Ve bence translate Portuguese
5,675 parallel translation
Bugün harika bir şey yaptım. Ve bence, benimle gurur duyacaksın.
Hoje fiz uma grande coisa e acho que ficarias orgulhosa.
Ve bence, hepimizin de bildiği gibi, her ne kadar burada bir avukatlar toplantısında bir araya gelmiş avukatlar olsak da bu sorunun çözümü % 95 politik, % 5 oranında da hukukidir.
E eu penso que todos nós reconhecemos, embora sentados aqui, como advogados numa reunião de juristas, que isto é provavelmente 95 % Política e 5 % Lei.
Benim tercihim, ve bence Amerikan halkının da tercihi bu yasaların yasalar çerçevesinde sistemli bir değerlendirilmesi yönündedir.
A minha preferência, e eu acho que... a preferência do povo americano teria sido De fazer um exame, Ordenado judicialmente, dessas leis.
Ve bence insanlar saklanan şeyleri tekrar tekrar görmeye başladı... Hükümetin tamamen farklı bir kanadının sakladığı şeyleri.
E acho que as pessoas irão ver o que lhes está a ser escondido, de novo, outra vez... por uma parte totalmente diferente do governo.
Ve bence bu hali yeterli.
E sinto que funciona muito bem.
Ve bence bugün en çok, açıklaması zor bir şeyi tartışmayı onlara borçluyuz.
E acho que lhes devemos um debate sobre uma coisa muito esquiva.
O kafası çalışan biri ve bence bu yüzden kullanılmış olabilir.
Ele é super dotado, e aproveitaram-se dele por isso.
Ve bence biz durumlara göre birbirimizde uzaklaşıp yakınlaşsak da sen ve ben bir şekilde bağlıyız.
E acho que mesmo que possamos afastar-nos ou aproximar-nos, depende das circunstância, estamos unidos de alguma maneira.
Ve bence Noel Baba bizim eve gelene kadar epey para kazanmış oluruz. *
E acho que vamos fazer "muy mucho mulla" quando o Manuel chegar "mañana".
Ve bence eğer büyükanne size çalışıyorsa ren geyiği tarafından ezilmemiştir. Kendini kızağın önüne atmıştır.
Começo a pensar que se a Avó trabalha para vocês, ela não foi atropelada por uma rena, ela atirou-se para baixo do trenó.
Ve bence bunu önümüzdeki malî yılda bizi ileriye taşıması için kullanabiliriz.
( Peter resmunga ) que eu acho que nos permitirá utilizar - à medida que avançamos para o próximo ano fiscal. - Aah!
Bak, senden cidden hoşlanıyorum, ve bence biz birbirimiz için yaratılmışız.
Gosto mesmo de ti e penso que fomos feitos um para o outro!
Ve bence bu bir işler karıştırıyorsun demektir.
E acredito que isso significa que andas a preparar alguma.
Ve bence bu en iyisi.
Não. E acho que é melhor assim.
Ve bence bu öyle bir ihanetti ki sen bununla yaşayamazdın. Değil mi?
Veja, acho que foi uma traição que só... não poderia viver com isso.
- Araştırmanızı okudum ve bence bir katili yakalamamıza yardım edebilirsiniz.
Li a sua pesquisa e acho que podia ajudar-nos - a apanhar um assassino.
Ben müzisyenleri görüyor ve bence seyirciler de...
Eu vejo músicos e acho que o público...
- Siktir! Çünkü bekleyip bir şey demezsem işemeye başlayacaksın ve bence bu muhtemelen çok kötü olurdu.
Porque se esperar e não disser nada e depois veres-me depois de teres mijado, acho que irá ser muito pior.
Ve bence ikisini ayırt etmenin yolu da yapmamı istediğin Turing Testi.
E conseguir distinguir entre as duas é o Teste de Turing que queres que efectue.
Ama bence en önemli şey, Carl'la konuştum ve şikayetini geri alacak yani beni artık mazeret olarak kullanamazsın.
Mas o mais importante é que falei com o Carl e ele vai retirar a acusação. Por isso, já não me podes utilizar como desculpa.
