fico acordado, ganho 24 horas.
Uyanığım.
Estou cima.
Çünkü yatıya kalırsan ikimiz tüm gece uyanık kalıp neden orgazm olmadığımızı düşünürken uyuyor gibi davranacağız.
Porque se cá ficares, permaneceremos ambos acordados, fingindo dormir, mas pensando na razão pela qual não resultou.
Ne kadar süre baygın olduğumu bilmiyorum... ve uyanışı hatırlamıyorum. Ama uyandığımda, bir kabustaydım.
Não sei quanto tempo estive inconsciente nem me lembro de acordar, mas quando acordei, estava num pesadelo.
Sabah uyanırım ve hala yanımda yattığını görürüm.
De poder acordar de manhã e ela ainda estar ali.
Olay şu ki... yani... eşim, pek çok yönden yaşadığım hayata pek uyan biri değil.
A minha mulher não foi na realidade feita para a vida que eu levo.