English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ V ] / Ve ben

Ve ben translate Portuguese

87,161 parallel translation
Biliyorum. Bunu biliyorum ve ben de senden uzakta olmak istemiyorum.
Eu sei disso e também não quero ficar longe de ti.
Ve ben buradaydım, Tomak'ın öldüğünü söyledim.
E estava aqui e disse-lhe que o Tomak tinha morrido.
"Eric'i görebilir miyim" diye sordu ve ben "iyi bir zaman değil" dedim.
E ela perguntou-me se podia ver o Eric e eu disse-lhe, "Não é uma boa altura."
Sen ve ben bu odada.
Tu e eu nesta sala.
Artık sadece benim ekibim ve ben varız.
Daqui em diante, sou só eu e a minha equipa.
Becca ve ben seni çok sevdik.
Eu e a Becca gostamos de ti.
Karanlıktı ve ben...
Estava escuro e eu...
Sen ortadan kaybolduktan sonra Scottie ve ben... cehennem gibi bir hayat paylaştık.
Depois que desapareceste, a Scottie e eu... nós partilhamos um verdadeiro inferno.
Annem ve ben buraya yeni taşındık...
A minha mãe e eu acabámos de nos mudar para cá. - De onde?
Baba. Okulun ilk günü ve ben neredeyse geç kaldım.
É o primeiro dia de aulas e já estou atrasado.
Bir hafta önce, Veronica ve ben arkadaş değildik.
Há uma semana, a Veronica e eu não éramos amigas.
Archie ve ben, sen gelmeden önce iyiydik.
Sabes, eu e o Archie estávamos bem antes de chegares.
Betty ve ben 4 yaşından beri kapı komşusuyuz.
A Betty e eu fomos vizinhos do lado desde os 4 anos.
Jughead ve ben bir kız konusunda anlaşamıyorduk.
O Jughead e eu discutíamos por causa de uma miúda.
Grundy ve ben.
A Grundy e eu. Nós vamos contar ao Weatherbee.
Geçen yıl bir gün, Chuck ve ben 10 dakika kütüphanede konuştuk.
No ano passado, eu e o Chuck falámos na biblioteca durante 10 minutos.
Herkese bilet alamazdık, o yüzden kardeşim Jellybean ve ben park edene kadar bagajda saklanırdık.
Para poupar nos bilhetes, eu e a minha irmã escondíamo-nos na bagageira até estacionarmos.
- ama Alice ve ben... - Archie ve Betty'nin birlikte zaman geçirmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Achamos que o Archie e a Betty não deviam passar tempo juntos.
Ve bir gün işten eve geldim ve ben üst kattaki banyodan gelen su sesini duydum.
E cheguei do trabalho um dia, e... E ouvi a água a correr, na casa de banho lá de cima.
Clifford ve ben tartışıyorduk çünkü o ve pis sülalesinin ailemizi yok etmesine bu kadar kalmıştı.
O Clifford estávamos a discutir. Porque ele e o seu clã nojento estiveram à beira de destruir a nossa família.
- Güzel. Tamam. Ondan hoşlanıyorum ve ben...
- Ótimo, porque eu gosto mesmo dela.
Ulaşması imkansız bir hedef ve ben denemeye devam ediyorum ama o sadece... Ben...
É impossível agradar-lhe, e estou sempre a tentar, mas ele...
Lon'un görülecek hesabı var ve ben ona karşı gelmem.
O Lon tem contas a ajustar e eu não vou trai-lo.
Ben Bryan... ve sen de Rufus'sun.
Olá. Sou o Bryan. E tu és o Rufus.
Ben tahmin ettim ve bu yüzden hayır dedim.
- Mas eu sim, por isso é que não permiti.
Şahsen ben tepeden tırnağa Meksikalı İtalyan, pasif ve aktif geyim.
Sou um gay ítalo-mexicano versátil, um otter pup ( cria de lontra ).
Pastiş'in hesabına girdim ve onu ben gönderdim. SILVIO
Entrei na conta da Pastiche e enviei-os.
Ben de Sleepy Hollow hududlarından ayrıldım... ve... bir kez daha,... gözlerim yalın hakà ® katlere açıldı.