Bence katil, polisleri atlatmak ve bunun bir soygun olduğunu düşünmelerini sağlamak için yaptı.
Acho que o assassino levou isto para iludir a Polícia e os fazer pensar que se tratou de um assalto.
Bence ikiniz de ne döndüğünü biliyorsunuz ve niyeyse beni karanlıkta bırakıyorsunuz.
Vocês os dois sabem o que se tem passado. E por algum motivo, não me contam nada.
Yargıç Pregerson, bence bu tür davaların bir altkümede değerlendirmek gerekir ve bu durumda da bu altkümedeki davalar için kenara çekilmek daha uygun olur.
- Bem, juiz Peterson, o que eu penso é que há uma pequena categoria, um conjunto de casos em que pode ser mais adequado fazer uma diligência à parte, para essa categoria limitada de casos...
Bence oraya çıkıp, bakın korkmuyorum ve diğer insanlarda korkmamalı demek, cesurca bir davranış.
Obviamente, há circunstâncias que levam a isso. Eu penso que é poderoso eu sair e dizer : não tenho medo... e penso que ninguém devia ter.
Bence Grady'nin seni Federallere ihbar ettiğini öğrendin ve pis işi onun yapacağını umarak Mayfield'in Grady ile başbaşa kalmasına izin verdin.
Acho que descobriu que o Grady o denunciou aos Federais, por isso, deixou o Mayfield passar algum tempo a sós com ele, à espera que o Mayfield fizesse o seu trabalho sujo.
İçişleri'nin emri ve dosyanıza bakacak olursak bence konuşacak çok şey var.
Ordens da Procuradoria. Com base no seu ficheiro, acho que temos muito a discutir.
Bence Whitehall'la düşman olarak karşı karşıya geldi ve Whitehall da Bakshi'ye ikinci bir şans verdi.
Acho que ele provocou o Whitehall como inimigo. E o Whitehall deu-lhe uma segunda oportunidade.
Her ne kadar büyüleyici kişiliğimden dolayı olduğuna inanmak istesem de bence sende düzgün işleyen bir şeyler var ve sana müttefik gerekiyor.
Adorava acreditar que é a minha personalidade mágica, mas acho que estás a aprontar algo e precisas de aliados.
Bence insanlar bizimle çıktığında büyük ihtimalle arkadaşlarına anlatıyorlar ve onlar da...
Acho que quando as pessoas saem connosco, devem falar com os amigos que dizem :
Bence asıl fark timsahların insan yemesi ve...
A diferença é que os crocodilos comem carne humana e os aligatores...
Bence sen çok güzel ve çok hoşsun.
Acho-te linda e muito simpática.
Mm-hmm. ve... yakınlaşıyoruz olmaması gereken şekilde yani en azında bence öyle. aslında beni tam anlamıyla yanlış anlamadın
E... estamos a voar sem quaisquer instrumentos.
Bence siz ve Bay Hanna suç mahallinden uzak dursanız iyi olur.
Acho que é melhor se você e o Sr. Hanna ficarem longe da cena do crime.
Bence gömlek ve kravata bayılacak çünkü sen almışsın.
Acho que ele vai adorar a camisa e a gravata porque serão vindos de si.
Emma ve ben mi? Bence bizim bağışıklığımız var.
Acho que eu e a Emma somos imunes.
Bence sen inanılmaz ve harika birisin.
Eu acho voce incrível. Brilhante,
Bence ona erişimi olan biri David Clarke'ın peşinde olan ve onlar için çalışan biri.
Alguém com acesso a ele, alguém que trabalha para aqueles que perseguem o David Clarke.
Etik açıdan bakınca, bence bu kabul edilemez bir durum. Bir gruba gidip, sizin için birkaç hafta çalışacağım ve sonra hayatınızın sonuna kadar bana borçlu olacaksınız demek saçmalık.
Do ponto de vista ético, acho uma posição insustentável... para mim dizer a uma banda que vou trabalhar com eles algumas semanas, e depois para o resto das vossas vidas vão pagar-me um tributo.
Tuhaf ama bence punk rock, o nesilin halk müziği gibiydi, çünkü çalması kolaydı ve sanki etrafta olan şeylerden bahsediyormuş gibiydiler.
E acho que, de uma forma estranha, a música punk rock era... JASON NARDUCY Guitarrista dos Verboten a música folk daquela geração. Porque era tão fácil de tocar, e que falava do que estava a acontecer à volta deles.
DC ve Virginia'lı olmanın doğal sonucu olarak bence kendi yolunu kendisi çizmek zorunda hissetti.
Acho que por ter crescido em... Washington e na Virgínia, obrigou-o a trilhar o seu próprio caminho.
Bence doğru yoldalar. Ve grubunla birlikte, insanlarla dayanışma sağla. Bir şekilde insanları etkilemeleri lazım.
Acho que fazem à maneira deles, só que... têm de tocar nas pessoas, meu.
Efendim, sayı üstünlüğümüzü kaybetmemek için bence grupları birbirinden ayırmalıyız. Yiyecekleri paylaştırmaya başlamalıyız ve insanlara gece boyunca burada olacağımızı çünkü maddenin kabartma tozu olmadığını söylemeliyiz.
- Capitão, devíamos separar as facões para não nos ultrapassarem em número, racionar já a comida e avisar que a noite será longa, porque a substância não é fermento.
Bence Turelli hapisten çıktı ve oyunu kuralına göre düzgün oynamak istedi, böyle bir oyun ise oynamak istemediği tek oyundu.
Estou a pensar que o Turelli saiu da prisão, à espera de seguir em frente e este não era o jogo que ele queria jogar.
Göğüs ve gövdesindeki büyük ezilmelere bakılırsa çarpıp kaçma vakası bence.
Bem, a julgar pelas enormes feridas por esmagamento no peito e tronco dele, - diria que foi atropelamento e fuga.
Çünkü kesin olarak bilemiyorum döndüğünde tekrar söyledin ve her söylediğinde de kafasını karıştırıyorsun ve ilişkimiz uyumunu kaybediyor ve bana sorarsan eğer bence yine Amy senden hoşlanmaya başladı.
- Foi? Sei que te fizeste o mesmo quando voltaste e sempre que te declaravas, ela ficava "baralhada" e a nossa relação "dessincronizava".
Oğluma yaptığın şeyden ötürü duyduğum acının üstesinden asla gelmeyecek olsam da seni affediyorum. Çünkü bence sen hastasın ve yardıma ihtiyacın var.
E ainda que nunca venha a ultrapassar a dor... do que fizeste ao meu filho... eu perdoo-te... porque acredito que estás doente e precisas de ajuda.
Bence sandığından daha çok şey biliyor olabilir ve şu anda tek tanığımız o.
Acho que ela deve saber mais do que pensa e agora é a nossa única testemunha.
Bence çocuk üvey annesinden korktu. ve tüm bunları haketmediğini söyledi.
O rapaz teve medo que os seus pais adoptivos acordassem um dia e compreendessem que ele não valia o esforço.
Bence onun becerisi ve yeteneği, bu tip durumlar için örnek teşkil ediyor.
Acredito que as suas capacidades e habilitações em matérias deste género são exemplares.
Ve modern demokrasinin eski Çin savaşçılığıyla ilgisi yok bence.
A democracia moderna nada tem a ver com a antiga arte de guerra chinesa.
Bence şu taraftan gidelim tepenin diğer tarafından ilerleyip, rüzgardan kurtulalım ve kampımızı oraya kuralım.
O que estou pensando que poderíamos fazer é seguir pela estrada secundária Chegar ao outro lado deste cume, e sair do vento Onde podemos armar nosso acampamento.
bence 1190
bence de 624
bencede 17
bence sen 43
bence iyi 16
bence var 43
bence çok güzel 23
bence de öyle 135
bence biliyorsun 23
bence o 37
bence de 624
bencede 17
bence sen 43
bence iyi 16
bence var 43
bence çok güzel 23
bence de öyle 135
bence biliyorsun 23
bence o 37