Eu também deixei os confins de Sleepy Hollow, e, novamente, os meus olhos estão abertos para algo muito claro.
Ve sadece ikinizsiniz, öyle mi? Evet, ben bilgi ve belge toplarım. Alex de makineleri ve eserleri yapar.
Sim, eu catalogo as notícias e informações, e a Alex os artefactos e as máquinas.
Ben sizin rahatlığınız ve sağlığınız konusunda dikkatli olmak istiyorum.
Agora, quero ter em conta o seu conforto e bem-estar.
Ve onu ben kurtardım.
Eu salvei-o.
Ben temiz ve sarhoş birini oynayacağım, beni saf sanacak ve seni çalmaya çalışacak.
Vou fazer-me de bêbedo e ele vai achar que sou um falhado e tentar roubar-te.
Howard beni dayanağımdı. Nihayetinde ben iyileştim, ve devam ettik.
Eventualmente, eu... eu sarei, e nós continuamos.
General, Howard öldü. ve inşa ettiği şirketin başında artık ben varım.
General, o Howard morreu, e sou eu que estou no comando da empresa dele.
- Ondan bir şeyler sakladığını biliyor ve biraz daha araştırırsa ben olduğumu bulacak.
- Ela sabe que mentiste. Se ela procurar, vai descobrir que sou eu.
Ve sen dostum hayatın film şeridi gibi gözünün önünden geçmeden önce ben ne gördüm biliyor musun?
Sabes a parte onde vês a tua vida passar diante dos teus olhos? Sabes o que vi?
Ve elektrikler kesikti. Dolayısıyla ben de yangın merdiveninde dondurma yemeye çıktım çünkü eriyeceklerdi ve o da oradaydı.
Tinha faltado a electricidade levei gelado para a saída de emergência porque estava derretendo.
Ben Stan. Hademeyim ve...
E propomos enviar estes, junto com um pedido para adiar a reunião por 48 horas.
Ve sen dostum hayatın film şeridi gibi gözünün önünden geçmeden önce ben ne gördüm biliyor musun?
- Essa é a ideia. Mas, força. Entra.
Dolayısıyla ben de yangın merdiveninde dondurma yemeye çıktım çünkü eriyeceklerdi ve o da oradaydı.
Ele não viu nada. Ele distraiu-se, estão falando de outra coisa.
Betty ve ben eş olarak geldik.
A Betty e eu somos um conjunto.
"Üzgünüm, Koç, ben sadece çok üzgünüm ve şu an şınav çekecek takatim yok."
"Desculpe, estou demasiado deprimido e passado para fazer flexões."
Ama ben oradaydım ve size şunu söyleyebilirim ki gerçekte, orada sadece 3 kişi vardı.
Mas eu estava lá. E posso dizer-vos que, na verdade, só lá estavam três.
Ben kurallara uymam, kural koyarım ve gerekirse ezer geçerim.
Eu não sigo regras, faço-as. Quando necessário, infrinjo-as.
Ona da söylediğim gibi, ben ve izcilerim tuhaf bir şey duymadık.
Como lhe disse, eu e os meus escuteiros não ouvimos nada de estranho.
- Çünkü... Chuck ve Jason gibi adamların ben, Polly ve senin gibi kızlara kötü davranmalarından bıktım, tamam mı?
Estou farta que tipos como o Chuck e o Jason façam coisas a raparigas como eu, tu e a Polly, está bem?
Ama, Jug. Gazetede, ben ve Grundy hakkında, yazmayacak değil mi?
Ela não vai escrever acerca de mim e da Grundy no jornal, pois não?
Ya da ben ve Penelope arasında.
E eu e a Penelope também não.
Evet, ben ve Hermione... birlikte gideceğiz.
Sim, eu e a Hermione vamos...
Ben düşersem, ağırlığım tetiği çeker ve eminim ki kafası kopacaktır.
Se eu cair, o meu peso prime o gatilho e tenho a certeza de que ela é decapitada.
Ben komünizmin çöküşü ve üç başkan atlattım.
Sobrevivi à queda do comunismo e a três presidentes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]